Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mahmut Esad Kıraç

Mahmut Esad Kıraç

Siyasal İslamcıların Tanrı Algısı

Türkiye''deki her kesim toplumsal bozuklukların kaynağını başka köklerde aramaktadır.

Bir kesime göre Tanrı suçsuzdur asıl problem dindedir. O sebeple dinden kurtulmak sorunlardan kurtulmaktır.

Bir başka kesime göre Tanrı suçludur ama dinde bir kusur yoktur. Çünkü dinin gerekleri açık ve somutken Tanrı''nın soyut olması işleri karıştırmaktadır. Çünkü bu, herkesin menfaatlerine göre şekillendirebileceği bir Tanrı tasavvuruna sebep olmaktadır. Bu sebeple Tanrı''nın somut özelliklerinin olmaması bir kusurdur.

Bir başka kesime göreyse ne Tanrı ne de din suçludur. Suçlu insandır. Her şeyi o bozmaktadır. İnsan her şeye burnunu sokmasaydı hiçbir problem olmayacaktı, görüşü vardır.

Şimdi bu pencereden Türkiye''ye baktığımızda bizim siyasal İslamcıların yalnızca din değil Tanrı algısında da sorun olduğunu görüyoruz. Bugüne kadar siyasal İslamcılara hep din üzerinden eleştiri geldi. "Yaptıklarınız hangi kitapta yazıyor?" dediler. "Kur''an-ı Kerim''i kullanıyorlar, dini kullanıyorlar." dediler. Eleştiriler çoğunlukla din ve kitap eksenliydi. Halbuki siyasal İslamcılardaki bozukluğun kaynağının aslında din algılarıyla değil de Tanrı algılarıyla ilgili olduğunu düşünüyorum.

Tanrı''nın soyut olması ve her grubun kendi menfaatlerine uygun bir Tanrı tasavvuru oluşturması en çok da bizim siyasal İslamcıların işine yarıyor sanki...

Peki, siyasal İslamcıların Tanrı algısı nasıldır?

Şunu net bir şekilde belirtmeliyim ki siyasal İslamcıların kuralsızlıklarının temelinde "Allah da böyle istiyor" düşüncesi yatmaktadır. Yani kendi menfaatleriyle Tanrı''nın buyruklarını kesişim kümesi yapmışlar.

Buraya kadar sorun yok...

Asıl sorun bu Tanrı''nın tarafsız ve adil olması gerekirken nedense hep siyasal İslamcılardan taraf olmasıdır.

Mesela Allah rızası gözeterek gerçekleştirdikleri her eylemde, kendi menfaatleri mutlaka vardır. Kendi menfaatlerinin olmadığı yerde de zaten Allah rızası sözü konusu değildir. Sanki Tanrı''nın helal ve haram dairesini dahi bizim siyasal İslamcılar belirliyor gibidir.

İktidara gelirler ve ele geçirdikleri devlet kurumlarını torpille eşe dosta dağıtırlar. "Ele geçirdikleri" diyorum çünkü onlara göre savaş ganimeti gibidir. İnandıkları Tanrı''ya göre gayet caizdir. Çünkü kendi eş ve dostlarına peşkeş çekmeseler Allah yolunda olmayan biri de o görevlere gelebilir. İnanışlarına göre işte o zaman Tanrı onlardan hesap sorar.

Neden liyakatli atama yapmadın, neden işi ehline vermedin, neden adil ve eşit olmadın demez Tanrı. Neden iman etmeyen birini göreve getirdiniz diye kızar.

Siyasal İslamcıların Tanrı''sının insani istekleri vardır. O sebeple siyasal İslamcılarımız her yere cami yaptırarak Tanrı''ya rüşvet verirler. Öldüklerinde "Ama biz size ibadet etsinler diye pek çok cami inşa ettirdik" diyebilmek için yaparlar bunu.

Öyle mükemmel idealleri yoktur.

Onlara göre parası olan bir kişi bu parayı Tanrı yolunda harcamalıdır. Fakat gidip yoksullara yardım etmeleri Tanrı yolu değildir. Tanrı yolu paranın kendilerine teslim edilmesidir. Çünkü Tanrı da öyle istemektedir. Eğer parayı onlara teslim etmezseniz hemen size baskılar gelir. Davalar açılır ve mülklerinize dahi el koyulabilir.

Mesela medyada onların haberini yapmıyorsanız bu büyük bir kusurdur. Bu sebeple medya patronlarının kanallarını devletin bankalarından aldıkları paralarla satın alıp daha sonra kendi yayınlarını yaptırırlar. Bu da ayıp ya da yanlış değildir.

Çünkü Necip Fazıl''a bayıldıkları için her defasında "Divanesi ikimiz kaldık Allah yolunun"  derler.

Nasıl bir yol olduğunu yıllardır birlikte görüyoruz.

Evet efendiler, benim görüşüme göre ne kitapta sorun var ne de Tanrı da... Türkiye''de en büyük sorun siyasal İslamcıların varlığı ve onların başına buyruk Tanrı''sıdır. Ne kitaba uyar ne yaşama ne de varlığın özüne... 

Bunları göndermek yetmez tanrılarını da kovmamız gerekmektedir.

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları