İBB depreme ne kadar hazır? İBB Şehir Plancısı Dr. Buğra Gökçe tv100'de anlattı

İBB depreme ne kadar hazır? İBB Şehir Plancısı Dr. Buğra Gökçe tv100'de anlattı
Türkiye'yi sallayan ve 10 ilde yıkıma neden olan deprem felaketi sonrası olası 'İstanbul depremi' gündeme geldi. Kamuoyundaki endişeler üzerine tv100 ekranlarına konuk olan İBB Genel Sekreter Yardımcısı ve Şehir Plancısı Dr. Buğra Gökçe, Ece Üner'in sorularını yanıtladı.

6 Şubat sabahı yaşanan ve 36 binden fazla vatandaşımızı hayattan koparan iki büyük deprem ve binlerce artçı sarsıntı sonrası kamuoyunda olası İstanbul depremi tartışılmaya devam ediyor.

Halk arasında sorulan ''İstanbul depreme hazır mı?'' ve ''İBB olası bir depremde ne yapacak?'' tv100 ekranlarında yanıt veren İBB Genel Sekreter Yardımcısı ve Şehir Plancısı Dr. Buğra Gökçe, ünlü sunucu Ece Üner''in sorularına yanıt verdi.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kahramanmaraş merkezli iki büyük deprem sonrasında bir kez daha gündeme gelen olası İstanbul depremi konulu çalışma yapacak Bilim Kurulu ile bir araya geldi.

İSKİ yerleşkesi içerisindeki AKOM’da gerçekleştirilen toplantıya; Prof Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Prof Dr. Tarık Şengül, Prof Dr. Okan Tüysüz, Prof. Dr. Alper İlki (çevrimiçi), Prof. Dr. Haluk Özener, Prof. Dr. Himmet Karaman, Prof. Dr. Eser Çaktı, Dr. Turgut Erdem Ergin, Nasuh Mahruki, Prof. Dr. Alp Erinç Yeldan, Prof. Dr. Ejder Yıldırım, Doç. Dr. Seda Kundak, Prof. Dr. Kayıhan Pala, Prof Dr. Ahmet Cevdet Yalçıner, Prof Dr. Alper Ünlü ve Prof. Dr. Murat Şeker ile İBB bürokratları katıldı.

"İstanbul depreme hazır mı?” sorusuna  İBB Genel Sekreter Yardımcısı ve Şehir Plancısı Dr. Buğra Gökçe, tv100 canlı yayınında yanıt verdi.

 

Gökçe’nin tv100''e özel yaptığı açıklamalarından satır başları şu şekilde:

Hepimizin birinci önceliği vatandaşımızın can güvenliği. Dolayısıyla can güvenliğini sağlayacak hareket noktası ne ise kamunun bunun üzerinden gitmesi gerekiyor. Vatandaşımız, ‘Oturduğum evde güvenli nasıl oturabilirim?’ anlamında bir düşünce ve hareket planına başladı.

Bizim toplumumuz kulaktan doğarak ya da yaşayarak öğrenen bir toplum. Dolayısıyla en acı bir şekilde acımaya başladık.

İSTANBUL’DA TOPLANMA ALANLARI BELİRLENDİ Mİ?

Yasa gereği AFAD’ın sorumluluğunda deprem toplanma alanları var. İstanbul’da deprem toplanma alanları belirlenmiş vaziyette.

Biz belediyenin bütçesinin tamamını ayırsak İstanbul’daki yapı stoğunu ayağa kaldırıp yenileme şansına sahip değiliz. Türkiye Cumhuriyeti’nin toplam gayri safi yurtiçi hasılasının önemli bir bölümünü ayırsanız da İstanbul’un sorununu 3-4 yılda çözebileceğiniz bir durum oluşmaz.

“EN RİSKLİ OLDUĞUNU BİLDİĞİMİZ; 30 BİN RİSKLİ BİNA VAR”

Geçtiğimiz Avcılar’da ilk yıkıma başladığımız bir örnek var. Bizim 6356 sayılı yasamız, yani riskli yapıyı belirleyen yasada; eğer o yapı boşaltılacaksa yanın malikine kira yardımı yapılır maddesi var. Bunun da skalası var. İstanbul özelinde bin 150’den bin 550 liraya çıktı. Oysa bu paralara evini boşaltmak isteyen ev sahibi de olmaz. İstanbul’da daha ileri bir noktadayız. Kira fiyatları çok çok üstünde. Yasa ev sahibine kira yardımı yapınız diyor. Şimdi İstanbul’da bu yapıların yüzde 60’ında kiracılar oturuyor. Yasa kiracıya bir seferlik yardım yapılmasını öngörüyor. Biz, kuvvetli bir şekilde Meclis’e de götürdük, 4 bin 500 lira kadar kira yardımı yapacağız ve bu yardımı ev sahibine değil; içerisinde oturana yapacağız. Bunu da en riskli olduğunu bildiğimiz; 30 bin riskli bina var. İstanbul’da toplamda 90 bin riskli bina var.

“TALEPLER DEPREM SONRASI PATLADI”

Biz bu yapıları kendilerimiz uğraşsak da çıkartıp yapamıyoruz. İki sebebi var: Birincisi ben bu verdiğiniz yardımla ben nereye gideceğim diyor. Orada oturmak zorunda olanlar, zaten dar gelirli vatandaşlarımız. İkincisi ise, çıktığınızda yeniletmeniz lazım. Şu anda yağmur gibi ‘İstanbul Yenileniyor’a talep geliyor. Ama bu talepler deprem sonrası patladı.

“MARMARA DENİZİ İÇERİSİNDEN GEÇEN KISIMDA STRES BİRİKMESİ VAR”

Uzmanların hepsi farklı farklı anlatıyor. Hepsinin ortak olduğu bir şey var. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın Marmara Denizi içerisinden geçen kısmında bir stres birikmesi var. Gölcük depreminde kırılmış bir dönüm var. Gölcük’ten Marmara Denizi’nin bittiği ve Tekirdağ açıklarına kadar geçtiği kısımda hat var. Bu hatta bir kırılma olması çok bekleniyor. Bu kırılma tabii ki öncelikle denize bakan ilçelerimizde daha fazla hissedilmesi muhtemel. Zaten çok da fazla düşünmeye gerek yok. Düzce’de deprem oldu Avcılar’da bina yıkıldı. Yumuşak hattımız ve toprak yapısı da sıvılaşma düzeyi yüksek ilçelerimiz olduğunu da biliyoruz.

“KOCA BİR MARMARA BÖLGESİ’Nİ ETKİLEYEBİLECEK BİR HAT”

İnanılmaz konut dokularının olduğu yapılarımız var. Dolayısıyla İstanbul’un geneline yayılmış bir risk var. İstanbul’un kuzeyine doğru gidildikçe riskimizin azaldığını temel olarak söyleyebiliriz. Meseleyi İstanbul depremi İstanbul’u etkiler diye anlatmamız yanlış. Bu fay Marmara Denizi’nden geçiyorsa İstanbul’a ne kadar yakınsa Bursa’ya da yakın. Koca bir Marmara Bölgesi’ni etkileyebilecek bir hat. Burası ülkenin endüstriyel de merkezi ve kalbi burası. Burası milli güvenlik sorunu olabilecek bir bölge. 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
İlgili Haberler
Öne Çıkanlar