Evet kıymetli dostlar seçim bitti, Türkiye "istikrara devam" dedi...

Neydi bu istikrar.

Yandaşların bitmez tükenmek bilmeyen aldığı beleş ihalelere,

Yedi sülale saltanat süren oligarklara 3-5 maaş vermeye,

Usulsüzlüğe, haksızlığa, fakirden zengine kaynak aktarımına devam..

İşte Akp'nin istikrarı bunlar ...

Bu seçimin kazananı kim oldu derseniz, masaya %1 faydası dokunmadan 37 milletvekili çıkartan DEVA ve Gelecek partileri bence bu seçimin kazananı oldu...

Şimdi onlar deseler ki "Cumhur İttifakı'na geçeceğiz", ne yapacaksın...

Bunu CHP seçmenine nasıl anlatacaksın. Aslında CHP seçmenine anlatılması gereken o kadar çok detay var ki. Onursal Adıgüzel ve Tuncay Özkan parti görevlerinden alındı... Yahu ben anlamıyorum, alındı da ne oldu. Neden seçimden önce değil. Kemal Kılıçdaroğlu bir değişim yaratırken artık anladık ki, bu değişim önce kendi içimizden başlamalı.

Yaşlısı, genci, engellisi, sporcusu herkes bir gayret gitti sandığa. Kibir ve ego sahibi Tuncay Özkan'ı bu kadar yetki ile donatmak, bu kadar serbest bırakmak, ülkenin geleceğine mal oldu belki de. Döner mi buradan seçim, döner... İnanarak, hakkını arayarak, tırnaklarımızı Cumhuriyetimize geçirerek. Bizler inandık buna, bu değişimin olacağına inandık.

Gelelim ekonomiye, kendi konumuza. Evet Sayın Devlet Bahçeli'nin söylediği gibi, "bu enkazın altından nasıl kalkacaklar"... Biz de bunu merak ediyoruz. Dış ticaret ve cari açık, başını alıp yürümeye devam edecek. Bir gecede CDS 100 puan yukarı sıçradı. Yani güven endeksi. Akp'nin 'biz faiz politikamıza devam edeceğiz' söylemleri, efektif kıtlığı içindeki ülkeyi çok daha zorlu bir yere taşıyacak. Çözüm nedir derseniz, işte o çözümler bu ittifakta yok. Onun için Millet İttifakı dedik. Üretim için, savurganlığın durması, kendi ekmeğimizin buğdayını kendimiz üretmemiz için Millet İttifakı dedik.

Şimdi Batı sermayesi çekilmeye devam edecek, elimizde kalan 3/5 tanesi de bay bay diyecek... Ne olacak sonra? Kanal İstanbul'a başlayıp Arap sermayesinden mi medet umacağız, hava meydanları işletmelerimizi mi vereceğiz kaynak bulmak için. Üretim 13 Mayıs'ta yoktu , 15 Mayıs'ta da yok. Yapacak olan 21 yıldır yapardı. Şimdi Sayın Bahçelinin dediği gibi, "bu enkazdan nasıl çıkılacak?"... Önemli olan soru bu.

Merkez Bankası, bankaları döviz için baskılamaya devam ediyor. Kredi kartı nakit çekimlerinin %30'u oranında tahvil alıp, karşılık ayıracak... 2. tura kadar bu baskılama devam edecek, sonrasında er meydanı... Bakalım ekonomi nasıl evrilecek. Bakalım piyasa çözümsüz kalemlere nasıl tepki verecek. Bakalım insanlar barınma sorununu nasıl çözecek. Bakalım enflasyon ile mücadele edilirken, vatandaştan hangi fedakârlıklar istenecek.

Kıymetli dostlar, karamsar olmak istemesem de ekonomi rakamlarla sabittir. Ekonomi davranış bilimidir aynı zamanda. Ne rakamlar bize bir umut veriyor, ne de iktidarın davranışları.

Başımızı umarım duvarlara vurmayız, verdiğimiz veya vermediğimiz oylar için pişman olmayız. Çünkü son pişmanlık fayda etmeyecek. Ben kimsenin umutsuzluk içinde kalmadan ikinci turda aynı şevkle inançla, aynı hedef ile sandığa gitmesini diliyorum.

Oylar yanlış yazılmış, kaydırılmış, mış, mış.... Ben bunlarla ilgilenmiyorum. Koskoca muhalefet partilerinin buna bir çözüm üretmesi şarttır. Hakkımız olan oylara sahip olamıyorsak, ülke yönetimi için de tarafımıza gelecek eleştirilere açık olmak zorundayız..

Şimdi buyrun enkaza el atmaya, elimizi değil başımızı taşın altına sokmaya...

Artık devir, vatandaş için her zamankinden daha çok fedakârlık ve kemer sıkma devri...