Korku, kişinin hayatında önemli yer tutar. Korku, insan hayatını zindan eder, kişiyi soyutlayıp izole eder ve kendine güvenini olumsuz yönde etkiler. Bir diğer deyişle korku insanı mutsuz etmekte ve başarısız kılmaktadır. Kişi korku ile yaşarken rahat, huzurlu, hoşgörülü olamamaktadır. Kişinin sadece kendisi rahat ve mutlu olamadığı gibi çevresindeki kişiler de bu korkudan paylarına düşeni almaktadırlar. Hiç kabahatleri olmadan onlar da sınırlanmakta, kısıtlanmakta, zorlanmakta ve de verimli olamamaktadırlar.

Korkunun kişinin hayatını sınırlamasına, mutsuz olmasına izin verilmemeli. Günümüzde her türlü korkunun çözümü vardır. Eğer konu sizin korkularınızsa bu korkular hem ailenizi, hem eşinizi etkileyebilecektir. Korkudan en fazla çocuklar etkilenecektir. Özellikle çocuklar annedeki korkuları daha fazla benimsemektedirler. Anne özellikle bir baskı kurmamış olsa da, çocuk anneden ister istemez yoğun olarak etkilenir. Anne babaların bilmesi gereken önemli bir konuda çocuklarını özellikle daha sonradan onlar için gerekli kurum ve kişilerle korkutmasınlar. Özellikle doktor, iğneci, hemşire,polis gibi. Bu konular çok eskide kaldı demeyin. Çocuklarda şimdilerde de bu tür korkularla sık sık karşılaşmaktayız. Ayrıca günümüzde yeni bir korku da bu gruba dahil oldu. Öğretmenine seni şikâyet edeceğim, evde ne kadar yaramaz olduğunu veya beni üzdüğünü anlatacağım biçiminde söylenen, hatta iyi niyetle söylenen sözler çocukların psikolojilerini olumsuz yönde bozmaktadır. Hatta yapılan araştırmalar kekemeliğin bu tür korkutmaların yapıldığı evlerde daha sık görüldüğünü vurgulamaktadır.