IMF sessiz sedasız Türkiye'ye geldi! Kimse bunu konuşmadı... Mehmet Şimşek'e neler denildiği ortaya çıktı

IMF sessiz sedasız Türkiye'ye geldi! Kimse bunu konuşmadı... Mehmet Şimşek'e neler denildiği ortaya çıktı
Eylül sonunda sessiz sedasız Türkiye'ye gelen Uluslararası Para Fonu (IMF), sabırsızlıkla beklenen Türkiye raporunu yayımladı. IMF yetkilileri, yayımladıkları belgede Türkiye'de 28 Mayıs sonrası yaşanan ekonomi politikalarındaki değişimden memnun olduklarını belirtirken, yeni atılacak adımlar için bazı tavsiyelerde bulunuldu.

Türkiye'de son yıllarda yürütlen ekonomi politikaları, yüksek enflasyon ve düşük gelir olarak vatandaşa dönerken, atılan hatalı adımlardan 28 Mayıs sonrasında dönüldü ve ekonomi modelinde 180 derecelik bir 'U' dönüşüne imza atıldı.

Ekonominin başına getirilen Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Eylül ayının son haftalarında sessiz sedasız Türkiye'ye gelen IMF ekibini ağırlarken, yapılan incelemeler sonucunda hazırlanan rapor dün kamuoyuna sunuldu. IMF, yayımladığı raporda Türkiye ekonomisindeki model değişikliğini memnuniyetle karşıladığını belirtirken, Orta Vadeli Program'da belirlenen hedeflere ise güncellemeler getirdi.

YAPILAN HAMLELER IMF'DEN ONAY ALDI

IMF tarafından yayımlanan 6 Ekim tarihli Türkiye raporu, finans çevrelerinde ilgiyle karşılandı. Raporu hazırlayan yetkililer, yetkilerin seçimden bu yana uyguladıkları para politikalarından memnun olduklarını belirtirken, politika faizlerinin yükseltilmesi ve vergilerin artırılarak ekonomide soğuma yaratılmasının hedeflenmesinin doğru bir adım olduğu fikrinde mutabık kaldı.

10haber.net'de yer alan Erdal Sağlam'ın yazısına göre raporda; Türkiye için ekonomik büyümenin 2023'te yüzde 4'ten 3.2'ye düşmesi, cari açığın 2024 yılı itibarıyla GSYH'nin yaklaşık yüzde 3'üne kadar daralması öngörülürken, enflasyondaki artış hızının bu yıl sonu itibarıyla gerileyeceği ve 2023 yıl sonu için yüzde 69, 2024 sonu içinse yüzde 46'lık enflasyon tahmininde bulunuldu.

PARASAL SIKILAŞMA ADIMLARININ YAVAŞ OLMASI NORMAL

IMF raporunda, finans piyasalarındaki serbestleşme ve Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından uygulanan parasal sıkılaşma adımlarının kontrollü olmasının anlaşılabilir olduğunu belirterek, ülke ekonomisinin barındırdığı riskler nedeniyle aşamalı bir normalleşmenin beklendiğini vurguladı.

IMF'in raporunda yeni ekonomi yönetiminin daha radikal adımlar atmak istediği belirtilirken, siyasi engeller nedeniyle itidalli bir yaklaşımın gösterilmesinin ileriye yönelik bir risk doğurabileceğinin altı çizildi.

"2024'TE ENFLASYON YÜZDE 33 DEĞİL YÜZDE 46 OLACAK"

Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın ortak çalışması sonucunda Eylül ayında sunulan Orta Vadeli Program'da yer alan hedeflere de değinen IMF, 2024 yıl sonu için hedeflenen enflasyon oranını gerçekçi bulmayarak, enflasyonda gerileme yaşanacağını ancak 2024 sonu itibarıyla yüzde 33 değil yüzde 46 enflasyon beklendiğini duyurdu.

IMF'in Türkiye raporunda yer alan diğer bilgiler şu şekilde:

- Şubat ayındaki trajik depremlere rağmen büyüme dirençli kaldı ve bu yıl yüzde 4.0'a ulaşması bekleniyor. Politikaların daha az destekleyici hale gelmesiyle büyümenin 2024'te yüzde 3.2 olması öngörülüyor.

- Döviz kuru baskıları, hafiflese de geriye dönük ücret artışları ve beklentiler devam ettiği için enflasyonun 2023 sonundaki yüzde 69'dan 2024 sonunda yüzde 46'ya düşeceği tahmin ediliyor.

- Güven arttıkça, altına olan talebin azalması ve böylece dış cari açığın azalacağı bekleniyor.

- Bu, resmi kaynaklardan gelenler de dahil olmak üzere, daha iyi giriş beklentileriyle birlikte rezervler üzerindeki baskıyı azaltacaktır. Brüt rezervler eylül ayı sonunda 122.5 milyar dolara ulaştı ancak bilanço içi ve bilanço dışı kısa vadeli yükümlülükler hariç tutulduğunda negatif kalmaya devam ediyor.

- Risk dengesi aşağı yönlü. Yurt içi cephede temel risk, şu anda sürmekte olan politika değişikliğinin güçlü ivmesini kaybetmesi, güveni aşındırması ve artan döviz talebi ve rezerv akışına yol açmasıdır. Dışarıdan bakıldığında ise aşağı yönlü temel riskler; yüksek emtia fiyatları, ticaret ortaklarının talebindeki yavaşlama ve küresel sistemik finansal istikrarsızlıktır.











YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlgili Haberler
Öne Çıkanlar