Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Alanur ÖZALP

Alanur ÖZALP

PSİKOLOG GÖZÜYLE

Yatağını ıslatan çocuklar -3-

Yatağını ıslatma problemi psikolojik destek alınmazsa 15,20 hatta 30 yaşına kadar devam edebilmektedir. Çocukta tuvalet eğitimi 2 yaş civarında başlar. 3 yaşın sonuna kadar hallolur. Bu sorun 4 yaşında hala hallolamadıysa mutlaka sorunu halletmek için bir psikologdan yardım istemelisiniz. Çocuğu tedaviye zamanında götürmek konusunda, Aileler "biz çocuğumuzu niye bir psikologa götürelim, çocuğumuzun psikolojik bir sorunu yok" diye düşünebiliyorlar. Bazen de ihmal edebiliyorlar. Psikologlar yatağını ıslatan çocuğun bu durumunun ya çocuğun uykusunun ağırlığından dolayı ortaya çıkmış olabileceğini ya da bir problemden dolayı bu durumu yaşadığını düşünürler. Tuvalet eğitimini tamamlamış olan çocuk üzüleceği veya korkacağı bir durumun sonucunda böyle bir problemle karşı karşıya gelebilir. Örneğin yeni bir kardeşin doğması, annenin hastalanması, çocuğun ailesinden ayrı kalması, trafik kazası geçirmesi, deprem gibi doğal afetleri ailenin yaşaması, anaokuluna veya yuvaya başladığında uyum yapma zorluğu çekmesi, hiperaktif özelliklerinden dolayı anlaşılamayarak eleştirilmesi ve ona kızılması gibi durumlar sonucunda bu problem çocuk temizlenmiş olmasına rağmen yeniden ortaya çıkabilir. Çocuğun yatak ıslatması hiç kesilmeden devam etmekte ise buna birincil yatak ıslatması denilmekte, bir temizlik süresinden sonra yatak ıslatmalarının yeniden başladığı durumlara ikincil yatak ıslatması adı verilir. İkincil olarak başlamış olan ıslatmalarda tedavi daha kısa sürmekte ve sonuç daha hızlı alınmaktadır.

Yatak ıslatması konusunda çocuğu korkutmak, tehdit etmek, keserim, yakarım gibi korkutmalar veya hastalanırsam görürsün, bırakıp gideyim de ne yaparsın o zaman gibi tehditler işe yaramaz. Çocuk da böyle bir duruma düşmek, anneyi üzmek istememektedir. Bu konuda problem halledilmeden tedbir almayı kaldırmak, tedaviyi kolaylaştırmak yerine çocuğu paniğe sokmak anlamına gelmektedir. Çocuğun altına serilen koruyucu malzemelerin kaldırılarak çocuğun bu durumu halletmesinin beklenilmesi doğru bir uygulama değildir. Bu problem çocuğun başarısını etkiler. Çocuğun kendine güvenini yok edebilir. Utanma, hırçınlık, okul başarısında sıkıntılar bu durumdaki çocuklarda daha sık görülebilmektedir.

Bu problem sık olarak yatağını ıslatan çocuğun aile bireylerinde de görülmüş olabilir. Böyle bir durumun olması tedaviyi kesinlikle olumsuz etkilememelidir. Yatak ıslatması probleminin bilimsel olarak kabul edilmiş olan 3 nedeni vardır. Birinci nedeni bu sorunu olan çocukların uykularının ağır olmasıdır. Bu çocuğun elinde olan kendi istemiyle değiştirebileceği bir durum değildir. Bu durumdan dolayı çocuğa kızmak sorunu çözmeyecek, aksine fazlalaştıracaktır. İkinci neden ise irsiyet faktörüdür. Bu durum genetik bir geçişin varlığına işaret etmektedir. Yatak ıslatan çocukların bazılarında anne babalarının da küçüklüklerinde büyük yaşlarına kadar yataklarını ıslattıkları bilinmektedir. Bazı durumlarda sadece anne, bazı durumlarda da sadece babada bu problem görülebilmektedir. Bazen de anne babada değil çocuğun ikincil akrabaları olan, teyze hala, amca, dayı gibi akrabalarında yatak ıslatma probleminin büyük yaşlara kadar devam ettiği gözlemlenmektedir. İrsiyet faktörü tedaviye gitmeyi geciktirebilen bir durumdur. Aileler bu durumdan dolayı tedaviye gitmeyi geciktirmektedirler. Yatak ıslatması gibi pek çok irsiyet faktörünün devrede olduğu problem de tedavi %100 dür. Bu konuda problemin irsi olması tedavisi olmayacağı anlamına gelmez. Örneğin çocuğun babası 20 yaşına annesi de 15 yaşına kadar bu problemi yaşadıysa çocuğu da bu yaşlara kadar bekletmek gerekmemektedir. En kısa zamanda tedavi için adım atılması gerekmektedir. Bu konudaki üçüncü neden ise hiperaktif çocuklarda bu problemin daha sık görülmesidir. Bu durumun pek çok nedeni vardır. Bu nedenlerden biri bu çocuklar gündüz çok hareket ettikleri için kendilerini çok fazla yorarlar. Gece uykuya girerken yorgunluktan dolayı uykularını daha fazla ağırlaştırırlar ve durumu fark edemeyip tuvalete gidemezler.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları