Mesut Doğan, iktidarın günü kurtarmaya yönelik suni ekonomik politikalar uyguladığının altını çizerek, “2019 bütçesine bir taraftan 117 milyar faiz gideri yerleştirip koskoca ülkede sadece 54 milyar yatırımı öngörerek de çözemezsiniz bu sorunları, tarifi değiştirmek, koşmak, terlemek lazım. Galoş değil, çizme giymek lazım. Bu milletin sesine kulak vermek lazım, bu toprakların fıtratına uygun politika üretmek lazım. Bu ülkede yağ var ama ne yazık ki, bu ülkede usta sorunu var” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mesut Doğan, düzenlediği basın toplantısıyla partisinin güncel konularla ilgili görüşlerini kamuoyuyla paylaştı.
Milli Gazete'den Aysun Yılmaz'ın haberine göre, Balgat Eğitim Merkezi’nde düzenlenen toplantıda Doğan, tüm İslam âleminin Kurban Bayramı’nı tebrik ederek konuşmasına başladı.
ZAM ASLA YÜK OLARAK GÖRÜLMEMELİ
İktidarın günü kurtarmaya yönelik suni politikalar uyguladığına dikkat çeken Doğan, “İnsanlarımız geleceğe yönelik endişeli. İnsanlarımız durgun ve huzursuz. Keşke en azından direkt 6 milyon insanı ilgilendiren dolaylı olarak 30 milyon insana etki edecek olan toplu sözleşmeler bayram öncesi neticelenseydi. İnsanlarımız çiftte bayram yapardı. Görünen o ki, çalışmalar bayramdan sonraya kalmış gözüküyor. Özellikle iktidara sesleniyoruz; bu dönemde çalışan kesime verilecek zammı iktidar asla ekonomiye yük olarak görmemelidir. Tam tersine durgun piyasayı harekete geçirecektir. Zira vatandaşlarımızın cebine giren zam küçük esnafın da önüne geçecektir. İsraftan asla ödün vermeyenler, çalışanların itibarını ve onurunu korumak için haklarını vermeleri gerekiyor” diye konuştu.
BORÇ BATAKLIĞININ İÇİNDE YÜZÜYORUZ
Doğan, iktidarın ekonomik politikasını eleştirerek, “Siz bu ülkede faize para bulabiliyorsunuz. 2019 bütçesine koymuş olduğunuz faiz miktarı 117 milyar. Bunun yanında aynı bütçede personel gideri olarak Türkiye’de yaşayan tüm maaşlı kesime verilecek olan bir yıllık miktarın toplamı da 247 milyar. Bu ülkede maaşlı kesime yüzde 50 zam verecek miktarı faize veriyorsunuz. Biz bunu Saadet Partisi olarak yaptık ve yine yapacağız. Bu ülkede yağ var fakat ne yazık ki, bu ülkede usta sorunu var. Bu ülkede tarif sorunu da var. Yanlış tarif bu ülkeyi hangi noktaya getirdiğini görebilmek için birkaç rakam sunmak isterim. İşte Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2019 birinci çeyrek raporuna göre, devletin iç ve dış borç toplamı 578 milyar dolara yükselmiş vaziyette. Türkçe karşılığı 3,2 trilyon demek. 2002 yılında bu ülkenin iç ve dış toplam borcu 232 miyar dolar idi. Yüzde 150 artışla adeta borç bataklığı içerisinde yüzüyoruz” ifadelerini kullandı.
BU TABLOYU KİMSE İZAH EDEMEZ
Ülkede milyonlarca vatandaşın borç batağında olduğunu dile getiren Doğan, şöyle devam etti: “Merkez Bankası’nın Mayıs ayı Finans Raporu’na göre, bu ülkede yaşayan tüm vatandaşların bir bankalara, iki finans şirketlerine, üç TOKİ’ye, dört varlık şirketlerine olan borcu 590 milyar liraya yükselmiş durumda. 2002 yılında bu rakam sadece 6,7 milyardı. Ki bunun içerisinde ticari krediler yok. Ticari kredilerin toplamı ise 422 milyar dolar. Bireysel ve ticari kredileri birleştirdiğimiz zaman insanımızın borçları 1 trilyonu aşmış vaziyette. Bunun yanı sıra UYAP’ın günlük vermiş olduğu raporlara göre, Türkiye’deki mahkemelerde var olan icra ve iflas dosyası rekor kırmış vaziyette. Bugün itibariyle söylüyorum, şu anda icra mahkemelerindeki icra ve iflas dosya sayısı 21 milyon 21 bin 578’e yükselmiş durumda, zaten Türkiye’deki hane sayısı 22 milyon. Ekonomiyi olumlu anlamda etkileyecek tüm imkân ve nimetlere sahip bu ülkede bu tabloyu kimse izah edemez.”
Bu toprakların fıtratına uygun politika üretmek lazım
Türkiye’nin yeraltı ve yerüstü zenginliklerine gereken önemin verilmediğini ifade eden Doğan, “2019 bütçesine bir taraftan 117 milyar faiz gideri yerleştirip koskoca ülkede sadece 54 milyar yatırımı öngörerek de çözemezsiniz bu sorunları tarifi değiştirmek, koşmak, terlemek lazım. Galoş değil çizme giymek lazım. Bu milletin sesine kulak vermek lazım, bu toprakların fıtratına uygun politika üretmek lazım. Aslında sorun da çözüm de net. Ülkenin bir an önce faiz, döviz ve borsa üçgeninden oluşan rant sistemini terk edip hemen yerine yatırım, istihdam ve üretimden oluşan reel ekonomiye geçmek mecburiyetindeyiz. Bunu yapmayan hiçbir ülke ayakta duramaz ancak güçlü ülkelerin kölesi olur. Koskoca ülke, dışarıdan öksürüldüğü takdirde doların fırladığı, avronun fırladığı zavallı bir ülke konumuna gelir. Bizim Saadet Partisi olarak hedefimiz, niyetimiz, vaadimiz var. Bu ülkede herkesin ürettiği kadar tüketme hakkına sahip olduğu, üretme yeterliliği olmayanın tüketme hakkının devlet tarafından garanti altına alındığı, milli ekonomiyi mutlaka inşa edeceğiz” diye konuştu.
