Ya böyle olursa?

Uzun süredir sosyal medyaya takılmıyorum. Sadece yazılarımı paylaşmak, onlara gelen yorumlara cevap vermek için giriyorum sosyal medya sitelerine.

En önemli sebebi şu:

Yorumlarda kullanılan üslûp beni çok rahatsız ediyor. Daha düne kadar çileleri bile paylaşmış eski dostların birbirlerine hakaret etmeleri içimi acıtıyor. İnanın "Hadi birbirini tanımayanlar neyse!" diyecek hale geldim ve geldiğim bu son durumdan da utandım.

Ötekileştiren, kamplaştıran yazılar da bir başka önemli sebep…

Geçen gün durakta otobüs beklerken sosyal medyada ne var ne yok bir bakayım diye telefonu açtım. İlk paylaşım, oldukça eski bir köy köprüsü ile 1915 Çanakkale Köprüsü''nün fotoğraflarının kullanıldığı ve işte falanın yaptığı köprü ile ülke sevdalılarının köprüsü arasındaki fark yorumuyla yapılan paylaşım.

Ve tabii iğrenç yorumlar. Ben bunları geçiyorum. Üzerinde yazmaya değmez.

Benim ilgimi çeken, 1915 Çanakkale Köprüsü''nü öven yorumların hemen hemen tamamında, muhaliflerin memlekete eser kazandırılmasına karşı çıkan, ülkeye taş üstüne taş konulmasından rahatsız olan hainler gibi tanımlanmasıydı.

Otobüs gelince telefonu kapattım. Yol boyunca bu konuyu düşündüm ve güzel eserlerin ülkemize kazandırılmasına karşı çıkanları araştırmaya karar verdim.

Eve dönünce hemen planımı uygulamaya koydum.

Google''a " http://gazeteler.com/" yazdım tıkladım. Türkiye''deki bütün gazetelerin linkleri oradaydı. Özellikle muhalif liderleri seçerek Çanakkale Boğazı''na köprü yapılmasına karşı olan demeçlerini araştırmaya başladım.

Sonuçta Çanakkale Boğazı''na bir köprü yapılmasına karşı olan hiçbir siyasi demeç bulamadım. Bir de Google''a "Çanakkale Boğazı''na köprü yapılmasına karşı olan yazı ve haberler" yazıp bir araştırma yaptım. Oradan da sonuç alamadım.

İsterseniz siz de deneyin.

Bu araştırma sırasında köprüye değil ama köprünün ihale sistemine karşı olan çok sayıda yazı ve demeçle karşılaştım.

Araştırma sonucunda görüşlerim çok netleşti. Hem de sadece 1915 Çanakkale Köprüsü ile ilgili değil bu şekilde yapılan ne varsa hepsiyle ilgili…

Baştan söyleyeyim:

Bu memleket için taş üstüne taş koyan her ne kim varsa başım üzeredir.

Fakaaaaat…

Taş taş üzerine koyuyoruz derken deveyi havuduyla yutanlar varsa onların gözümde zerre değeri yoktur.

Gelelim 1915 Çanakkale Köprüsü''ne…(1)

Maliyeti: 2,5 milyar Euro

İşletim Süresi: 16 yıl 6 ay 12 gün (Yapım dahil)

Geçiş Ücreti: 17,7 Euro ( Şimdilik 285 TL)

Günlük verilen araç garantisi: 45 bin

Geçen araç sayısı: 6 bin X 200 liracık (Araç başı indirimli fiyat) = 1 milyon 200 bin TL (Günlük)

Normalde günlük tahsil edilmesi gereken para: 45 bin x 285 TL=12 milyon 825 bin TL

12.825.000-1.200.000= 11.625.000 (Günlük toplam zarar)

Maliyetle ilgili Ulaştırma ve Alt Yapı Bakanı Adil Karaismailoğlu''nun açıklaması da şöyle:

"Açılışının ilk haftasında Çanakkale Köprüsü''nden günlük ücretsiz araç geçiş sayısı hafta içi 20 bine ve hafta sonu 40 bine yaklaştı."

Peki kaç TL ödemişler. Cevap: 0 TL. (Yazıyla sıfır TL.) Günlük 14.025.000 TL''den bir haftalık zarar daha ekleyebilirsiniz.

Peki neden sıfır TL: İlk hafta ücretsizmiş de ondan…

Lütfen dikkat! Bedava olan günlerde bile -hafta sonu dahil- günlük taahhüt edilen 45 bin rakamına ulaşılamamış.

Sayın Bakan''ımız şunları da demiş: "Çanakkale Köprüsü''nden o kadar araç geçer mi?" diyorlar. Zamanı geldiğinde geçecektir. (2)

Bu cümleyi okuyunca "Eyvah!" dedim.

Çünkü hemen aklıma, memleketim Kütahya''nın zavallı Zafer Havalimanı geldi. 2022''nin ilk 2 ayında garanti edilen yolcu sayısı 219 bin 622, gerçekleşen yolcu sayısı ise 2 bin 588. Hata payı: yüzde 98,82 (3)