Kendisi de Milli Görüş'ten gelen ancak zaman içinde mahalle değiştiren Ahmet Hakan, Cihangir İslam'ın CHP'ye katılmasını değerlendirdiği yazısında, insanların okudukça, öğrendikçe, yaşadıkça değişebileceğini ancak bu değişimin gerekçelerini açıklamaları gerektiğini kaydetti…
"Değişim konusunda asla taviz vermediğim ve vermeyeceğim bir şartım var: Değişimin ve dönüşümün gerekçeleri ortaya konacak. Bunu yapmadan gerçekleşen her değişim ve dönüşüm, kusura bakılmasın ama fırıldaklıktır" diyen Ahmet Hakan, Cihangir İslam'ın Anıtkabir konusunda bugün hâlâ aynı düşüncede olup olmadığını açıklaması gerektiğini savundu.
Muhakkak ki, Cihangir İslam zaman içerisinde belli bir oranda da olsa değişim ve dönüşüm yaşamıştır… Her insanda az ya da çok, akıp giden yıllar içerisinde değişen dünyanın kaçınılmaz bir sonucu olarak hayata yeni yaklaşımlar, bakış açıları doğar…
Aynı durum siyasal hayat için de geçerlidir. Siyasetçide de değişen ve gelişen dinamiklere göre de yeni yaklaşımlar, bakış açıları doğar… Zaten bir siyasetçinin, siyaset ve devlet adamlığının gelişimi de insanın gelişimi gibidir…
Öyleyse Cihangir İslam'ın bir değişime uğramadan CHP'ye katıldığından bahsedemeyiz…
Ama herkes çok iyi biliyor ki; Atatürk ve Cumhuriyet hakkındaki olumsuz görüşlerini terk ederek de katılmadı CHP'ye!
Baktı ki orada kendisine benzeyen bazı isimler var, baktı ki çizgisini koruyabilecek, katılıverdi CHP'ye…
Gelinen noktada; FETÖ'nün Balyoz kumpasının mağdurlarından Mehmet Ali Çelebi de CHP'den ayrıldı. Ayrılması engellemeden hem de…
Balyoz tertibine alkış tutan, Anıtkabir'den rahatsızlığını ilan eden Cihangir İslam ise CHP'ye geçti. Buradan çıkan sonuç şudur; siyasi partiler için gelişmek, değişim yaşamak farklı bir şey, "başkalaşmak" farklı bir şeydir…
İktidarın, ABD'yle ilişkilerini düzeltmek için verdiği tavizler ve lobilere harcadığı onca paraya rağmen yeni Başkan Biden'ın Erdoğan'ı hâlâ aramaması, sarayda huzursuzluğa yol açtı.
Topun Ağzındaki Saray Danışmanları
Can Ataklı, Korkusuz'daki köşesinde, Erdoğan'ı Trump'ın kazanacağına inandıran danışmanlarının topun ağzında olduğunu yazdı.
"Trump'ın kaybedeceğini öngöremeyen danışman ve danışmanlar hayli korku içindeymiş" diyen Ataklı, "Biden için "katıksız bir cehalet, kibir ve ikiyüzlülük" diye paylaşım yapan Saray Sözcüsü İbrahim Kalın pişman mıdır? Ya da 'Biden'ın ifadeleri Türkiye üzerinde oynanan oyunların ve müdahaleci yaklaşımların adeta bir yansımasıdır' diyen İletişim Başkanı Fahrettin Altun, geceleri Biden'ın aradığını ve sorunların ortadan kalktığı rüyasını görüyor mudur?" ifadelerini kullandı.
Ataklı'ya katılmıyorum…
Zira ne Erdoğan ne de danışmanları öngörüden değil, kazanmasını istedikleri için Trump'ı destekledi…
Öyle olsa, İstanbul seçimini iptal ettirmenin ikinci seçimde doğuracağı bir hezimeti göremeyen danışmanlar çoktan Saray dışı kalmıştı…
