İYİ Parti Konya İl Başkanı gündemi değerlendirdi!

İYİ Parti Konya İl Başkanı gündemi değerlendirdi!
İYİ Parti Konya İl Başkanlığı'na 3 yıl önce atanan Gökhan Tozoğlu gündemi değerlendirdi. 

GÜNBOYU- ABDURRAHMAN KARA 

İYİ Parti Konya İl Başkanlığına 3 yıl önce atanan ve Ekim ayı itibarıyla da üçüncü yılını dolduran ve  İYİ Parti adına başarılı hizmetlerde bulunan Gökhan Tozoğlu gündemi değerlendirdi. 

SORU : İl Başkanlığında 3 yılı tamamladınız. İYİ Parti’de il başkanı olmak nasıl bir durumdur?

Bahsettiğiniz gibi il başkanlığında bugün itibarıyla 3. Yılımı tamamladım. Öncelikle beni bu göreve layık gören genel başkanım başta olmak üzere teşkilat başkanıma, yöneticilerimize ve nihayetinde geçen yıl yapılan kongrede bizi göreve tekrar layık gören delegelerimize ve partililerimize müteşekkirim. İYİ Parti’de il başkanlığı yapmak onurlu bir görevdir. İktidara yürüyen bir partinin il başkanlığını yapmak sorumluluk gerektiren bir iştir. Hamdolsun bugüne kadar bu bilinç ile görev yapmaya gayret ettim. Bundan sonra da daha yükselen bir azim ve inanç ile çalışmaya devam edeceğim. Aynı zamanda siyaset  bir öğrenme süreci. Tecrübe edinme alanı. Bu nedenle bu öğrenme süreci devam ediyor. Tecrübe büyük bir kazanım oluyor. İl başkanlığının bu anlamda büyük bir artısı var.

SORU: Göreve geldiğinizden bu yana il teşkilatının, ilçe teşkilatlarının durumu nedir? Üye sayısı ile ilgili bilgi verebilir misiniz?

Göreve geldiğimizden bu yana ilçe teşkilatlarımızın tamamının teşkilatlanmasını tamamladık. Yani 31 ilçemizde teşkilatımız vardır. Bazı teşkilatlarımızın geçmişe dayalı ödemeleri vardı onları tamamladık. Teşkilatlarımızın neredeyse tamamının aktif teşkilat binası vardır. Sadece 1 ilçemizde taşınma süreci devam ediyor. Görevi aldığımda üye sayımız 1.400 civarındaydı. Şu anda üye sayımız 6.000 civarındadır. Gönüllülerimiz ile birlikte bu sayı 10.000’in üzerindedir.
 Geçtiğimiz yıl il kongremizi yaptığımızda üye sayımız 4.300 civarıydı.  Üye sayımızda standartlı bir artış var ancak biz bunu daha yukarı çıkarmak için gayret ortaya koyuyoruz.

SORU : 24 Haziran’da partiniz 120.000 civarı oy almıştı. 31 Mart Belediye seçimlerinde parti olarak belediye başkanlığı kazanamadınız. Ancak ilçe bazlı artışlar mevcuttu. Şu anda partinizin oy karşılığı ne durumda, bununla ilgili bir çalışma var mı elinizde?

Bahsini ettiğiniz gibi partimizin 24 Haziran seçimlerinde 120 bin civarı oyu vardı. 31 Mart seçimlerinde ise her ne kadar belediye kazanamasak da oy tabanı anlamında bir genişleme yaşandığı tartışmasızdır. Öyle ki 31 Mart seçimlerinde 10 ilçemizde %25 ve üzeri oy almışız. Bu 10 ilçeden ikisinde %40’ı geçmişiz. 4 tanesinde %30’u geçmişiz. Ve sonuç olarak 40’ı aşkın belediye meclis üyesi elde etmişiz. Elbette ki gönül arzu ederdi ki belediye kazanalım ama o dönemin şartları ile bugünün şartları arasında ciddi farklılıklar var. 31 Mart seçimlerinde ittifak ilk kez tecrübe edilmişti. Bu tecrübe önemlidir. Bugün bir seçim yapılsa partimizin oransal olarak %16-17 bandında aşağı bir oy almayacağı kanaatindeyim. Veriler ve sahadaki gözlemlerimiz de bunu doğrular niteliktedir. Bu da yaklaşık 200 bin seçmene tekabül eder. Ancak bu oranı kafi görmemiz imkansızdır. Daha fazlası için çalışmak mecburiyetimiz var ve çalışıyoruz.

SORU : Seçmene ulaşmak için nasıl bir yöntem tercih ediyorsunuz?

Teknoloji çok gelişse ve tabana yayılsa da aslolan geleneksel yöntemlerdir. Bu nedenle vatandaşlarımızla yüzyüze bir araya geliyoruz. 3 yıl boyunca parti çalışmalarında yaklaşık 100 bin kilometre yol yapmışız. Ülkemizin en doğusu ile en batısı arasında 1950 km mesafe olduğunu düşünürseniz bu rakam daha anlamlı hale gelir. İlçelerimizin merkezleri yanında köylerine de gidiyoruz. Böylelikle her bir vatandaşımıza ulaşarak iletişim kuruyoruz. Aynı gün içinde bazen 5 ilçede program düzenliyoruz. Her birine yetişiyoruz. Tabii sosyal mecraları da aktif şekilde kullanarak insanlarımıza partimizi tanıtıyoruz. Yani dört bir koldan particilik faaliyeti sürdürüyoruz. Başarıya ulaşacağımıza inanıyoruz.

SORU : Bu üç yıllık süreç içerisinde sizi en fazla üzen veya kızdıran hadise neydi?

Kişisel olarak soğukkanlı bir yapım vardır. Bu nedenle olaylara mümkün oldukça bu pencereden yaklaşıyorum. Çabuk kızmam, öfkelenmem. Ancak bazı hadiseler var ki insan verilen emek açısından ciddi kızgınlıklar yaşıyor. Bu çerçevede partimizin ivme yakaladığı bir dönemde 2019 seçimleri sonrasında parti içerisine sureti haktan görünen  birkaç kişinin ve arkalarındaki bir grubun desteği ile partimiz aleyhine kayyum davası açmaları beni çok üzdü. Bir hukukçu, avukat olarak çok fazla kişiyi adliyede savundum. Ancak parti teşkilatımızı adliyede müdafaa etmek hoş bir durum değildi. Sözde bir partili tarafından açılan davada bunu yapmak üzücü gelmişti. Biz o dönemde de biliyorduk ancak insanlarımız sonradan daha iyi anladı ki bu bir grubun planlı programlı işiydi. Nitekim ayrılıp parti kurdular. Partimizi kayyuma götürenlerin arkasında onlar vardı ancak başarılı olamadılar. Olmaları da imkansızdı. Yine COVİD sürecinde kaybettiğimiz yöneticilerimiz partililerimiz oldu onlara çok üzüldüm. Onun dışında çok fazla kızdığımı ve üzüldüğümü söyleyemem. Genelde pozitif ve güler yüzlü bir yaklaşım göstermeye gayret gösteriyorum.

SORU: Genç yaşta siyasete girmiş ve il başkanı olmuş bir kişisiniz. Siyaset planlarınız arasında var mıydı? Kendiliğinden mi gelişti?

Haklısınız. Partide il başkan yardımcısı olduğumda 31 yaşındaydım. 32 yaşında milletvekili adayı ve sonrasında il başkanı oldum. O dönem itibarıyla partimizin en genç il başkanı bendim. Siyaset ile ilgim bir vatandaş olarak her zaman vardı. Ancak aktif siyaset düşünen birisi değildim. Partimizin kuruluş sürecini yakından takip ettim. 11 Kasım 2017’de genel merkez binamızın açılış programına eşim ve oğlum ile birlikte katıldım. O heyecanı ve coşkuyu orada gördüm. İl başkanlığı görevi Sn. Tulukcu’ya tevdi edilince beraber çalışma ortamı oluştu. Ben  o dönemde Türk Hukuk Enstitisü Konya Şube Başkanlığı yapıyordum. Aynı zamanda Konya Barosu’nda komisyon başkanlıkları yapıyordum. Bireysel olarak da baro odaklı bir çalışma planım vardı. Ancak süreç içerisinde bir anda kendimizi siyaset arenasında bulduk. Halen de bu iş içerisindeyiz.

SORU : Peki pişman mısınız? Nereden girdim siyasete diyor musunuz?

Elbette ki hayır. Zor ve zahmetli dönemler de yaşadım. Sosyal medya üzerinden hakaretlere ve iftiralara da maruz kaldım ama bir gün adına neden girdim demedim. Öyle ki benim için rehber Sn. Meral Akşener’in kararlı duruşu ve bize olan güvenidir. Bu güveni boşa çıkarmamak benim için asıl olandır. Bu nedenle siyasete girme kararımdan ve siyaset yapıyor olmaktan dolayı pişman değilim aksine çok güzel insanlar tanıdım. Güzel dostluklar edindim. İfade ettiğim gibi tecrübeler edindim. Halen de ediniyorum.

SORU : Parti içi eleştirilere, tenkitlere karşı tavrınız ne oluyor?

Eleştiri kıymetlidir. Eleştiri büyütür geliştirir. Ancak kimin hangi saikle bir eleştiri yaptığına tenkit yönelttiğine bakmak lazım. Eğer eleştiri, kitlesel bir hassasiyetin yansıması ise önemlidir. Yoksa bireysel hesapların tutmadığı, kişisel kariyer planları üzerinden yapılan eleştirinin kıymeti yoktur. Öncelikle şunu belirteyim. Bir kuluz, bir faniyiz ve mutlak suretle hatalarımız, eksikliklerimiz vardır. Olmaması imkansızdır. Bu nedenle bunu en aza indirmek için eleştiriler çok önemli bir yer tutuyor. Bunu önemserim. Ancak bazıları için ise başlı başına “sizin varlığınız” derttir. Bu nedenle gözünüzün üstündeki kaşınız mesele olur. Bu durumda olanların ise benim nazarımda bir karşılığı yoktur. Parti için emek harcamak isteyen her aşamada görev alabilmiştir. Halen de alabilir. Ancak bu parti hiç kimsenin kariyer planlanlamasının aracı değildir. Hasbelkader geçmiş dönemlerde belli görevler üstlenmek kimseyi parti kurumsal kimliğinin üstüne çıkarmaz. Kendisini böyle gören var ise de partinin ortak aklı müsaade etmez. Nitekim geçtiğimiz yıl bir kongre yaptık. Söylenenler, yazılıp çizilenler ve nihayetinde alınan neticeler ortadadır.

SORU : Siyasette parti içi rekabet düşmanlık sonucunu mu getiriyor? Rekabet ettiğiniz zaman iletişim tamamen kopuyor mu?

Bu rekabeti kiminle yaptığınızla alakalıdır. Örnek olarak ifade edeyim, geçen yıl kongrede rekabet ettiğimiz Sn. Nurdoğan Okur bey ile kongre sonrası dahil olmak üzere zaman zaman telefon ile veya yüz yüze görüşüyoruz. Fikir alışverişinde bulunuyoruz. Biz siyasette rekabeti düşmanlık alanı olarak görmüyoruz. Göremeyiz. Nitekim bir hizmet yarışıdır.  Ancak ifade ettiğim gibi siyasette başı başına sizin varlığınız muhatabınız için dertse onunla iletişim kurmanın bir faydası da yoktur. Sadece zaman kaybı olur. Bizim de enerjimizi düşürmek gibi bir niyetimiz yoktur. Yapacak önemli işlerimiz vardır. Teşkilatımızın ve özellikle de il başkanı olarak odamın kapısı sürekli açıktır. Hiç kapanmaz. Teşkilatımıza gelip de bizimle görüşemeyen olmamıştır olmaz. Ancak ben teşkilatı tanımıyorum, seçilmiş il başkanını tanımıyorum derseniz orada artık sizin siyaseten önemli bir ders alma zamanınız gelmiş demek olur.

SORU : Siyasette bundan sonraki planınız nedir? Milletvekili adayı olacak mısınız?

Az önce ifade ettiğim gibi ben siyasete bir plan üzerine girmedim. Kendimi içinde buldum. Dolayısıyla bir plandan ziyade üstlendiğim görevin hakkını verme sorumluluğum vardır. Ben, alan itibarıyla en geniş, ilçe sayısı itibarıyla 2., nüfus olarak da ülkemizin en büyük 7. Şehrinin il başkanıyım. Burası milli görüşün kalesi, AK Parti’nin oy deposu olarak bilinen bir yer. Hal böyle iken bize düşen görev partimizin potansiyelini üst noktaya çıkarmaktır. Diğer meseleyle alakalı olarak da bu pozisyonlardaki insanların siyasi durumlarına karar verecek olan nihai merci sayın genel başkanımızın iradesi ve kararıdır. Yani bizim bir yere aday olmamızdan ziyade partimizin bize nerede daha fazla ihtiyacı olduğu önemlidir. 24 Haziran seçimlerinde ben  milletvekili adayı olarak çalıştım. O dönemde de samimiyetle gayret gösterdim. Bu nedenle bahsini ettiğiniz meseleler sonraki meselelerdir. Şimdi partimizin ivmesinin artışına odaklanmamız gereken daha yoğun bir süreç var. Bunun için çalışıyoruz. Aslolan memleketimize hizmettir. Yaşımız genç, enerjimiz var. Daha çok çalışacağız.

SORU : Partinizin milletvekili Fahrettin Yokuş ile aranızda bir soğukluk, mesafe olduğu ifade ediliyor. Buna açıklık getirebilir misiniz?

Sayın Fahrettin Yokuş, bizim tek milletvekilimizdir. Uzun yıllar süren bir sendikal mücadelesinin neticesinde genel başkanımızın çağrısı ile 2018 yılının Mart ayında partimize katılmış ve bu katılım sürecinde en fazla müspet değerlendirmeyi yapanlardan biriyimdir. Sosyal medya paylaşımlarımda da vardır. Sn. milletvekilimiz ile 24 Haziran seçimleri öncesinde birlikte çalıştık. Seçimlerden sonra da ben il başkanı değilken de belli programlarda birlikte çalıştık. İl başkanı olduktan sonra da birlikte programlar icra ettik. Ancak her yere ya da her programa il başkanı ile milletvekili birlikte katılmak durumunda değildir. Öyle ki Konya çok geniş bir alandır. Bu çerçevede örneğin bu yaz döneminde sayın milletvekilimiz ve yöneticilerimiz bir tarafta, ben ise yöneticilerimiz ile bir tarafta yoğun tempolu bir çalışma yürüttük. Böylelikle 12 günde tüm ilçelerimizi tamamladık. Yani sayın vekilimiz de biz de partimizin ivmesini yukarı taşımak için gayret ortaya koyuyoruz. Ülkemiz bu halde iken bizim İYİ Partililer olarak birbirimizle uğraşmak gibi bir lüksümüz yoktur. Bu değerlendirmeler nereden çıkıyor diye bakarsanız. Ortada iyi niyetli olmayanları görürsünüz. Bu nedenle tekraren ifade edeyim ki biz büyük bir uyum içerisinde çalışmaktayız. Böyle de devam edecektir. Nitekim 3 yılı tamamlamışız.

SORU : Siyaset aile hayatınızı, iş hayatınızı nasıl etkiliyor? Eşiniz ve çalışma arkadaşlarınız bu durumda şikayetçi mi ?

Tabii ki bu sorunun muhatabı ben değilim. Kendilerine sormak lazım. Ancak süreçle ilgili tüm kararları hem eşim hem de ortağım ile istişare ederek almışımdır. Onların rızasının olmadığı bir süreçte bu işi yapabilme imkanımız olmaz. Sağolsun eşim ile siyasi çalışmalarda birlikte hareket ediyoruz. Kendisi de çok sıkı bir İYİ Partili ve Meral Akşener hayranıdır. Bu nedenle biz süreci siyasi bir süreçten ziyade ülkemize yaptığımız bir iyilik olarak görüyoruz. Ancak fırsat buldukça ailece şehir içi ve şehirlerarası seyahat ederek, geziler yaparak vakit geçiriyoruz. Ortağım ise 16 yıllık arkadaşım, 11 yıllık ortağımdır. Bu nedenle kendisi ile de bu süreci uyumlu götürüyoruz. Ben de günün ilk saatlerinde muhakkak ofiste oluyorum. Müvekkillerimle görüşüyorum. Mümkün oldukça duruşmalara giriyorum. Mesleki çalışmalarımı sürdürüyorum.

SORU : Son olarak siyasete girmeyi düşünen özellikle gençlere tavsiyeniz nedir?

Siyasete girmek isteyen arkadaşlarımıza tavsiyemiz. Doğru yol ve yöntemle yapıldığında siyaset ülkemize hizmetin çok önemli bir aracıdır. Bu nedenle genç arkadaşlarımızın siyaset yapmalarını tavsiye ediyorum. İddia ve kararlılık sahibi olmaları çok kıymetlidir. Genç yaşta siyasete giren bir abileri olarak süreçten kopmamalarını tavsiye ediyorum.

Bu vesile ile tekraren 3 yılını tamamladığım il başkanlığına 3 Ekim 2018 tarihinde beni layık gören genel başkanım Sn. Meral Akşener başta olmak üzere teşkilat başkanımıza, yöneticilerimize, partililerimize ve geçtiğimiz yılki kongrede tekrar il başkanı olarak seçen değerli delegelerimize teşekkürü bir borç biliyorum. Yolumuz uzun mücadelemiz kıymetlidir. Millet bizi çağırıyor, biz milletimize hizmetkar olacağız." dedi.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Öne Çıkanlar