BU SADECE ERKEKLERİN İŞİ DEĞİL!
EGEMEN İSAR-GÜNBOYU
Muğla’nın Datça ilçesinde yaşayan bir çocuk annesi Özlem İsar, uzun bir süre doğduğu şehir olan İstanbul’da yaşadı. Radyo programcılığı, sürücü kursu işletmeciliği yaptıktan sonra müziğe yönelme kararı veren İsar, ailesinin yanına Datça’ya yerleşti.
Türkü ve Türk Halk müziği sanatçılığının yanına davulu da ekledi. Davulu bir meslek haline getiren Özlem, Ramazanlarda, hazırladığı manilerle davul çalarak Datça halkını sahura kaldırmaya başladı. Ramazanlar dışında düğün ve organizasyonlarda da bu mesleği devam ettirdi ve hem Türkiye’nin hem de Datça’nın ilk kadın davulcusu oldu.
Günboyu Gazetesi’nin sorularını yanıtlayan Özlem İsar şu cevapları verdi:
-Bu meslekteki ilk ve tek kadın davulcusunuz. Bu işi yapmaya ne zaman karar verdiniz ve nasıl başladınız?
-İstanbul''un yoğun temposundan yorulduğumu hissettiğim zaman 2018 yılında Datça’da yaşayan ailemin yanına yerleştim. Datça’da unutulmaya yüz tutmuş ramazan davulu geleneği olmadığını biliyordum ve Datça’ya yerleşme kararında bu durum çok etkili oldu Datça Belediye başkanı Gürsel Uçar''ın ziyaretine giderek ramazan davulcusu olarak ramazanda davul çalmak istediğimi talep ettim. Kendisi biraz şaşırdı birazda tepkilerden dolayı tereddütleri olmasına rağmen beni kırmadı ve benim için bu kutsal görevi yapmama izin verdi. Kısaca Datça’da 5 yıllık ramazan davulcusu hikayem böyle başladı
‘DATÇA’YA YERLEŞMEKLE ÇOK DOĞRU KARAR VERDİM’
-Davulculuk genellikle erkeklerin yaptığı bir iş olarak görülüyor. Onların egemenliğine bırakılmış bir halde. Siz bu algıya rağmen kadınlar da bu işi yapabilir dediniz ve yaptınız. Nasıl tepkiler aldınız ve alıyorsunuz?
-Bu doğa harikası yalancı cennet Datça’da, davul-zurna kültürünü yaşatmak adına buraya yerleştim. İlk başlarda ailem de dahil olmak üzere herkes tereddüt içindeydi. Erkek olgusu dediler sen nasıl yapacaksın dediler. Başarmanın yarısı inanmaktır. Başaracağımı biliyor kendime çok güveniyordum. Bayan olduğum için de tepki alacağımı düşünmedim. Datça halkı bu geleneği sürdürdüğüm onlara ramazan coşkusunu yıllar sonra tekrar davul sayesinde yaşattığım için çok mutlu oldu. Ben her evin bacısı, ablası, kardeşi, evladı oldum. Beni sevgiyle takdir ederek yüreklerine bastılar. Tabi ki istemeyen kesim de vardı git köyünde çal bu davulu diyenler yeni köye eski adet getirme diyenler belediye başkanına telefon ile arayıp şikâyet edenler, gürültü kirliliği diyenler de oldu. Ben inandığım yoldan dönemedim tepki veren insanların bazılarının sevgisini de kazandım çünkü çoğunlukla davul çalınsın isteniyordu. Davulu elime alıp Datça sokaklarında, ilk Datça halkı ile buluştuğumda kendime bir söz verdim. Allah nasip ettiği, sağlığım el verdiği sürece, benim sayemde ramazan davulu nedir bilmeyen çocuklar bu kültürü öğrendi. Gece beni beklediler, bana el sallamak beni görmek için uykusuz kaldılar. Sokaklarına girmediğim zamanlar davulcu abla niye gelmedin seni bekledik diye sitem ettiler. Onların bayramda beni neşe ile karşıladıklarını gördüğümde Datça’ya yerleşmekte çok doğru bir karar verdiğimi daha iyi anladım.
‘MÜZİK BENİM YAŞAM BİÇİMİM’
-Mesleğinizin geleceği hakkında düşünceleriniz neler? Davulculuğa devam etme ve geliştirme hedefiniz var mı?
-Bu sektöre girdiğimde kadın meydan davulcusu benim gibi profesyonel olarak yapan yoktu. Çok büyük aşk ile bu sektöre girdim. Datça’da hem Ramazan hem meydan yani düğünlerde de davul zurna eşliğinde faaliyet gösterdim. Fakat 2 yıldır Kolon Kanseri Tedavisi görüyorum ve sağlık sorunlarım nedeni ile artık eskisi kadar aktif olamıyorum. Sağlığım el verdiği ölçüde Allah''ın izniyle ve beni sevenlerin tercihi ile tabi ki yapabildiğim kadar yapmak isterim davul mesleğini. İlk sektöre girdiğimde birçok televizyon kanalından davet almıştım nasip olmadı iştirak edemedim. Aslen Malatyalıyım Halk Müziği yerel sanatçısı olarak Datça da Festivaller Etkinlikler de ve Türkü Cafeler de sahne aldım. Çok yönlü müzisyenim, bağlama da çalıyorum. Kısacası Müzik benim yaşam biçimim oldu.
