Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Dr. Onur Akbaş

Dr. Onur Akbaş

HİSBOYU

Diploma ile rektör olunur da…

Kulislerde kimi atanmış matematik diplomalı rektörlerin veya bürokratların edebiyatı bilim olarak görmediği bilgisine sahibiz. Matematikçi demiyorum "matematik" diplomalı diyorum. Çünkü gerçek bir matematikçi sadece lise düzeyinde bir mantık bilgisi ile edebiyat tarihi, edebiyat bilimi ve edebi metni birbirinden ayırma muhakemesine sahiptir.

    Edebi metin kendisine yararlı olma vazifesi biçilemeyecek kadar vazifeden azadedir. Ama edebiyat bilimi, toplumsal merkezli her hadiseyi kendi disiplini etrafında aydınlatmazsa toplumbilimin denklemi eksik kalır. Bir toplumda özellikle değerlerin istismarı, gerçekleşen kimi toplumsal dalgalanmaların "kime yaradığı" ve arkasında ne gibi dinamiklerin olduğu sorularının cevabı eksik kalır.

    Edebiyat biliminin (Dilbilim ve Anlambilime dair bütün disiplinleri kuşatan yönü ile) faydası sadece toplumbilimle de sınırlı değildir. Bugün medya okur-yazarlığının ne anlama geldiğini Madam Sarup''un Post Modernizm ve Postyapısalcılık üzerine tespitlerini içeren çalışmalarını okumadan anlayamazsınız. Sinemanın, sinemadan çok fazla şey ifade ettiğini hem de bu video çağında Slavoj Žižek''i okumadan tahlil edemezsiniz. Peki, bütün bunları elde ettiğinizde neye ulaşırsınız. Somut ve soyut pek çok veriyi farklı okuma ve değerlendirme imkânına sahip olabilirsiniz. Ama muhatap madem matematik diploması verilmiş ve rektörlüğe kadar atanmış birisi, oradan gidelim.

         Örneğin her şeyin dini referanslarla açıklandığı bir ortamda "kader" kelimesi için "ölçü veya miktar" terimleri için dilbilime ve özellikle bu çeşit kavramların tarihsel yönünü ortaya koyan epistomolojiye ihtiyaç vardır. Bu disiplinler sayesinde evrenin matematiksel temeller üzerine yaratıldığını anlarsınız. Bu anlamı temellendirmek için semantik''e yani anlambilime ihtiyaç vardır. Bu anlam, içinde bulunduğumuz ama bir türlü zihinsel olarak yetişemediğimiz bir çağda "kader" kelimesinin her dinin Ortodoksları tarafından (İslam da buna dahil) neden ve niçin anlamsal deformasyona uğratıldığı ve kimlerin ya da neyin emrine verilmek için deforme edildiği bilgisine ulaşabilirsiniz. Bu sebeple bu kavramsal kargaşaBu sebeple bu kavramsal kargaşayı edebiyatın yukarıda bahsini ettiğimiz disiplinleri ile aştığınızda, fakirliğin, haksızlığa uğramanın, mal, can, ırz gibi varlıkların zarar gördüğü bir durum karşısında birilerinin "kader" demesinin tarihsel örneklerini tarihten bulursunuz. Örneklerde eksik kalanı gerçeğin yansıma alanı olan edebi metinlerde bulursunuz.

           Kurgu ile gerçeğin birbirine karıştığı ve birinin yer yer ötekinin yerini aldığı bir teknoloji çağında, önünüze, yaşadığınız her olumsuzluğu "kader" kelimesini anlamsal deformasyonu ile kullanan kafaların doldurduğu görsel metalar gelmesini daha farklı okuyabilirsiniz. Önünüze gelen bu görsel metaların söylediğinin doğru mu yanlış mı olduğunun bir tık ötesine geçerek bunların kime fayda sağlayacak ve hangi kurgunun  oyuncuları olduğunu sorgulama düzeyine gelirsiniz. Bütün bunlar tarih, matematik, mantık ve elbette edebiyatın da dâhil olduğu disiplinler arası metotlarla elde edilir. İşin yukarıda ifade edilen edebiyat bilimi yönünden bakıldığında ortaya koyduğumuz veriler göstermektedir ki gerçekten edebiyat, bilim olduğu inkar edilecek düzeyde korkunç bir disiplindir. Ama kime göre? 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları