Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mahmut Esad Kıraç

Mahmut Esad Kıraç

Türk Çağı Üzerine Düşünceler

Mayıs 2023 seçimlerinin belirleyicisi mutlak bir şekilde milliyetçiler ve milliyetçilik oldu. Seçim süreci boyunca ne enflasyon ne de sığınmacılar meselesi seçmenin ana gündemi olmayı başarabildi. Çünkü milliyetçi söylemler hepsini kapsayıcı nitelikteydi. Durum böyle olunca da her kesimden milliyetçilik üzerine fikirler, düşünceler gelmeye başladı.

Bu süreçte milliyetçiliğin ne olduğu, ne olmadığı ve nasıl doğduğu gibi onlarca yazı yazıldı. “Yüksek milliyetçilik mi yoksa popülist siyaset mi?” gibi pek çok soru soruldu ve cevap arandı. Ben de hemen hemen birçoğunu okuma fırsatı elde ettim.

Sanki eksik olan bir şeyler vardı.

Sanki yeni bir kavrama ihtiyaç vardı.

Milliyetçiliğin bu kadar değerli olduğu ve kıymetinin arttığı bir dönemi klasik milliyetçi söylemler üzerinden değerlendirmek doğru gelmiyordu. Milliyetçiliğin yükselişi aslında siyasal İslâmcılığın da çöküşünü simgeliyordu. Çünkü milliyetçi söylemleri de seçim döneminde en aktif kullananlar siyasal İslâmcıların ta kendisiydi. Tam da bu noktada Ayşe Sucu Hanımefendi’nin 21 Ağustos’ta yayınlanan “Siyasal İslâm biterken Türk Çağı’nın doğuşu!” isimli yazısı belki de okuduklarım arasında en dikkat çekicisiydi. Bir yandan siyasal İslâm’ın sonunu ön görüyor diğer yandan da aslında seçimden beri aranan kavramı, Türk Çağı’nın altını dolduruyordu. Türk Çağı’nı ise özellikle milliyetçiliğin ne olduğu ve ne olmadığı üzerinden çağın gereklerine göre tanımlıyordu.

Burada üzerinde durulması gereken en önemli hususun Türk Çağı olduğunu düşünüyorum. O halde ben de İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Tolga Akalın Bey’in ortaya attığı, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcü Gazetesi köşe yazarı Ayşe Sucu Hanımefendi’nin entelektüel birikimiyle altını doldurduğu bu kavramın üzerine ‘’Nasıl bir Türk Çağı?’’ diye sorup cevaplandırmak istiyorum.

Şurası açık ki Türk Çağı kavramı, iktidarın Türkiye Yüzyılı kavramına nazaran hem daha millî hem de daha ihtiyaca ve amaca yönelik görünüyor.

Peki, buyurunuz kalem kalem Türk Çağı hayalimi sizlerle paylaşayım.

1-Eğitimde Türk Çağı

Memleketimizin eğitim kurumları cazibe merkezi haline gelir ve Avrupa’dan öğrenciler ülkemizde eğitim almak için sıraya girerse bilin ki eğitimde Türk Çağı gerçekleşmiş demektir.

2-Gençlikte Türk Çağı

18 yaş altında 22 milyon ve genç nüfus olarak da yaklaşık 15 milyon insanın yaşadığı ülkemizde gençlerimizin gelecekten korkmadığı aksine 100.yıl aşkıyla hakikatleri göğüsleyerek daha çok çalıştığı çağ ancak Türk Çağı olabilir. 10 yılda 15 milyon genç yaratan Cumhuriyetimiz 100 yılda milyonlarca gencin umudunu beslemelidir. Her bir gencimiz Türk bayrağıdır. Liyakatin olduğu ve gençlerin rahatça ders çalıştığı çağ ancak ve ancak Türk Çağı’dır.

3-Teknolojide Türk Çağı

Teknolojinin ve zihinsel sermayenin altın çağında elbette ilerlemenin ve yükselmenin yolu teknolojiye hâkim olmaktan geçmektedir. Dünyanın her yerinde Türk üretimi teknolojik ürünler ciddi bir pazara sahip olduğunda Türk Çağı başarıya ulaşmış demektir.

4-Göçte Türk Çağı

Vatanımız dünyanın her yerinden beyin göçü almaya başladığında Türk Çağı, Atatürk’ün hayal ettiği müreffeh seviyeye ulaşır. Üretilenlerin kullanıldığı değil kullanılanların üretildiği bir Türkiye için yalnızca kendi beşeri sermayemiz değil bütün milletin beşeri sermayesine hitap eden bir Türkiye hayalim var.

5-Ekonomide Türk Çağı

Dışa bağımlı olmayan ve parasının tüm dünyada hatırı sayılır bir değeri olan Türkiye her anlamda hür olabilir. Milli bağımsızlıkla iktisadi bağımsızlığı eş gören Atatürk’ümüzün vizyonu ancak Türk Çağı’nda mümkün olacaktır.

Evet, Türk Çağı üzerine kavramlarımızı ve düşüncelerimizi arttırabiliriz… Fakat Türk Çağı kavramına mutlaka sahip çıkmalıyız. Türk demenin ırkçılıkla eş görüldüğü ülkemizde Türk Çağı önemli bir boşluğu doldurmaktadır.

Türk demekten korkanların ortaya attığı Türkiye Yüzyılı söylemine karşı ille de Türk Çağı diyoruz. Gelecek yazılarımda da bu kavram üzerine düşünmeye devam edeceğim. Bu vesileyle Ayşe Sucu Hanımefendi’ye de ciddi bir teşekkür edilmesi gerektiği kanaatindeyim. Umarım Türk Çağı’nın sahip çıkanı çok, üzerine düşüneni fazla olur.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları