Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Nuri Kayış

Nuri Kayış

DOSDOĞRU

ÖSYM nasıl kurtulur?

Kamu Personeli Seçme Sınavı''yla ilgili vahim iddiaların hedefindeki ÖSYM''nin resmî internet sitesinde kurumun misyonu şöyle ifade ediliyor:

 "Uyguladığı sınavlarda geçerli, güvenilir ve adil ölçme, seçme ve yerleştirme yapan bir kurum olmak."

Aynı sitede vizyon da şu şekilde tanımlanmış:

"Ölçme, seçme ve yerleştirme süreçlerini uluslararası standartlarda yürütmek."

Şimdi de temel değerlerinin ne olduğunu okuyalım:

"Herkes için her yerde olmak. Hesap verebilirlik. Bilimsel esaslara göre çalışmak."

Fıkra gibi değil mi?

...

ÖSYM''nin resmî sitesinden okumayı sürdürelim:

-Kurum, her yıl çeşitli konularda 10 milyon kişiyi sınava alıyor.

-Adli ve idari yargı personelini seçme, kaymakamlık, tıpta uzmanlık, üniversiteye giriş, Millî Savunma Üniversitesi''nde okuyacak askerî öğrencileri belirleme, Sayıştay denetçiliği sınavları yapılan 50 farklı sınavdan sadece bazıları.

Yani sadece KPSS''nin değil 50 farklı sınavın mağdurları olabilir içimizde.

...

ÖSYM''nin bugünlere nasıl geldiğine bir bakalım:

Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi''nde tıbbi biyoloji bölümünün kurucusu Prof. Dr. Altan Günalp, 1974''te ÖSYM''nin kurucu başkanlığına atanmıştı.

Bu görevi 1988 yılındaki ölümüne kadar sürdürdü.

O dönemde ÖSYM''yi izleyen bir gazeteci olarak yakın tanığıyım.

Onun görev yaptığı uzun yıllar boyunca ÖSYM''nin yaptığı sınavlara en küçük bir gölge bile düşmedi.

Çünkü Günalp hayatını yaptığı işe adamıştı.

Sınav sorularının hazırlanmasından matbaada basımına kadar her aşamada insanüstü bir gayretle fedakârca çalıştı.

Yeri geldi sızmaları önlemek için kapılarda nöbet tuttu, yeri geldi gömleğinin kollarını sıvayıp bozulan matbaa makinelerini tamir etti.

Ölümünden sonra yerine yardımcısı Fethi Toker atandı.

Toker''in zamanında da ÖSYM hiçbir yolsuzluğa, usulsüzlüğe, şaibeye bulaşmadı.

Sonraki yıllarda ise kurum zaman zaman iyi niyetli yöneticilerle tanışsa da genellikle liyakat açısından sorunlu kişilerin eline düştü ve çok yıprandı. FETÖ kumpasları ise deyim yerindeyse kurumun salâsını verdirdi.

...

Peki, ÖSYM nasıl kurtulur?

Bu sorunun yanıtı çok basit:

1974''teki kuruluş yıllarının ruhuna dönülmelidir, bir...

Siyasi etkilerden kurtarılıp tarafsız bir uzmanlık kurumuna dönüştürülmelidir, iki...     

 

YÜZME BİLMEYEN CANKURTARANLAR

Ülkemizde yaz aylarında her gün 2-3 kişi girdikleri deniz, göl, havuz, nehir, dere ve kanallarda boğularak can verirken Bodrum Cankurtaran Eğitim Merkezi Başkanı Bedri Sincar dikkat çeken bir açıklama yaptı.

Özetle şöyle diyor:

"Bodrum''da belediyeye ait 20 plajda her yıl 200''e yakın boğulma vakasına müdahale ediyoruz.

Bizde vatandaşların önemli bir bölümü yüzme bilmiyor. ''Biliyorum'' diyenlerin de bir kısmının yüzmesi yeterli düzeyde değil.

Öyle ki cankurtaran olmak için iyi yüzme bildiğini söyleyerek merkezimize gelenler arasında bile boğulmak üzereyken kurtardıklarımız oluyor.

Boğulmayla karşı karşıya kalanların yüzde 90''ını Türkler oluşturuyor. Batılı turistlerin oranı çok düşük. Onlar ilkokuldan itibaren zorunlu yüzme dersleri aldıklarından ancak sudayken fenalaştıkları, kalp krizi geçirdikleri takdirde boğulma tehlikesi yaşıyorlar."

İlginç, ilginç olduğu kadar da üzücü değil mi?

Millî Eğitim Bakanlığı şimdiye kadar nedense akıl etmemiş. Ama hiç olmazsa önümüzdeki eğitim yılından itibaren yüzme dersini müfredata koysa iyi olmaz mı?

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları