Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Baybars Ergün

Baybars Ergün

MÜNZEVİ

Geçmişin yüklüsü

Kağnı, geçmişte insanların ağır yükleri taşımak için başvurdukları bir taşıma aracıydı. Öncelikle öküzler tarafından çekilen, zaman zaman ise at veya eşekle kullanılan bu araç, Divan-i Lugati't-Türk'te "Kañlı" (Kanglı) adı altında "ağır yük arabası" olarak nitelendirilmiştir. Evliya Çelebi'nin Seyahatnamesi'nde, "Anatoli vilayetiŋdeki gibi iki tekerlekli kaŋlı arabalar ile yük taşırlar" ifadesi, kağnının kullanımına dair bilgiler içermektedir. Lehçe-i Osmani'de ise "kañ" kelimesi, "Tekerlek ve benzeri sürekli nesne, tabla. Geçmişte suçluların boğazlarına geçirdikleri ağır tomruk" şeklinde açıklanmıştır.

Oğuz Kağan Destanı'nda geçen "Cansızı çeksin canlılar Kanga ile / Adınız Kangalug olsun, belginiz de araba" dizeleri, kağnının icadından bahsederken Kanglı boyu ile bir bağlantı kurulduğunu ortaya koymaktadır.

Kağnılar, teker, kağnı evi ve boyunduruk olmak üzere üç temel parçadan oluşur. Tekerlekler, ay biçimindeki 2 tahta ve bunların arasındaki bir göbekten meydana gelir. Tekerin çerçevesine, tahta tekerleğin hızla aşınmasını önlemek adına 1 cm kalınlığında 2–3 cm genişliğinde demir çember kızdırılarak geçirilir. Böylece tekerlek dayanıklılığını artırır ve kullanım ömrünü uzatır. Tekerlekleri birleştiren dingil üzerine oklar yerleştirilir ve bu okların üzerine kağnı evi adı verilen bölüm oturtulurdu. Boyunduruk ise hayvana kayışla bağlanan kısımdır, bu şekilde hayvan kağnıyı çeker.

Kağnıyı idare eden kişi, ayakta veya oturarak, elinde bulunan nodullu (sivri demir uçlu) 2 metre uzunluğundaki meses veya üvendeire adı verilen değnek aracılığıyla öküzlere yön verir. Boyunduruk üzerinde dört adet uçta ip veya kayışla bağlı zelve bulunur. Ayrıca, dönerin yanmasını önlemek ve ısınmayı kontrol etmek amacıyla kullanılan kağlağı adı verilen bir kap bulunur. Kağlağın içinde yağ ve kayısı çekirdeği ezmesi bulunarak, sistemin sorunsuz çalışması sağlanır.

Kağnı arabaları, tarih boyunca insanların yük taşıma ihtiyaçlarını karşılamak için kullandıkları geleneksel ve dayanıklı taşıma araçlarından biridir. Bu arabaların tarihi, tarımın ve ticaretin gelişimine paralel olarak şekillenmiştir. Özellikle tarım ürünlerinin taşınması, malzeme ve eşya nakli gibi ihtiyaçlarda kağnı arabaları yaygın bir şekilde tercih edilmiştir.

Kağnı arabalarının kökeni antik dönemlere dayanmaktadır. Bu araçlar, tekerleklerin icadıyla birlikte ortaya çıkmış ve tarım topluluklarının üretimlerini daha etkili bir şekilde pazarlamalarına olanak tanımıştır. Tekerlekli arabalar, yük taşıma kapasitesini artırarak tarımda ve ticarette önemli bir rol oynamıştır. Zaman içinde, farklı kültürlerde evrim geçirerek çeşitli biçimlerde kullanılmıştır.

Orta Çağ'da kağnı arabaları, Avrupa'da tarımın ve ticaretin canlanmasıyla birlikte daha da yaygınlaşmıştır. Bu dönemde, genellikle ahşap ve basit metal parçalardan yapılan kağnı arabaları, atlar ya da öküzler tarafından çekilmiştir. Tarladan hasat edilen ürünleri pazara taşımak, inşaat malzemelerini nakletmek ve çeşitli görevlerde kullanılmak üzere tasarlanmıştır.

Kağnı arabalarının kullanımı, keşiflerin ve denizaşırı ticaretin artmasıyla birlikte dünya genelinde geniş bir yaygınlık kazanmıştır. Yeni kıtalardaki kolonilerde, bu arabalar genellikle yerli halk tarafından işletilmiş ve daha sonra köleler tarafından çekilmiştir. Kağnı arabaları, tarım ürünlerinin toplanması, madenlerin çıkarılması ve diğer ağır yüklerin taşınması gibi çeşitli görevlerde etkin bir şekilde kullanılmıştır.

Sanayi Devrimi ile birlikte, demiryolu ve buharlı taşıma araçlarının ortaya çıkması, kağnı arabalarının önemini azaltmıştır. Ancak, bu araçlar bazı kırsal bölgelerde ve gelişmekte olan ülkelerde hala kullanılmaktadır. Günümüzde, kağnı arabaları genellikle turistik amaçlar için, folklor etkinliklerinde veya geleneksel festivallerde kullanılmaktadır.

Kağnı arabaları, tarihi boyunca taşıma ihtiyaçlarını karşılamak adına önemli bir rol oynamış ve kültürel olarak değerli bir araç haline gelmiştir. Geleneksel tasarım ve kullanımlarıyla, kağnı arabaları geçmişin izlerini günümüze taşıyan önemli bir kültürel miras öğesini temsil etmektedir.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları