Tam 28.8 milyon hane var kıymetli dostlar ülkemizde. Bu hanelerin tam 7.5 milyon hanesi devlet yardımı almadan ayakta duramıyor. Kendilerine muhtaç edilip , kendi verdiği vergilerin içinden aldıkları yardım ile dua eden bir millet olduk.
Yetmedi mi sizce… Algı algı algı.. Hepimizin yatak odasındaki bir yatak kadar alanı temel diye gösterip, hastane kuruyorum derken, hiç mi üzülmediniz, sıkılmadınız ey devlet erkânı.. Borcunuz boyunuzu geçmiş, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa ödediğimiz faiz ana parayı sollamış, dış ticaret açığı , cari açık derken ekonomiye oksijen gitmez hale gelmiş… Hala AKP kalkmış diyor ki, "bana bir sene daha verin, her şeyi düzelteyim." Bu millet size 20 yıl verdi neleri düzelttiniz söyleyeyim mi?
Meteliğe kurşun atan yandaşların maddi durumlarını, bu insanların eksi bilançolarını, vergi borçlarını..
OECD ülkelerinde dolaylı verginin payı % 36-37, bizde ise tam %71!.. Devletimizin gelirlerinin % 84''ünü oluşturan vergilerin içinde dolaylı vergi payı %71.
Yani bakkal Hasan ile 100 milyon dolarlık yalıda oturan bir kişi aynı vergiyi veriyor . Dağıtmaya gelince dengesiz ama toplamaya gelince Hz. Ömer adaleti, herkesten aynı vergi.
Cumhurbaşkanı bir açıklama yaptı, en düşük emekli aylığı 7.500 oldu. Asgari ücret ise, 8.500 lira.
Peki biraz beyin jimnastiği yapalım haydi;
Emekli maaşı: 7.500
Asgari Ücret: 8.500
Açlık sınırı: 10.700!!!
Açlık sınırı demek ne demek? İçinde barınma YOK, enerji yani ısınma YOK, sağlık YOK, ulaşım YOK.
Ne var peki? Ölmemek için ye mantığı.
O Sarı sendikalara sesleniyorum. Kardeşim maaş belirlerken, hangi akla hizmetle açlık sınırını baz alıyorsun. Hangi akla hizmetle bunu savunuyorsun.
Yoksulluk sınırı bugün 30.000 lira. Ailede 2 kişi çalışsa, 17.000 lira eder asgari ücretten. 15.000 lira kira 2.000 lira aidat verdiler. Ne yiyecekler? Ne içecekler? İşe giderken yol paralarını, çocuklarının altı yırtık ayakkabısını ne ile alacaklar?..
Kredi kartı evet, tüketici kredisi evet, artı para hesabı evet, sağdan soldan borçlanma evet!!! Yahu bu mudur insanca yaşamak? Bu mu sizin tasarruf etmediğiniz itibar.
Bugün bir baba çocuğuna istediği bir şeyi alamıyorsa eğer, batsın bu itibar. Devlet babadır, devlet anadır. AKP devlet değildir, hükümet geçicidir. Kimse bana çocuklara bir kap yemek vermekten imtina edip 3/5 yerden maaş alan insanların milliyetçilik hamasetini anlatmasın.
YSK Tayyip Erdoğan''ın adaylığını onaylamış, hukukçular bas bas bağırıyor "anayasaya aykırı" diye ama dinleyen kim.
Kıymetli dostlar, elinizdeki dövizlere sahip çıkın, dolar ile borçlanmayın. Türkiye''nin yaşadığı efektif kriz seçim sonrasında daha da derinleşir ise, sürpriz olmasın hiç birimiz için.
Çünkü sene sonunda 150/160 milyar dolar dış ticaret açığı 120 milyar dolar cari açık bizleri bekliyor olacak muhtemelen.
"Bu gidişat nereye evrilecek" diyorsanız eğer, cevabı sizlerin oylarınızda. Ya yeni bir sistem, akılcı bir politika, barışcıl bir yönetim, dünya ile aynı paralelde bir anlayış. Ya da gerçeklikten uzak biz yaptık oldu zihniyeti ile Türkiye''nin şu andaki mevcut halinin devamı.
Olası bir iktidar değişikliği halinde , ayakları yere basan bir ekonomi reformu , bağımsız bir adalet anlayışı olacak. Tam bağımsız bir Merkez Bankası, siyasi telkinlerle değil, ekonomik normlar ile hareket edecek.
Adalet, kural kanun herkes için aynı ve eşit olacak.
Yabancı yaptırımcı geri gelecek. Ve her şeyden önemlisi Türkiye''de umuyorum ki bu göçmen sorunu çözülecek.
Başta barınma olmak üzere, bir çok alanda bu madde ile beraber önümüz açılacak.
Şimdi içinizden belki düşünüyorsunuz, "ya olmazsa diye"
Bana inanın bundan daha kötü olmayacak hiç bir şey.
Siz 20 sene önce gramın yarısı bir Altın hatırlıyor musunuz düğünlere götürdüğünüz.
Son zamanlarda 3/4 aile evde mükellef bir yemek yediniz mi bu pahalılığa rağmen, "milli piyango almam nasılsa hile var" demiyor musunuz.
Oyunu bozmak istiyorsanız, oyuna sahip çık Türkiyem...
