Türkiye''de her şey hızla değişiyor. Zaman değişiyor, insan değişiyor, teknoloji değişiyor, siyaset değişiyor.

Büyük bir değişim ve dönüşümün içindeyiz fakat değişmeyenler tarafından yönetiliyoruz. Problem de tam olarak burada. Değişmeyenler siyasete talip, değişmeyenler iktidar, değişmeyenler önemli konumlardalar.

Fakat bu insanlar dışında her şey hızla değişiyor. Ya değişmeyenlere ayak uyduracak ya da sistemin dışında kalacağız. Bizden maalesef bunu istiyorlar.

Peki, siyasetimizin değişmeyenleri nelerdir?

Mesela Türkiye''de gayriresmi 8-10 milyona yakın Suriyeli bulunuyor. Özellikle Suriyeliler geldikten sonra Türkiye''nin en büyük gündemi bu konu oldu. İşsizlikte, ev kiralarında ve her konuda artan maliyetler dahi Suriyeliler meselesiyle paralel ilerliyor.

Bütün bunlara karşılık CHP diye bir parti halen Kürt sorunundan bahsediyor. Helalleşmeye çalışıyor. Bütün bunlara rağmen halen AKP diye bir parti herkesi FETÖ''cü ilan etmeye devam ediyor.

Siyasette yeni bir parti olarak kurulan Gelecek ve Deva partilerinin kendileri yeni fakat onlar da siyasetin değişmeyenlerinden. Çünkü küskün AKP''li olmaları dışında hangi özellikleri var? Maalesef bunlar da değişmiyorlar.

Her şey değişiyor fakat bunlar halen değişmeyen söylemlerle siyaset yapıyor. Güncele ayak uyduramıyorlar. 2022 yılında olmamıza rağmen AKP 2016, CHP ise 2012 yılının siyaset diliyle konuşuyor.

Mesela MHP''ye bakıyoruz halen 12 Eylül cümleleriyle siyaset yapıyor. "Kahraman" ve "Hain" arasına sığdırılmış bir siyaset dili var.

Belki de değişimi en başarılı şekilde gerçekleştiren İYİ Parti''dir. Kuruluşunda "Küskün MHP''liler" denilmesine rağmen çizgilerini son derece güzel belirleyerek hem Türk milliyetçisi hem de laik alanda kendilerini ifade ederek merkezde seçmeni kucakladılar.

Tabi bir de hakkını yemeyelim Saadet Partisi de siyasal İslamcı olmasına rağmen siyaset dilini en olumlu şekilde değiştirebilen partilerdendir. Hem sosyal medya kullanımı hem ifadeleri son yıllarda özellikle gençleri kendine çekmiştir.

Her şey böylesine değişiyorken sizce bu siyaset dili artık seçmene sirayet edebilir mi?

Tabi sirayet edemez. Demek ki zamanın değişmesi yetmiyor. Türk siyasetini bu çıkmazdan kurtarmak gerekiyor. İşte bu da ancak eski figür ve söylemlerden kurtulmakla gerçekleşecektir.

Günümüzde bütün anketlerde Mansur Yavaş''ın birinci çıkması da tam olarak bu sebeple değil midir?

İnsanlar artık eski yüzlerden eski söylemlerden usandı. "Lider dediğin iyi bir hatip olur." diyorlardı. "Lider dediğin sert çıkışlar yapar." diyorlardı. Bütün bunlardan arındırılmış bir Mansur Yavaş seçmen tarafından anketlerde birinci çıkıyor ve ciddi bir talep görüyor.

Demek ki Mansur Yavaş siyasetin değişmeyenlerine karşı değişimi temsil ediyor. Şeffaflığı, yeni bir siyaset dilini ve sert çıkışlardan arındırılmış bir lider imajını simgeliyor.

Şimdi buraya kadar yazdıklarımdan bağımsız olarak ifade etmeliyim ki gençlik sizi istemiyor. Siz kabul etseniz de etmeseniz de gençlik siyasal İslam''dan bıktı. Gençlik değişimden yana.

Burada altılı masaya büyük görev düşüyor. Altılı masanın elbette pek çok görevi var fakat en mühim görevlerinden biri anketlerin çoğunda birinci çıkan kişiyi aday yapmaktır. Halkın talepleri o masaya doğrudan etki etmelidir.

Ben etki edeceğini ümit ediyorum.