Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İlayda TAŞKESER

İlayda TAŞKESER

Kendine İyi Bak

Plasebo etkisi

Farmakolojik bir etkisi bulunmayan, etkisiz diyebileceğimiz ilaç görünümlü çoğunlukla tablet formunda olan maddelerin kişiye pozitif telkinle verilmesi ve olumlu sonuç beklentisi aşılanması yaşanan bir durumdur. Etkisi bulunmayan ilacı alan hastanın ağrısına iyi geldiğini hissetmesi ve şikayetlerinin yok olması durumu plasebo etkisidir.

İyileşmeyi yaratan pozitif telkin ve ilaç ile iyi olacağına inanma gücüdür.

Plasebo etkisi bilim insanları tarafından çeşitli deneylerle ölçülmüş ve etkinliği kanıtlanmıştır.

Denekleri iki gruba ayırarak bir gruba farmakolojik içeriği bulunan ilaç, diğer gruba ise farmakolojik içerik bulundurmayan etkisiz ilaç verilmiştir.

Sonuçlara bakıldığında etkisiz ilaç alan katılımcıların da şikayetlerinin azaldığı görülmüştür.

Bu etki beyinde ağrıya etki eden hormonların seviyelerini değiştirmektedir. Hasta ilaç aldığında ve bu ilaçla iyi olacağına inandığında, ilacın içeriğini araştırmaksızın çoğu zaman iyi olmaya koşullanır.

Bu durumda beyni uyaran tek şey iyi olma inancıdır. Ve haliyle hormonları harekete geçirir. Endorfin hormonu reseptörlerinin plaseboya maruz kaldığında aktive olduğu görülmüştür.

Endorfin hormonu, halk dilinde mutluluk hormonu olarak bilinir ve ağrı kesici görevi görür. Sevilen aktiviteler, lezzetli yemekler, meditasyon ve haz yaratan tüm eylemler endorfini yükseltir.

Yani iyi edeceğine inanılan fakat etkisi olmayan ilaç sadece beklentisiyle endorfin hormonunu yükseltir ve dolayısıyla şikayeti azaltır.

Günlük hayat içinde sıkça karşımıza çıkan ve işlevsel bulunan plasebo etkisinin temeli budur.

Tıbbi kullanımda ilaç içmeyi huy edinmiş ve iyi olmayı çoğunlukla ilaca bağlayan hastalarda oldukça etkili sonuçlar vermiştir ve vermeye devam etmektedir.

Günlük hayatta 'şeker hapları' olarak tabir ettiğimiz formda işe yaradığı görülmüştür.

İlaç görünümlü herhangi bir draje şekerin, ilaç olarak yakınana sunulup ağrısının azaldığını hissetmesi gibi.

Pavlov'un Klasik Koşullanması ile oldukça benzer bir düzende işleyen bu etkinin işlevselliği oldukça yüksektir.

Kısaca bahsedecek olursak Ivan Pavlov köpeğine bir rutin uyguluyor. Zili çalıyor ve ardından yemek veriyor. Gözlemler gösteriyor ki, zil çalındığında köpek salyasını akıtıyor. Zilden sonra yemek geleceğini biliyor.

Plaseboya benzeyen kısmı ise beklentiden sonra oluşan tepki kısmı.

Bu temelde düşünecek olursak iyi olma beklentimiz ve gücümüzü bir ilaçla ya da somut bir şeyle beslediğimizde iyileşme gerçekleşmeye başlıyor.

Nosebo ise yine farmakolojik bir etkisi bulunmayan ilacın yan etki yaratacağına inanılması ve ilaç alındığında yan etkilerin görülmesidir.

Her iki durumda da tepkiyi ve tepkinin türünü (iyi hissetmek, yan etki görmek) beklentinin yönü belirliyor.

Deneylerle desteklenen her iki durum da gösteriyor ki, beklentilerimiz ve vücudumuzdaki hormonlar birbiriyle dirsek teması halinde.

Günlük hayat rutinlerimizde de bolca karşılaştığımız bu etkiler tıbbi ve sosyal alanlarda kullanılmakta.

Vücudumuzun da beklentilerimizin yönüne göre tepkiler verdiğini düşünecek olursak beklentilerimizin yönüne dikkat etmekte fayda var.

Kendinize iyi bakın.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları