‘’Sorun damarda bıraktığı hasar’’

‘’Sorun damarda bıraktığı hasar’’
Koronavirüs sebepli ölümlerin artması ve aşılama sürecindeki yavaşlık hakkında, Prof. Dr. Osman Müftüoğlu bir yazı yayınladı.

Prof. Dr. Osman Müftüoğlu, kaleme aldığı yazısında, Covid-19’a değindi. Müftüoğlu, koronavirüsteki artan ölümlerin sebebini ve virüsten korunma yollarının ne olduğunu yazdı.

İşte kaleme aldığı yazısı:

SORUN HÜCREDE OLUŞTURDUĞU İLTİHAP

Pandeminin başından bu yana Covid-19 hastalarında daha önceki virüs salgınlarında pek görmediğimiz önemli bir problemle karşı karşıyayız: Damar hasarı ve buna bağlı pıhtılaşma problemleri.

Bilindiği gibi SARS-CoV-2 virüsü vücuda burun ve boğazdaki hücrelerin yüzeyinde bulunan ACE2 reseptörleri yoluyla giriyor. Aynı reseptörleri kullanarak da akciğerlerimize kadar ulaşabiliyor. Ne var ki bazı şanssız hastalarda -ki bunların çoğunu 65 yaşı geçenler (yaşlılar), çoklu organ yetmezliği olanlar, kalp damar hastalığı, hipertansiyon, obezite ve benzeri kronik hastalıklarla boğuşanlar oluşturuyor- yeni koronavirüs akciğerleri de geçerek ACE2 reseptörleri bakımından zengin olan kan damarlarını da enfekte ediyor. Neticede damarların iç yüzeyini döşeyen “endotel tabakası” iltihaplanıyor, bu tabakayı oluşturan endotel hücrelerinin yapısı bozuluyor.

Oysa bu endotel hücrelerinin ve endotel tabakasının damarlarımızın sağlığı ve bütünlüğü için son derece önemli görevleri var. Bu hücreler pıhtılaşma sistemini yöneten bazı proteinler üreterek pıhtı oluşumunu düzenlemeye de yardımcı oluyor. Ayrıca yine aynı hücreler damarlarda dolaşan kanın sorunsuz bir şekilde akabilmesi için de önemli işlevler üstleniyor. Kısacası endotel hücreleri ve oluşturdukları o önemli damar içi tabaka “pıhtı dengesinin sağlanmasında ciddi görevler üstleniyor, farklı yollarla damar içi pıhtı oluşumunu engellemeye yardımcı oluyor. Peki, sorun ne? Sorun, virüsün bu hücrelerde oluşturduğu iltihabi süreçler. Yani “endotelit” olarak tanımlanan meseledir.

AŞIDA HATIRLATMA DOZU ÖNEMLİ

Bilelim ki ailemizdeki, mahallemizdeki, kısacası çevremizdeki her 65 yaş üstü yaşlıyı ve yaşı ne olursa olsun yukarıda saydığım kronik hastalıklardan herhangi birisiyle boğuşan hemen herkesi süratle bir hatırlatma aşısına kavuşturmak mecburiyetindeyiz. Ve günlük ölüm rakamlarını azaltmak için buna mecburuz. Eğer bu çabayı bir an önce gösteremezsek hep üzüntüyle izlediğimiz o can sıkıcı “günlük kayıp sayıları” daha uzun süre kolay kolay azalmayacaktır.

RİSKİ FAZLA OLANLAR KLİMLER?

Daha önceden yüksek tansiyonu, şeker hastalığı, kalp damar hastalığı, beyin damar hastalığı, böbrek damar hastalığı gibi problemler yaşayan ve önceden zaten pek çok organ ve sisteminde endotel hasarı var olan kişilerde hastalık akciğere ulaştıktan hemen sonra böbrek, karaciğer, kalp ve beyinde pıhtılaşma bozukluğundan kaynaklanan farklı hasarlara da yol açabiliyor. Anlaşılan o ki yaşlı ve düşkün, çoklu organ hastalığı olan ve yukarıda belirttiğim kronik hastalıklarla yıllardır zaten boğuşan 65 yaş üstü toplum kesimini işte bu nedenle daha ciddi bir “Koruma Kalkanı” altına almak zorundayız. Diğer taraftan elimizdeki mevcut aşıların -mRNA aşıları dahil- Omikron varyantına karşın daha önceden uygulanan 2 doz ile yeterli ve güçlü bir bağışıklık oluşturamadıkları bilgisi de dikkate alınırsa “65 yaş üstü toplum kesiminin neden süratle ve iyi planlanmış bir, ‘Hatırlatma Dozu Aşı Kampanyası’ ile aşılanmaları gerektiği” daha iyi anlaşılacaktır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlgili Haberler
Öne Çıkanlar