Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yunus Emre Berber

Yunus Emre Berber

Yazar

Zorlu ve kurak dönem kapıya dayandı

İnsanlık var olduğu günden bu yana kendi uygarlıklarını kültürünü, görünüşünü, ahlak yapısını ve en önemlisi de çevresini değiştirdi. Taştan demire, atlardan arabalara geçen insanlık her daim hayatını kolaylaştırmak için çabaladı. Hemen hemen her buluş ve her keşif insanlığı refaha ve uzun ve kaliteli bir hayata taşır. Orta Çağ döneminde ortalama yaşam süresi 40 iken şimdi çevremizde 85+ üzerinde birçok insan var. Mevcut çoğu hastalığa karşı tedaviler var ve bu tedaviler her geçen gün daha da güçlenerek gelişiyor. Geçtiğimiz yıllarda yaşadığımız Kovid-19 salgınını her ne kadar uçaklar ve turizm sonucu hızla dünyanın dört bir yanına yayılsa da salgının çözümü de benzer şekilde teknolojik gelişmeler sayesinde oldu. Aşı ne kadar işe yaradı bilmiyorum ama sonuç olarak milyonlarca kişi aşılandı. Maske ve mesafe önlemleri ne kadar sıkça esnetilse de eski dönemlere göre çok daha fayda sağlayacak şekilde tamamladık süreci. Ama maalesef bu gelişim süreci her zaman olumlu sonuçlar doğurmuyor. Özellikle sanayi devrimi sonrasında doğaya verilen zarar her geçen sene katlanarak arttı. Bacası aralıksız tütmeye başlayan fabrikalar ve fabrikalardan çıkan arabalar doğaya çok büyük zararlar verdi. Konforumuz için kullandığımız pek çok ürün ozon tabakasına, denizlere, ağaçlara ve hayvanlara zarar veriyor. Yine teknolojinin gelişimi sonucu fabrika ve araçların ürettiği zararlı gazların oranı düşürülüyor ancak geldiğimiz bu noktada sanırım geç kaldık. Hibrit ve elektrikle çalışan araçlar, yüksek enerji tasarruflu elektronik ürünler, geri dönüştürülebilir ürünler ne kadar eskiye nazaran doğaya daha az zarar verse de bu önlemler geçmişteki hataları onaracak adımlar değil.

Nesli tükenen böcek, bitki ve hayvanların sayısı binleri bulmuşken kapımızda çok daha büyük sıkıntılar bekliyor. Bu seneki kış döneminin son günlerindeyiz, kâğıt üzerinde bahar mevsimi kapıya dayandı. Dönüp arkamıza baktığımız zaman çok önemli bir eksikliği gözlemleyebiliriz. Bu kış ülke genelinde çok az kar ve yağmur yağdı. Özellikle Marmara bölgesinde kar neredeyse hiç yağmazken, yağmurlu gün sayısı bir elin parmakları kadardı. Geçen sene iyi bir kar yağışı olmuştu Marmara''da. 6 Mart 2022''de İstanbul''da barajların doluluk oranı yüzde 83,59 iken 6 Mart 2023''te İstanbul''un barajlarının sadece yüzde 35,34''ü dolu. Büyük bir kuraklık ve su sıkıntısı bekliyor bizi bu yaz döneminde. Su sıkıntısının yanında toprağın suya doymaması nedeniyle tarım alanında da büyük tehlike yaklaşıyor. Zaten plansız ve verimsiz bir tarım politikası içinde olan ülkemiz böyle kurak bir yaz ayının ardından büyük bir krize girebilir. Ekonomideki olumsuz gidişatla bu kuraklığın birleşmesi sonucu Türkiye''de mutfaklar daha büyük sorunlar yaşayacak.

Kahramanmaraş''ta yaşanan 7,7 ve 7,4''lük depremler sonucu yaşanan iç karartan tablo, yaklaşan seçim ve 6''lı Masa''nın aday belirleme süreci ve beklenen kurak yaz mevsimi önümüzdeki aylarda zaten depresif bir hale bürünmüş insanlar için kolay geçmeyeceğe benziyor. Umarım deprem bölgesindeki sorunlar minimuma indirilebilir, seçim süreci daha fazla kaosa yol açmadan tamamlanabilir. Ancak kuraklık için temenniden çok daha fazlası gerekiyor. Tüm dünya ve insanlığın net adımlar atarak bu korkutucu sorunla yüzleşmesi ve çözüm yoluna girmesi gerekiyor. Yoksa 8 milyarlık insan nüfusunu oldukça zor yıllar bekleyecek.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları