Sigara ve alkole son 6 ayda yapılan ÖTV zamlarının ardından en düşük sigara paketi 15 liraya, en düşük ve hafif içki olan bira da ortalama 12 liraya kadar yükseldi.

15 liralık sigaradan alınan vergi 13 lira 15 kuruş iken

12 liralık bir biranın vergisi ise 7 lira...

AKP, sigara ve alkole yaptığı zamlarla adeta "yaşam tarzı vergisi" politikası uyguluyor.

Biz gazeteciyiz.

Halkın nabzını tutarken vatandaşa yalan haber aktaramayız.

İktidara yönelik eleştirilerimiz tamamen halkın durumunu görmeleri gerektiğindendir.

Susarsak olmaz, yazmazsak, söylemezsek olmaz! 

Bu politika yanlıştır. Ayıptır.

***

Sadece alkolle değil yanında kullanılabilecek yiyeceklere de aşırı zam yapılması işin çığırından çıktığının kanıtıdır.

2 dakikada yiyip bitireceğiniz 180 gram Antep fıstığının fiyatı 30 küsür lira olmaz!

AKP, bu uygulamasıyla Türkçedeki deyimleri de değiştirmeye kararlı gözüküyor.

Zira artık ucuz bir ürünü tanımlarken kullandığımız "çerez parası" ifadesi tamamen anlamını yitirmiş duruma geldi. 

***

"Çerez Parası" artık pahalı ürünleri tanımlarken kullanabileceğimiz bir ifade oldu.

Bu gidişle artık muhabbetler şöyle olacak:

-Kardeşim araba almayı düşünüyordun. Baktın mı fiyatlarına alabilecek misin? 

-Baktım baktım da. İşin içinden çıkılacak gibi değil. Nasıl alayım. Bildiğin "çerez parası" görmüyor musun."

Bu duruma AKP'de uzun yıllar siyaset yapmış DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan bile "Alkollü içkilerdeki vergi kopmuş gitmiş durumda, kabul edilebilir değil. Komşularımızda yarı fiyatına, üçte bir fiyatına alkol satılıyor" diyerek tepki gösterdi.

***

Bu tepkinin aynısını yıllarca "yaşam tarzlarına müdahale" edildiğini söyleyen kesimin de vermesi lazım. 

Kendi cenahına "Siz ne yapıyorsunuz. Sırf bizimle aynı görüşte olmadıkları için bu insanlara bu kadar yüklenilir mi?" demeleri gerekir.

Demezlerse şayet, sıranın kendilerine gelmesi durumunda yanlarında kimseyi bulamazlar ve bu kısır döngü sürer gider. 

Bu ülkede bütün görüşler hep birlikte yaşıyoruz.

Herkesin görüşü aynı olacak diye bir şey yok ve olmamalıdır da...

Ancak herkesin vicdanını kullanabileceği bir Türkiye ortamı yaratmak da bizlere düşüyor.