3 Mart, 21 Mart ve 3 Aralık gibi engelli bireylerin belli tarihler de hatırlanmaları, belli kurum ve kuruluşların o günlere özel görsel resimler ve videolar paylaşmalarını bir engelli olarak açıkçası çokta önemsemeyenlerden birisiyim. Çünkü, medeni toplumlarda ve engelli vatandaşına önem veren yöneticiler sadece bu tarihteki günlerde değil diğer günlerde engelli kişilerin daha ferah, daha insancıl, daha erişebilir ve yaşam koşullarına sahip olmalarına imkan sağlayanlardır.
2013 Yılında ilk defa Cemal Uzun tarafından dile getirilip alt yapısının oluşturulduğu Engelliler Bakanlığının detayları şu şekildedir.
Engel yalnızca elde, ayakta, gözde ve kulakta değildir. Asıl engel nasırlaşmış bir kalbe ve ağlamayan bir göze sahip olmaktır. Eğer duygularınız varsa ve insana insanca değer verebiliyorsanız siz engelli değilsiniz. Gelişen Dünya''da kendine yeni bir yer bulmaya çalışan Türkiye''mizde biz engelliler maalesef halen içinden çıkamadığımız birçok sorunla karşı karşıya kalıyoruz. Birçok sivil toplum örgütünde başkanlık ve denetleme kurulu üyeliği yapan engelli bir vatandaş olarak şunu itiraf etmeliyim ki, sorunlarımızı ferdi olarak anlatmak asla yeterli olmuyor. Hayatına çeşitli engelleriyle devam eden bizler, sorunlarımızı daha teşkilatlı daha derli toplu olarak anlatmak zorundayız. İşte tamda bu noktada ihtiyacımız olan şey, görevi sadece engellilere hizmet etmek olan bir ''bakanlığa'' sahip olmaktır. Sosyo-kültürel yozlaşmaya karşı Milli Eğitim, Bilim, Sanayi ve Teknoloji, Gençlik ve Spor, Kültür ve Turizm hatta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı gibi çok sayıda Bakanlık bir bireyle koordineli olarak muhtelif çalışmalar yapılmakta. Aynı şekilde askeri ve ekonomik alanlarda da gerek memleket dahilinde ve gerekse uluslararası hususlarda da yine çok sayıda bakanlık tarafından çeşitli çalışmalar yürütülmektedir. Fakat her ne hikmetse biz engelli vatandaşların sorunlarının çözüme kavuşturulması adına başlı başına bir bakanlık tertip edilmemektedir. İşin daha kötüsü, Cumhuriyet tarihimizde de böyle bir çalışmanın yapılmamış olmasıdır. Gerçi özellikle son dönemlerde hemen her siyasi parti biz engelliler için özel kontenjanlar ayırmakta, TBMM bünyesinde kadın erkek ayrımı yapılmaksızın engelli vekillerin seçilmesini sağlamaktadır. İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener haricinde ne hükümet nezdinde ne de muhalefet partileri tarafından ''Engelliler için Bakanlık'' fikri telaffuz edilmemektedir. Akıllara şöyle bir soru gelebilir. Engelliler Bakanlığı kurulsa, bu bakanlık neler yapacak ve nasıl bir teşkilat yapısına sahip olacak?
Şahsi görüşüm kurulacak bakanlığın teşkilat yapısının kendi içinde beş genel müdürlüğe sahip olması yönünde. Zira engelliler zaten dört ana grup olarak ayrılmış durumda. Birinci genel müdürlük, engelli denildiğinde akla ilk gelen bedensel engellilere yönelik hizmet sunmalı ve ismi de ''''Bedensel Engelliler Genel Müdürlüğü'''' olmalı.
İkinci grup ise ''''Zihinsel Engelliler Genel Müdürlüğü'''' şeklinde teşkilatlandırılabilir. Zihinsel engellilerin yalnızca kendileri değil aileleri de çok sıkıntı çekmekte. Böyle bir genel müdürlük kurulması durumunda ailelerinde dertleri dinlenmiş ve çözümler getirilmiş olacaktır diye düşünüyorum. Ayrıca bu grup içinde otizmli çocuklarımız ve aileleri de girmelidir.
Üçüncü grup ise kendisini vatanına adamış olan ''''Gaziler ve Harp Malülleri Genel Müdürlüğü'''' şeklinde olmalı. Hem böylelikle gazi dernekleri ile Kamu arasındaki ilişkilerde yeni bir boyut kazanmış olacaktır.
Dördüncü grup ise ''''Görme Engelliler Genel Müdürlüğü'''' şeklinde olmalı.
Beşinci grup ise ''''İşitme Engelliler Genel Müdürlüğü'''' şeklinde son grup olarak yapılanma düzenlenmelidir. Böylece Türkiye''deki her engelli bireyin, kendi kategorisinde olan sorunları ve ihtiyaçlarının daha hızlı çözüme ulaşması sağlanmış olacaktır.
