Hatay'daki olayın ardından hukukçular tartışıyor: Polisin kimlik sorma yetkisi var mı?

Hatay'daki olayın ardından hukukçular tartışıyor: Polisin kimlik sorma yetkisi var mı?
Hatay'ın İskenderun ilçesindeHatay Barosu Başkanı Avukat Ekrem Dönmez'in polise kimlik göstermediği için gözaltına alınmasının ardından hukukçular polisin kimlik yetkisinin olup olmadığını tartışmaya başladı.

HABER MERKEZİ - GÜNBOYU

Hatay Barosu Başkanı Avukat Ekrem Dönmez, İskenderun'da ailesiyle yemek yediği sırada polise kimlik göstermediği için gözaltına alınmış, polislerle tartışmaya giren Dönmez'in karakola götürüldüğü görüntüler sosyal medyanın gündemine oturmuştu.

Hatay'ın İskenderun ilçesinde medyana gelen olayın ardından hukukçular polisin kimlik yetkisinin olup olmadığını tartışmaya başladı.

 Ceza ve Ceza Muhakemesi Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız, polislerin kleyfi olarak kimlik sormasının yasal olmadığını kaydederek 'makul sebebin' iki kritere dayanması gerektiğini ifade etti. 

Ali Kemal Yıldız, 'makul sebep' kriterlerini ise "Birincisi, kolluğun elinde o kişiyi durdurması gereken istatistiki somut bir bilgi olması gereklidir. Örneğin, kişinin veya aracın, o gün işlenen bir bir suçta verilen tarife uyması. İkincisi de, olağan dışı bir durum olması. Elinde kanlı bir bıçak, tabanca veya çırılçıplak sokakta dolaşan bir kimse. Bu kriterler olmadan yapılan bütün durdurmalar da hukuka aykırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun koşma suçunu oluşturur" sözleriyle açıkladı.

"POLİS CANININ İSTEDİĞİ HER KİMSEYE "ÇIKAR KİMLİĞİNİ" DİYEMEZ"

Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız'ın Twitter hesabından yaptığı açıklamaları şu şekilde:

"Her konferansımda anlatıyorum:

1) polisin, “huzur” adı altında bir ilçeyi, il veya ülkeyi kapsayan uygulamalarının hiç bir kanuni dayanağı yoktur ve görünüşte bir karara veya emre dayansa dahi hukuka aykırıdır. Uygulayanlar bakımımdan da suçtur.

2) PVSK 4/A maddesi de kolluğun bir ilçeyi, ili veya ülkeyi kapsayan durdurma işlemlerine cevaz vermiyor.

3) kolluğun PVSK 4/A maddesi uyarınca yapacağı durdurma bireysel bir işlem olup, “makul bir sebebe” dayanması gereklidir.

4) Makul sebep ise, kendini Devlet zanneden kolluk görevlisinin “paşa gönlü”nün keyfi sebebi değildir. İki temel kriteri vardır:

a) Birincisi, kolluğun elinde o kişiyi durdurması gereken istatistiki somut bir bilgi olması gereklidir. Örneğin, kişinin veya aracın, o gün işlenen bir bir suçta verilen tarife uyması.

b) İkincisi de, olağan dışı bir durum olması. Elinde kanlı bir bıçak, tabanca veya çırılçıplak sokakta dolaşan bir kimse.

5) Bu kriterler olmadan yapılan bütün durdurmalar da hukuka aykırı ve kişiyi hürriyetinden yoksun koşma suçunu oluşturur.

6) Bir lokantada yemek yiyen, bir şeyler içen kişinin, sebepsiz kimliğini istemek PVSK 4/A’ nın koşullarını taşımadığı gibi en basit haliyle görevi kötüye kullanma suçunu oluşturur.

7) Son olarak, kendini Devlet zanneden Devlet görevlisi dahi, özellikle de özgürlüğe müdahale niteliğinde olan işlemi gerçekleştirmeden önce, vatandaşa işlemin dayanağını göstermek/açıklamak, sebebini de izah etmek zorundadır.

8) Bunu yapmaması dahi işlemin usule aykırılığı sonucunu doğurup, hukuka aykırı hake getirecektir. Bu ise yine en basit haliyle görevi kötüye kullanma suçunun tanımıdır.

9) Polisin bir kimseye kimlik sorması da yukarıdaki koşullara tabi olup, canının istediği her kişiye “çıkar kimliğini” diyemez."

ali-kemal-yildiz.jpg

"BU HUKUK CAHİLLERİNE HADDİNİ BİLDİRECEK OLAN VATANDAŞLARIMIZDIR"

Avukat Gizay Dulkadir de Prof. Dr. Ali Kemal Yıldız'ın yaptığı açıklamalara destek vererek "Dün geceden beri “polisin kimlik sorma yetkisi var” diye bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan, ehil pozu kesen hukuk cahillerini durdurmaz tabi ama gerçekten doğruyu öğrenmek isteyenler için CEZA HUKUKU PROFESÖRÜ A. Kemal Yıldız’ın şu serisini paylaşıyorum" açıklamasında bulundu. 

Gizay Dulkadir sözlerine  şöyle devam etti:

"Hatay Barosu Başkanı Av. Ekrem Dönmez sadece kimliğini göstererek hiç rahatını bozmayabilirdi ama hukuka aykırı bir uygulamadan “kurtulmayı” değil, mesleğinin hakkını vererek hukuka aykırılığa karşı durmayı tercih etti. Bunu anlayamayacakların da hukukunu savunmayı tercih etti!

Bilmediğiniz konular hakkında konuşmayın. Biz sizin saçma sapan hukuk cahili laflarınıza, ağzı olan konuşuyor der güler geçeriz ama bu halkı yanlış yönlendirmeye hakkınız yok.

Bu hukuk cahillerine haddini bildirecek olan yine eğitime, mesleğe kıymet veren bilinçli vatandaşlarımızdır. Nasıl ki, üfürükçüye, cinci hocaya değil doktora itibar ediyorsak, her twit atıp kanun maddesi yazana değil hukukçulara itibar edelim ve haklarımızı öğrenelim."

gizay-dulkadir.jpg

İSTANBUL BAROSU BAŞKANI'NDAN AÇIKLAMA

İstanbul Barosu Başkanı Avukat Mehmet Durakoğlu da konuyla ilgili Twitter hesabından bir paylaşımda bulundu.

Durakoğlu, sebep belirtmeden kimlik isteyen ve daha sonra "Biz devletiz" şeklinde açıklamada bulunan polislere tepki göstererek "Kimse “hukuk devletinden” bahsedemiyorsa sorumlusu bunlardır." dedi.

İşte Durakoğlu'nun o paylaşımı:

Makul şüphe mi var? Söylemeye mecbursun. Önleme araması için karar mi var? İbraz etmeye mecbursun. Bunları yapmıyorsan “polis” olamazsın. Olamadığın, kendini “devlet” zannetmenden belli... Kimse “hukuk devletinden” bahsedemiyorsa sorumlusu bunlardır.

 

durakoglu.jpg

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar