Bugünkü yazımız yarının gençlerine ve siyasetçilerine gelsin. Türkiye''de engelli bireylerin istihdamı 4857 sayılı iş kanununun 30''uncu maddesinde, öngörülen kota sistemi ile belirlenmiş olup, işleyiş bu şekilde devam etmektedir. Özel Sektör veya Kamu Kurumlarında 50 veya daha fazla çalışan personel, özel sektörde %3 ve kamuda ise %4 ile %2 eski hükümlü personel alım olmasının kanunen zorunluluğu bulunmakta olup, bu oranları tekrar okurlarımıza hatırlatmak isterim.
30.11.2021 tarihinde Resmî Gazete''de yayınlanan yargı reformunun 5. paketinin yürürlüğe girmesinden sonra, Hâkim ve Savcılık adaylığına atanma şartlarında düzenleme yapılmıştır. Bu yapılan düzenlemede, adayların atanma şartlarından, "Alışılmışlığın dışında çevrenin yadırgayacağı şekilde konuşma ve organlarının hareketini kontrol zorluğu çekmek gibi engeli bulunmamak" şartı kaldırılmıştır. Bu durum ile diğer şartları tamamlayan engelli bireyler Hâkim veya Savcı olarak devlet kademesinde görev yapabilecekler. Bir engelli olarak diğer temennim ise vali, büyükelçi, başhekim veya okul müdürü olarak devlet kademesinde de engelli arkadaşlarımızı görmektir. Bunun için de yasalar önünde engel teşkil eden bazı kanun maddelerinin de hızlıca düzenlenmesinin oluşturulması gereklidir. Nasıl ki ''Hâkim ve Savcı olabilme'' hususundaki kanunda düzenlemeler yapıldı ise, diğer görevler içinde yapılması elzemdir. Çıkarılmış olan bu yasanın detayında da maalesef eksiklikler bulunmaktadır, bu eksiklikten dolayı her hakim veya savcı olmak isteyen engelli aday da bu maddeden yararlanamıyor. Eksikliklerin daha doğru şekilde düzenlenmesi ve oluşturulması açısından barolar ile birlikte ortak fikirde buluşulması gerekliliğini düşünmekteyim.
Bu doğrultudan yola çıkar isek 27. Dönem Milletvekili toplamı 582''dir. %4''lük orandan Türkiye Büyük Millet Meclisi''nde 24 engelli vekil sayısına ulaşılması gerekli. Ama maalesef ki bu sayı toplamda sadece 4 engelli milletvekili ile sınırlı kalmıştır.
Tabiî ki burada TBMM ve siyasi partilere çok iş düşmektedir. Engelli bireylerin dertlerini sorunlarını ve ihtiyaçlarını en iyi engelli olan birey bilir. Siyasi partiler kendi iç tüzüklerinde ve yasadaki kanun maddelerindeki eksikleri bir an önce düzenleyerek, engelli milletvekili sayısının 24''e hatta daha fazlaya çıkarılması gerektiğini düşünmekteyim. Meclis''te ne kadar fazla engelli vekil olur ise engellilerin sorunlarındaki çözüm noktasına ulaşmak, o kadar hızlı ve doğru bir yöntem olacaktır. Yıllardır siyasi partiler engelli bireylerin sorunlarını ve seslerini duymakta çok ama çok geç ve zayıf kalıyorlar, hatta bazıları hiç duymuyor bile. Bu nedenle kanunlardaki yasalar ve maddelerdeki eksiklerin güncel sorunlara adapte edilmesi de bir o kadar uzun zaman almaktadır. Zaman uzadığında engellilerin sorunları da çoğaldıkça birikiyor ve bundan dolayı sorunla uğraşmak ise, işi bilmeyenler için de tabiî ki çok daha zor olmakla birlikte beraberinde işin içinden de çıkılmaz hale getiriyor. Ülkemizde tüm engelli bireylerin yaklaşık sayısı 12 ila 14 milyon arasındadır. Bu sayı göz ardı edilmeyecek kadar az değildir. Bir ülkede başta vatandaşlar olmak üzere ve sonrasında siyasi parti yetkilileri muasır medeniyetler seviyesine ulaşmak istiyor ise, engelli bireylerin her alanda dahil edilmesi gerekliliğinin sözde değil özde bilinmesi ve bilincine varılması konusu önem arz etmektedir.
................
NOT: Gençlerimizin ve aziz milletimizin yarınki 19 Mayıs Atatürk''ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı''nı en samimi duygularımla kutlar, başta Büyük Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla anarım.
