Emeğin ahlak ile buluşması

Ahlak ile sanatın, üretimin ve ticaretin bir araya geldiği bir sistem olarak tarif edilebilecek olan Ahilik sistemi, 13. yüzyıldan itibaren Selçuklu Devleti’nin yıkılışının ardından Anadolu topraklarında görülmeye başlanmıştır.

Zenginle fakir, üretici ile tüketici, emek ile sermaye ve vatandaş ile devlet arasında sağlam ve güvenilir ilişkiler kurmayı amaçlayan Ahilik Teşkilatı, bütün faaliyetlerini güzel ahlak ve sosyal adalet sistemi üzerinde kurmaya çalışmıştır.

Ahi teşkilatının, kuruluş evresinde Batı Avrupa’daki esnaf loncalarından farklı bir görünümle tarih sahnesine çıktığı söylenebilir. Aralarındaki devamlılık ilişkisi henüz kesin biçimde belgelenememiş olsa da, Ahi teşkilatının selefi sayılabilecek, fütüvvet topluluklarının İslam coğrafyasındaki ilk nüvelerinin devlet eliyle oluşturulduğu bilinmektedir.

Ahilik ve ahilerin oluşturdukları küçük sanayi sistemi emeğe verilen önceliğin ekonominin temel kurumlarından birini oluşturmasının ispatıdır.

Osmanlı tarihinin en büyük ve en organize sivil toplum kuruluşlarından biri olan Ahilik teşkilatı mensupları çalışmayı ibadet saymışlardır.

Bir ahi için ahi iş yerleri, aynı zamanda mescitler hatta camiler derecesinde kutsal birer ibadet yeridir. Bu sebeple ahinin işyeri Hak kapısıdır, dolayısıyla bu kapıdan ancak edep ve hürmetle girilir; saygı ve samimiyette asla kusur edilmez; helalinden kazanılan para yine helal yerlere ve gerektiği kadar harcanır.

Emek ile sermayenin barışık bir iş ortamı sağlaması, sağlam bir ekonomik yapının oluşmasını sağlayacaktır. Ahilik teşkilâtının Anadolu’da var olduğu dönemlerde bu barışı sağlaması beraberinde sağlam bir ekonomik yapıyı getirmiştir.

Loncaların da bu bağlamda Ahi teşkilâtına benzer olduğu görülmektedir. Batı Avrupa şehirlerinde esnaf loncalarının XII. yüzyılda ortaya çıktığı kabul edilmektedir. Bu dönemde esnaf loncası, iktisadi işlevlerinin ağırlığı tartışılsa da, sosyal ve dini yönleri belirgin, dayanışmacı bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır.

Esnaf loncalarının aynı zaman diliminde pek çok Avrupa şehrinde ortaya çıkmış olması, nüfus artışı, şehirleşme ve tarım dışı mesleklerin yaygınlaşması gibi olgularla ilişkili görünmektedir. Esnaf loncaları Batı Avrupa şehirlerinin gelişiminde belirleyici rol oynamışlardır.

Şehirleri denetimleri altında bulunduran kral veya lordun şehir nüfusu üzerindeki siyasi otoritesinin sınırlandırılmasında, kendi aralarındaki mücadelenin boyutları ne olursa olsun, esnaf ve tüccar loncaları önemli işlevler üstlenmişlerdir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları