Erzurum’da partisinin kongresine katılan Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, burada yaptığı konuşmada Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilerek seçimde destek verdiği ve bileşeni olduğu Cumhur İttifakı'na eleştirilerde bulundu.
Erbakan, Orta Vadeli Ekonomik Programın vatandaşın maddi sıkıntılarının ortadan kaldırılmasına, ekonominin düzeltilmesine, enflasyonun ortadan kaldırılmasına, milletin yükünü arttırmak yerine yükünün hafifletilmesine, dar gelirlinin alım gücünün, refah seviyesinin arttırılmasına vesile olabilecek bir program olarak görünmediğini belirterek, "Denk bütçe yapılmadan borç, borçlanmaya devam ederek borç faizi ödemekten kurtulamayacağımızı yıllardan beri ifade ediyoruz.
Merhum liderimiz Erbakan Hocamız 11 aylık kısa bir sürede koalisyonla iktidarda olmasına rağmen ilk yaptığı iş de bütçeyi denkleştirmek oldu. Ancak şu anda Orta Vadeli Ekonomik Programın dev bütçe hedefinden çok uzakta olduğu maalesef görünüyor.
"BORÇ FAİZİ PATLAMASI MİLLETİN SIRTINA YÜKLEMEK DEMEK"
Bütçe açığı demek borçlanmak demektir, borçlanmak demek, borç faizi ödemelerinin patlayarak artarak devam etmesi demektir. Borç faizinin patlaması demek zamla, vergiyle millete, vatandaşa kemer sıktırarak milletin sırtına yük yüklemek demektir. Denk bütçenin mutlaka gerçekleştirilmesi, bu açıklardan kurtulması hayati önem taşımaktadır.
Her sene ortalama 40 milyar doların üzerinde faiz ödemeye devam edileceği öngörülüyor. Devlet varlıkları satılmaya devam ediyor. Biz hem seçim öncesinde mutabakat metnimizde hem seçim sonrasındaki konuşmalarımızda devlet varlıklarını satmadan, millete vergiyle zamla yük yüklemeden, kaynak üretilmesi, denk bütçe yapılması, israfın önlenmesi bu şartların hepsine açık bir şekilde ortaya koymuştuk. Ancak orta vadeli program bizim bu şartlarımıza maalesef uymuyor" dedi.
"RÜŞVET ALAN DA VEREN DE MELUNDUR TABELASI ASACAĞIZ"
2028'teki seçimlerde de iktidara geleceklerini ileri süren Erbakan, şöyle devam etti: "Rüşvetin, yolsuzluğun, adam kayırmanın olmadığı bir belediyecilik anlayışı. Millete hizmetin ibadet aşkıyla yapıldığı bir belediyecilik anlayışı. 'Halka hizmet hakka hizmettir' şuuruyla yapıldığı bir belediyecilik hizmeti.
Belediyeler borca batırılarak değil tam tersine geçmiş dönemden gelen borçların da kapatılarak bu hizmetlerin yapıldığı bir belediyecilik anlayışı. Kentsel dönüşümün rantsal dönüşüm olarak değil hakka hukuka riayet edilerek, deprem tedbirleri göz önünde bulundurularak yapılan bir belediyecilik. Şehirleri betona boğmayan, toprağın, ağacın, çiçeğin, yeşilin, çevrenin hakkını veren bir belediyecilik.
İktidara geldiğimizde, Milli Görüş tarihinde olduğu gibi, ‘Rüşvet alan da veren de melundur’ tabelasını başta Cumhurbaşkanlığı Külliyesi olmak üzere bütün belediyelerin girişine asacağız. Bize emanet edilen her bir kuruşu, tüyü bitmemiş yetimin hakkını hiç kimseye yedirmeyiz, bir kuruşun dahi hesabını sorarız diyen bir belediyecilik anlayışı.
İsrafa, yolsuzluğa, suistimale, rüşvete son veren bir belediyecilik anlayışı. Şimdi bırak belediye başkanını, belediye başkanının bütün sülalesi zengin oluyor. Şoförü, özel kalemi, koruması, belediye meclis üyeleri zengin oluyor. Adam şunu düşünüyor: Ben seçimde 5 milyon harcadım, 5 sene belediye başkanlığı yaparsam en azından bir 15-20 milyon cebe atmam lazım ki hem maliyeti kurtarsın hem masrafı çıkarsın hem de beş sene burada oturduğuma değsin. Şimdi belediye başkanı adayının zihniyeti maalesef böyle oluyor. Elbette istisnaları ayrı tutuyorum."
"HİÇBİR PAZARLIĞIN İÇİNE OLMADIK"
Yeniden Refah Partisi olarak ülke için, millet için, devlet için, çocuklar için, yeni nesillerin geleceği için Cumhur İttifakı çatısı altında seçimlere girdiklerini anlatan Erbakan, “Herhangi bir pazarlık yapmadan şahsımız veya partimiz için herhangi bir talebin beklentinin içerisine girmeden bu adımı attık ve sözde ‘Namus kavramının kökünü kazıyacağız’ diyen İstanbul Sözleşmesi'ni geri getireceğiz diyenlere fırsat vermemek için böyle bir tavır içerisinde olduk.
'LGBT, Türk aile yapısını etkilemez, zarar vermez' diyenlerin, bu zihniyetin iktidar olmaması için böyle bir tavır içerisinde olduk. Okul öncesinde beş-altı yaşında çocuklara Kur'an öğretmek Taliban zihniyetidir, çağdışılıktır diyenlere bu ülkeyi, bu devleti teslim etmemek için böyle bir tavrın içerisinde olduk. Evet, milletimiz de aynısını yaptı.
Milletimiz, yaşadığı bütün ekonomik sıkıntılara rağmen enflasyona rağmen, geçim derdine rağmen, çok sıkıntıda olmasına rağmen milletimiz de aynen bizim gibi devletinin, ülkesinin, vatanının geleceğini düşündü ve seçimlerde üzerine düşeni yaptı Cumhur İttifakı'na destek oldu. Sayın Cumhurbaşkanımızın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesine vesile oldu. Bunun arkasından, şimdi görev bizlere düşüyor.
Başta hükümete düşüyor, başta iktidara düşüyor. Ne diyor o görev? Bütün sıkıntılarına rağmen dişini sıkarak da olsa ülkenin, milletin, vatanın, geleceği ve bekası için tavır alan bu aziz milletimize verilen sözlerin tutulma vaktidir O aziz milletimizin maddi manevi sıkıntılarından kurtarılması için gerekenlerin yapılması vaktidir. Geçim derdinin ortadan kaldırılması, enflasyonun ortadan kaldırılması, dar gelirlinin alım gücünün, refah seviyesinin arttırılması, işsiz milyonlara iş imkânının, istihdam imkanının oluşturulması, bu adımların acilen atılmasını 85 milyon milletimiz iktidardan ve hükümetten elbette ki beklemektedir" diye konuştu.
İKTİDARA SESLENDİ: "BU ANLAYIŞTAN VAZGEÇİN"
Yüksek borç faizi, vergi artışı ve devlet varlıklarının satışı yani borç, faiz, zam, vergi ekonomisine devam edileceğinin ifade edildiğini anlatan Erbakan, “Biz Yeniden Refah Partisi olarak iktidara, hükümete çağrıda bulunuyoruz. Diyoruz ki borca, faize, zamma ve vergiye dayalı bu ekonomi anlayışından mutlaka vazgeçmemiz lazım. Hem sizin geleceğiniz için hem devletin, milletin, ülkenin geleceği için bundan vazgeçmemiz lazım. Bizim mutabakat metnimizde koyduğumuz maddelerde bunu içeriyor" diye konuştu.