Rıdvan Dilmen'in geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamalar Türkiye'nin gündemine oturdu.

Erman Toroğlu'nun kendisi hakkında "şeytan" ifadesini kullanmasına canlı yayında yanıt veren Rıdvan Dilmen, "terör örgütü lideriyle ilişkili olan isimleri açıklayacağım" diye duyuruyu yapmıştı.

Günboyu internet sitesi yine muazzam bir habercilik örneği göstererek Rıdvan Dilmen'in açıklayacağı isimleri Dilmen'den önce kamuoyuna duyurmuştu.

Haklı olarak biraz reklamımızı yaptıktan sonra devam edelim.

Günboyu'nun duyurduğu üzere Rıdvan Dilmen'in hedeflerinin en başında kapatılan Vatan Gazetesi'nin eski spor müdürü İbrahim Seten bulunuyordu.

Dilmen, İbrahim Seten'in FETÖ'yü övdüğü tweetleri  NTV canlı yayınında tüm Türkiye'ye göstererek adeta esti gürledi.

Dilmen "futbolda temiz eller operasyonu" yapılması için de çağrıda bulundu.

Dilmen'in çağrısının üzerinden ne Dilmen ifadeye çağrıldı ne de herhangi bir gelişme yaşandı.

Bu operasyonun başlamasını ve FETÖ'cülerin futbolun içinden temizlenmesi gerektiğini bugün değil yıllardır söylüyoruz.

Dilmen FETÖ'ye ve savcılarına olan övgülerini zamanında sık sık dile getiren Rasim Ozan Kütahlı'ya da değinmeden geçmedi.

3 Temmuz şike kumpası sürecinde Fenerbahçe aleyhinde çalışan, FETÖ'ye ve savcılarına övgüler dizen Rasim Ozan'a değindi Dilmen.

Dilmen şunları söyledi:

"Gelelim Rasim Ozan Kütahyalı. Sen şike sürecinde FETÖ sevdalısıydın. Boşnaklara en fazla hakareti yapan insan. Biz de hatalıyız. Biz niye isyan etmedik. Şimdi Osman Gökçek'in, Melih Bey'in Beyaz TV'ye çıkıyor. Kime yazıyor? Nasıl yönetiyorlar şimdi bunlar."

Beyaz TV'de Derin Futbol programının yorumcusu olan Rasim Ozan Kütahyalı ise Rıdvan Dilmen'in sözleri karşısında program boyunca sessiz kalmayı tercih etti.

Türk spor medya tarihinin en büyük kavgası yaşanırken eski hakem ve spor yorumcusu Ahmet Çakar yine kendine has üslubuyla olayı şöyle yorumladı:

"Bize 40 senede şunu öğrettiler; Ortamda kaos varsa sen sakin kal. Kenara çekil, izle. Kim kime ne yapyor? Sonra icraat yaparsın. Kaotik durumlarda bir hakem sakin kalacak, biraz geri çekilecek, 'bitti mi beyler' diyecek. Sonra (kırmızı kart çıkararak) Hasan, Hüseyin, Ali, Veli... Hamama! Attım sizi oyundan." 

Ortamda ciddi bir mesele konuşulurken bir arkadaşınız çıkar ve ortamın tüm ciddiyetini bozar ya. Ahmet Çakar işte o arkadaşın ta kendisi. 

Türkiye gündemini sarsan açıklamaların ardından iktidara yakın isimler Rıdvan Dilmen'in karşısında tavır aldı.

Sabah gazetesi yazarlarından Mevlüt Tezel , "Rıdvan'ın FETÖmetresi mi var?" başlıklı bir yazı kaleme alarak Dilmen'e çok sert ifadelerle yanıt verdi.

Rıdvan Dilmen'e yönelik "NTV'yi babasının kanalıymış gibi kullandı" ifadesini kullanan Tezel şunları yazdı:

"Yargı dağıttı, sanki savcıymış gibi bazı isimleri FETÖ'cü ilan etti. Rıdvan'ın da bir Fetömetre'si varsa bilelim, güvenlik güçleri faydalansın". 

Bu yazının daha mürekkebi kurumadan ertesi gün yine aynı gazetenin yazarı Hıncal Uluç'un hedefinde Rıdvan Dilmen vardı.

Uluç; Rıdvan Dilmen'in yerden yere vurduğu İbrahim Seten'e köşesine vererek Dilmen'e yanıt verme ve geniş kitlelere ulaşabilme olanağı sundu. 

Ayrıca Rıdvan Dilmen, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın kardeşi Serhat Albayrak'ın yönetiminde olduğu Turkuaz Medya'ya ilişkin söylediği  "Bu arada Erman Toroğlu ve A Spor yönetiminden bir özür bekliyorum. Benim adım Rıdvan Dilmen ben şeytan değilim" şeklindeki isteğine de karşılık bulamadı. 

Kanaldan yapılan açıklamada Rıdvan Dilmen'e özür dilemek bir yana dursun Rıdvan Dilmen'den özür beklediklerini ifade ettiler.

Açıklamanın son kısmında "Sayın Dilmen, grubumuz ve üst yönetim kadromuza yönelik tüm mesnetsiz suçlama ve haksız iddiaları sebebiyle kamuoyu önünde özür dilemelidir" ifadelerine yer verildi.

Halbuki başkanlık seçimleri için ne uğraşmıştın be Rıdvan. Bir sürü futbolcuyu, ünlüyü "Ben de varım" diyerek kampanyaya dahil etmiştin.

Neyse buraları geçelim.

Şimdi konumuz bu değil.

Yani kısacası Albayrak'lara ait medyadan destek göremedi Rıdvan Dilmen.

Tüm bunların yanında

Kim ne derse desin;

Rıdvan Dilmen'e futboldaki pis yapının temizlenmesi gerektiği konusunda hak veriyor ve destekliyorum.

İktidar medyasından destek göremeyen Rıdvan Dilmen mücadelesine devam edecekse yanındayım.

Yok eğer "ben bu yoldan vazgeçtim" diyecekse de söylesin mücadeleye biz onsuz devam edelim.