Sitem

Bu yazımda Türkiye'nin gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunmak istemiyorum. 

Ne Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın Karadeniz'de bulunduğunu "müjdelediği" 320 milyar metreküp doğalgaza, ne de haftalardır tartışma programlarını meşgul eden Cumhurbaşkanlığı adaylığı için Millet İttifakı'nın hangi adayı seçeceğine değinmeyeceğim.

Ne İçişleri Bakanlığı'nca 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamalarının yasaklanmasına ne de Venezuela'dan peynir ithal edecek olmamıza girmeyeceğim.

Benim bir sitemim var ve bugün sadece buna değineceğim. 

Tüm bunların dışında gördüğüm ve yaşadığım tecrübelerden yola çıkarak birazcık bizim camiadan bahsetmek istiyorum.

8 yılı aşkın süredir bu mesleğin içindeyim.

Stajyerlik, muhabirlik, editörlük, yöneticilik yaptım.

İşin bütün kademelerinde bulundum sayılır.

Çok farklı karakterleri, çok farklı çalışma arkadaşlarını,  çok farklı işvereni gözlemleme fırsatı buldum. 

Adam kayırmacılığın, yalakalığın, fikir hırsızlığının en üst noktaya ulaştığı, ayak kaydırmaya çalışmanın bir alışkanlığa dönüştüğü, arkadaşının iyiliğinin yerine kötülüğünün istendiği, çekememenin, ego sorununun ve bunun gibi birçok şeyin bizim meslekte gördüğüm en tiksindirici ve acı verici detaylardan olduğunu söylemeliyim.  

Verilen sözlerin tutulmaması, başkasının fikrini çalma, binbir zorlukla mücadele ederek ortaya bir "şey" çıkaran kişinin emeğine çökme çabaları ve daha neler neler...

Hiçbirimiz "ayrıcalıklı" değiliz. 

Bir gün öleceğiz ve tıkayacaklar pamuğu.

Arkamızdan belki bir gün ağlarlar, belki bir buçuk gün.

Çok da önemli değil.

Unutulup gideceğiz ya, "bu hırs nedir" diye sormak istiyor insan.

Bu meslekte çok iyi insanlar da tanıdım ve tanımaya da devam ediyorum.

Sadece genel bir tablodan bahsetmek ve rahatsızlığımı aktarmak istedim.

Oluşan bu ortamın da politik bir altyapısı olduğuna inanıyorum.

Umuyorum ki düzelsin.

Biz düzeltmek zorundayız çünkü.

Yıllar geçerken biz geriye gidemeyiz, gitmemeliyiz. 

Oysa ki yapmamız gereken gayet basit.

Halka doğru bilgiyi en yalın haliyle duyurmak bizim görevimiz.

Herkesin belleğinde oluşan bir algı var.

Ve biz o algıları genişletmek, daha da büyütmek için çabalamalıyız.

Ayrıntıyı, detayı yakalamalıyız.

Görünmeyeni görmeli, çıkarılmayanı çıkarmalıyız.

Yaratmalıyız.

Ve bunları yaparken kimsenin ne fikrini ne de eserini çalmaya kalkmamalıyız.

Bunları yaptığınız zaman belki dışarıda tepki çekmezsiniz ama bizim camia küçük, herkes birbirini gayet iyi tanır ve ola ki bir yerlerde karşılaşırız, "karşılaşırsınız."

Dikkatli olmak lazım, çok dikkatli olmak!

Daha çok da ahlaklı olmak…

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları