IŞİD'in Türkiye'de yakalanan sözde yöneticisinin cezası belli oldu

IŞİD'in Türkiye'de yakalanan sözde yöneticisinin cezası belli oldu
IŞİD'in Türkiye’de yakalanan ve ’Ebu Zeyd /Üstaz Zeyd’ kod adlı en önemli sözde üst düzey yöneticisi olduğu iddia edilen Beşar Hattab Gazal Al-Sumaidai’nin de içlerinde yer aldığı 3 sanıklı davada mahkeme kararını açıkladı

IŞİD'în Türkiye’de yakalanan ve ’Ebu Zeyd /Üstaz Zeyd’ kod adlı en önemli sözde üst düzey yöneticisi olduğu iddia edilen Beşar Hattab Gazal Al-Sumaidai’nin de aralarında bulunduğu 3 sanığın yargılandığı davada karar çıktı.

Mahkeme, Al-Sumaidai’yi ‘silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek’ suçundan 17 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı.

Sanık Sumaidai'nin de aralarında bulunduğu 3 sanığın yargılandığı dava İstanbul 23.Ağır Ceza Mahkemesi'nde karara bağlandı. Duruşmaya tutuklu sanıklar Beşar Hattab Gazal Al-Sumaidai ile Azzam Ali Hussein Al-Neama Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlandı. Tutuksuz sanık Makaram Taha Ali ile sanık avukatları ise salonda hazır bulundu.

"IRAK'TA ETKİN BİR İSİM"

Duruşmada savunma yapan sanık Azzam Ali Hussein Al-Neama, ‘’Ben herhangi bir örgüt üyesi değilim. Bu şahısla bir sorun yaşadım, şahıs da Irak’ta etkin bir isim bu yüzden benim hakkımda böyle bir şey oldu. Kesinlikle tahliyemi isterim’’ dedi.

"IŞİD BİZDEN ŞİKAYETLERİ ALIYORDU"

Sanık Beşar Hattab Gazal Al-Sumaidai ise savunmasında, ‘’Ben Irak’ta bir elektrik şirketinde memurdum, yardımcı mühendistim. Benim maaşım bin dolar kadardı hiçbir şeye muhtaç değildim. Mühendisliğimin yanı sıra aynı zamanda dini eğitimler de aldım ve Türkçe karşılığı ‘Diyanet İşleri’nde gönüllü olarak ücret almadan dersler verdim.

2014’te IŞİD, Musul’u ele geçirdi, oraya hakim oldu. Burayı ele geçirdikten sonra bütün okulları, üniversiteleri, Türkçe karşılığı ‘Diyanet’e bağlı okulları ele geçirip hüküm sürdüler, benim bunlarla hiçbir şekilde alakam yoktu. Çalışmak zorunda kaldığım müessesede ‘mezalimler’ yeri vardı. Halk tarafından 100 kişi mezalimler konusunda seçildi. Zulme uğrayan kişiler burada şikayetlerini bize söylüyorlardı, IŞİD ise bir heyet göndererek bu şikayetleri bizden alıyordu. Bu IŞİD’e katılmak, üye olmak anlamında değildi’’ dedi.

"ÖRGÜTTEN KAÇIP TÜRKİYE'YE GELDİM"

Sanık Sumaidai savunmasının devamında, ‘’Şikayetleri alıyorduk ancak sadece yüzde 20 kadarı çözülebiliyordu. Baktım ki zulümler, şikayetler çözülmüyor hastalığımı bahane ederek örgütün hakim olduğu bölgeden eşim ve çocuklarımla kaçtım, Türkiye’ye geldim. Burada ismimi değiştirdim. Bunun sebebi de IŞİD’den kaçan insanları öldürüyorlardı, benim ismim için de infaz emri verildiğini öğrenince ismimi değiştirdim.

"HEP BARIŞÇIL BİR İNSANDIM"

Hayatım boyunca hep barışçıl insandım. Arapça şiirler yazarım, Edebiyatçıyımdır. Hayatım boyunca silahı dahi tanımamışımdır. Askerliğimi bile bedelli yapmışımdır. Türkiye’ye bu anlamda gönül rahatlığıyla şimdiye kadar 104 kişiden fazla şahsın ismini verdim. Ben bu örgütten nefret ediyorum. Çocuklarımın hayatı için yardım edebileceğim başka ne varsa da yardım etmeye hazırım’’ ifadelerini kullandı. Sanık Makaram Taha Ali ise savunmasında masum olduğunu, suçlamaları kabul etmediğini ve beraatını talep ettiğini söyledi. Son sözleri sorulan sanıklar, tahliyelerini ve beraatlarını talep ettiler.

CEZASI BELLİ OLDU

Kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Al-Sumaidai’yi ‘silahlı terör örgütü kurmak ve yönetmek’ suçundan 17 yıl 6 ay hapis cezasına çarptırdı.

Sanık Makaram Taha Ali’nin ‘silahlı terör örgütüne üye olma’ suçundan yeterli delil elde edilemediği gerekçesiyle beraatına hükmeden heyet, sanık Azzam Ali Hussein Al-Neama’nın ise dosyasının ayrılmasına karar verdi.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlgili Haberler
Öne Çıkanlar