Birleşik Kamu İş’e bağlı Büro Hizmet Kolu Kamu Çalışanları Sendikası (Büro-İş), Bugün (23 Mart) sabah bilgisayarları 1 saat geç açma ile başlayan eylemleri, 24 Mart’ta 2 saat geç işbaşı yapma, 29 Mart’ta yarım gün iş yavaşlatma ve 31 Mart’ta tam gün iş bırakma şeklinde yapacaklarını duyurdu.
Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, SGK’de son düzenlemeler yapılmadan önce ortalama 450 bin işlem yapıldığını ancak son bir ayda 2,5 milyon insanın EYT işleminin yapılmasının istendiğini belirtti. SGK’de çalışan personel sayısının yetersiz olması nedeniyle haftasonları dâhil işlem yapıldığını, ödenen mesai ücretlerinin saatinin 23 TL olduğunu söyleyen Hamzaçebi, "Devamlı değişen mevzuat altında arkadaşlarımızın işleri çok yoğun. Aylık 50 saat mesai var ancak 70 saati geçenler de oluyor. Mesai ücreti vergiyi çıkardığımızda 23 lira. Bununla bir çay ve simit bile yiyemezsin. İnsanlar yola günlük 40 lira veriyor. Personel sayısı az. Emekli olanlar var. Onların yerine kimse yok. 11 bin 500 TL maaş alıyorlar. Bu insanlar nasıl geçinsin? İş yükü altında ezilen arkadaşlarımızın psikolojisi bozuldu. Çocuklarını bırakacak yeri olmayanlar onları iş yerlerine getiriyor. Antalya’da iki arkadaşımız iş yoğunluğunu ve stresi kaldıramayarak kalp krizi geçirdi. Stent takıldı” ifade etti.
BIÇAK KEMİĞE DAYANDI
SGK personelinin emeklerinin karşılığını almadığını ve baskı altında çalıştıklarını söyleyen Hamzaçebi, pek çok sendikanın konuya dair sessiz kaldığını ve çalışanların bu nedenle sendikalardaki üyelik işlemlerini sonlandırdığını söyledi. SGK personelinin eylem noktasında ‘kararlı’ olduğunu söyleyen Hamzaçebi, şunları ekledi:
"İnsanlar yetkili sendikanın tepkisiz kalmasına kızıyorlar. Aylık 200 lira ödedikleri sendikalardan istifa ediyorlar. Dibe vurmuşlar, bu paraya da muhtaç hale getirildiler. Biz, SGK çalışanlarının eksik personelle yoğun iş yükü altında asgari ücret seviyesinde bir maaş ve düşük mesai ücreti ile akşam ve hafta sonu demeden çalıştırılmasını protesto ediyoruz. SGK çalışanları hem çok yorgun hem çok yoksun. Bıçak kemiğe dayandı."
