IŞİD’den kurtarılmayı bekleyenler

El Kaide’nin lideri Ebu Musab el-Zerkavi önderliğindeki Irak El Kaidesi, zaman içinde El Kaide’nin genel yönetiminden farklı bir şekilde hareket etmeye başladı. Bu ayrışma sonucunda El Kaide’nin Irak kolu, ayrı bir örgüt olarak konumlandı ve kendisini “Irak İslam Devleti” olarak adlandırdı.

Öte yandan, 2011’de Suriye’de başlayan barışçıl ve sivil halk hareketi, ağır bir devlet terörü ile karşılaştı.

2012’de muhalifler, devlet terörüne karşı silahlı direnişe itildi ve iç savaşa dönüştü. 2012 sonunda, Suriye sahasında muhalefetin silahlı örgütlerin kontrolü altına girmesiyle El Kaide’nin ülkedeki kolu olan Nusra da öne çıkmaya başladı.

Bu süreçte “Küresel Cihadın Suriye Cephesi”, dünyadaki selefi grupların çekim alanı haline geldi. 2012-2013 yılları arasında, Irak İslam Devleti örgütü bu çekim alanını kendisi için fırsata çevirme hamlesi yaparak adını Irak ve Şam İslam Devleti (IŞİD) olarak değiştirdi ve Nusra içindeki bir kanadı kendisine bağladı.

IŞİD yönetimine göre Küresel Cihad dönemi sona ermiş, siyasal İslamcılığın yegâne ideali olan “İslam Devleti” aşamasına geçilmişti. Bu sonuçla, 2014 Temmuz’unda IŞİD Hilafet Devleti’ni ilan etti. Böylece ABD’den Avustralya’ya, Avrupa ülkelerinden Türkiye, Orta Asya ve Arap dünyasına dünyanın dört bir yanındaki Selefî cemaatlere Hilafet’in ilan edildiği, IŞİD’in kurduğu devlet topraklarının Hicret edilmesi farz olan Daru’l İslam vatanı olduğu propagandası yapıldı.

İslami altyapısı olmayan ya da çok zayıf olan kişi ve gruplar, bu propaganda etkisiyle gerek bireysel gerekse eşleri, çocukları hatta yaşlı anne ve babaları ile Rakka, Musul gibi kentlere “hicret” ettiler. Göç eden erkeklerin çoğu militan olurken eşlerinin büyük kısmı evlerde çocuk bakımı ile görevlendirilmişti.

IŞİD’in kadın kadrosu, örgütün bu ev hanımlarını kontrol etmekle sorumluydu. Ancak bu kadro oldukça dar bir çerçevede faaliyet gösteriyordu.

King’s College Uluslararası Radikalleşme Çalışmaları Merkezi’ne göre, 2013-2018 yılları arasında, birçok Avrupa ülkesinden 100’den fazla ülke vatandaşının Suriye ve Irak’a gittiği ve IŞİD’e katıldığı tahmin ediliyor.

IŞİD’in kurduğu terör devleti, 2019’da ABD öncülüğündeki Uluslararası Koalisyon tarafından yıkıldıktan sonra, yeni bir durum ortaya çıktı: IŞİD Kampları krizi YPG kontrolündeki Kuzeydoğu Suriye’deki el-Hol Kampı ve Irak merkezi hükümeti kontrolündeki Rusafa Cezaevi ve diğer cezaevlerinde toplamda 50 binden fazla kişi tutuluyor.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları