34 hafta maç yapılıyor. 

Bunun sonucunda ligin şampiyonunun yanı sıra küme düşen takımlar da belli oluyor.

Siyasetin futbolun içine giremediği ya da derinlemesine inemediği ülkelerde bu kurallarda bir değişiklik olmuyor.

Olacaksa da değiştirilen kurallar sezon başından kamuoyuna duyuruluyor.

Tam da olması gerektiği gibi.

Ancak bizim gibi ülkelerde siyasetin sporun içine özellikle şu dönemde iliklerine kadar girmesinden kaynaklı akıl almaz kararlar alınıyor.

TFF'nin başındaki zat ve yönetim kurulunun kendi başlarına bir karar aldıklarını düşünmüyorum.

Şu anda ne isteniyorsa o karara imza atan bir memur grubu gibi davranıyorlar.

Süper Lig'de bu sezon Başakşehir şampiyon oldu.

Nasıl şampiyon olduğuna dair görüşlerimi "Damatların savaşı" adlı bir önceki yazımda anlatmıştım.

Bu sezon üç takım diğer takımların gerisinde kalarak küme düştü.

Bu takımlar Kayserispor, Ankaragücü ve Yeni Malatyaspor'du...

Ancak 29 Temmuz 2020 tarihinde basın toplantısı düzenleyen TFF Başkanı Nihat Özdemir, Süper Lig, 1. Lig, 2. Lig ve 3. Lig'lerde küme düşmenin olmayacağını ve Süper Lig'in gelecek sezon 21 takımla oynanacağını açıkladı.

Halbuki aynı Nihat Özdemir, geçtiğimiz yıl Mayıs ayında Erzurumspor'dan gelen "Süper Lig 20 takımlı olsun" talebine  "Sezon başında açıklanmadan sezon sonunda böyle bir karar alırsanız bunu dünyaya anlatamazsınız" ifadeleriyle karşı çıkmıştı.

Dün bu kararı dünyaya anlatamayacağını söyleyen Nihat Özdemir bugün bu kararı dünyaya nasıl anlatacağını düşünüyor acaba.

Kayserispor Onursal Başkanı ve AKP Kayseri Milletvekili Mehmet Özhaseki 13 Nisan'da katıldığı bir yerel televizyon kanalındaki programda Kayserispor'un kötü gidişatıyla ilgili, "küme düşme kaldırılsın lig böyle tamamlansın Süper Lig 20 takımla oynansın" demişti.

Alınan bu kararın ardından ise Özhaseki TFF'ye teşekkür etmeyi ihmal etmedi.

Ne tesadüf ama!

Tabi ki küme düşen ama TFF tarafından buna izin verilmeyen Kayserispor Başkanı Berna Gözbaşı, Yeni Malatyaspor Başkanı Adil Gevrek de AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a teşekkürlerini sıraladılar.

Geçtiğimiz günlerde ise Büyükşehir Belediye Başkanı Selahattin Gürkan tarafından Malatya meydanlarına Erdoğan'ın fotoğrafının yer aldığı pankart asıldı.

Pankartta "Malatyasporumuzun ligde kalmasını sağlayan hemşehrimiz Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a şükranlarımızı arz ediyorum" ifadelerinin yer aldığı görüldü.

Benzer pankart Kayseri'nin tarihi kulelerine de asıldı. 

Konuyla ilgili herhangi bir şey yazmama gerek yok.

Zaten her şey apaçık ortada.

Öte yandan Yeni Malatyaspor'da başkan adaylığını açıklayan bir isim gözüme çarptı.

Adı Ahmet Köse.

Bahçeşehir Uğur Eğitim Kurumları'nın ABD ve yurt dışındaki diğer operasyonlarını yönetiyormuş kendisi.

Kariyeri, eğitimi gayet yerinde görünüyor.

Ancak Fenerbahçe nefreti öyle içini kaplamış ki bu durum kendisini seçildiği takdirde sıkıntıya sokacaktır.

Örneğin 2011'de "Erkek sanılan Fenerbahçeli kadın taraftar isyan etti" başlıklı bir haberin altına Twitter'da yorum yapan Ahmet Köse, "Fener yine ceza almış. Bu sefer maça yalnızca travestiler alınacakmış. Stadyum yeter mi diye düşünmeden edemiyor insan" ifadelerini kullanmış.

Bu ve buna benzer çirkinlikte bir kaç tane daha mesajı var ancak onları da kendi vicdanıyla baş başa bırakıyorum.

Gördüğünüz gibi Türkiye Cumhuriyeti'nin en büyük sivil toplum kuruluşlarından olan Fenerbahçe Spor Kulübü'ne kendince hakaret etmeye çalışan bir isim Yeni Malatyaspor'un başkan adayı olmuş.

Ne diyelim.

Öyle lige böyle başkan adayı.

Bence çok yakışır!