Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Alanur ÖZALP

Alanur ÖZALP

PSİKOLOG GÖZÜYLE

Yatağını ıslatan çocuklar

Yatağını ıslatma çocuğun bilerek yaptığı bir olay değildir bu nedenle çocuğun yatağını ıslatıyor olması onun kaderi olmamalıdır. Psikolojide en kolay çözümü olan problem yatağını ıslatma olayıdır.

Ailelerin bu duruma utanılacak, çekinilecek bir durum olarak değerlendirmemeleri ve gecikmeden psikolojik destek almaları gerekmektedir. Çünkü zamanında yapılmayan müdahale çocuğu mutsuz edecek, kaygılı, endişeli, çekingen, kendine güveni olmayan, kendinden memnun olmayan bir çocuk haline gelecek ve bu durum daha sonra da yetişkin olduğunda da devam edecektir.

Altını ıslatma probleminin çocuğun gelecekteki yaşamını etkiliyor olması bilincini alan aileler zaman geçirmeden çocuklarını psikoloğa götürmek konusunda daha erken adımlar atmaktadırlar.

Anne babaların bilmesi gereken doğru bilgi 3 yaşıyla birlikte bu durumun kendiliğinden ortadan kalkacağıdır. Eğer 3 yaş bitmesine rağmen çocuk hala altını ıslatıyorsa bir psikologdan yardım istenmelidir. Eğer tedavi için bir adım atılmazsa bu problem daha büyük yaşlara kadar devam edip gidebilecektir. Bu yardımı isteyerek, hem çocuğu mutsuz etmeyecek hem de siz yorulup, çocukla itişip sürtüşmeyeceksiniz. Bu durum çocuğun utandığı ve rahatsız olduğu bir durumdur. Toplumumuzda çok yaygın olarak batıl (yanlış) inanışlar vardır. Bu inanışlardan etkilenen aile çocuğu uygun zamanda psikoloğa götürmez. Bazen aileler çocuklarını tıbbın dışındaki bilimsel olmayan yollarla tedavi ettirmek için adımlar atarlar. Bu durum, bu problemin büyük yaşlara doğru devam etmesini sağlayabilir. Çünkü çocuk böyle sağlıksız ortamlara götürülmekten dolayı ürkek, korkar ve tedirgin olabilir. Bu tedirginlik çocuğun yatak ıslatmasını artırmasına sebep olabilir. Bu tür olaylar çocuğu daha fazla korkutmaktan başka bir işe yaramaz. Psikologlar böyle bir problemle karşılarına gelmiş olan çocukların tedavisinde fiziksel bir muayene yapmazlar. Elle ya da açıp bakmak biçiminde muayene yapılmaz ve müdahalede bulunulmaz. Bunu altını çizerek belirtmemizin nedeni, bu konuda halk arasında yanlış ve eksik bilgilerin çoğunlukla olmasıdır. Bazen aileler, bazen de çocuklar bütün bu yukarıda belirttiğimiz korkulardan dolayı tedaviye gelmemektedirler. Psikolojik tedavide çocuğun korkup tedirgin olacağı veya utanacağı herhangi bir durum söz konusu değildir.

Yanlış inanışlar

Halk arasında genellikle "erkek çocuklar yatağını ıslatmayı daha geç bırakır" biçiminde bir inanış olduğu söylenmektedir. Bir başka yanlış inanış ise, "eğer çocuğu tedaviye götürürsek kısır kalabilir" korkusudur. Bu tür inanışlar tedaviyi geciktirebilmektedir. Burada vurgulanması gereken en önemli nokta, bu yanlış inanışlardan aileyi bilgilendirerek kurtarmak ve derhal bilimsel tedavi için adım atmasını sağlamaktır. Bu konunun halledilmesi için ailelere psikolojik tedavide yapılacak olan adımlar ve tedavinin tüm içeriği anlatılmalı, özellikle yanlış inanışlardan etkilenilmiş olabilecekleri için tedavinin tüm sürecinde ailenin de terapi seans odasında olmasına özen gösterilmesi doğru bir adım olacaktır. Bilinmesi gereken diğer önemli nokta ise, ailelere psikologların bu problemi hallederken hiçbir şekilde iğne, ilaç kullanmadıkları, hiçbir durumda çocuğun altını ıslatıp ıslatmadına giysisini açıp bakmadıkları ve elle müdahale etmediklerinin anlatılmasıdır.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları