Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mahmut Esad Kıraç

Mahmut Esad Kıraç

Öğretmenlerimizin sorunları

Öğretmen okullarının kapatılması...

Eski Türkiye''nin en güzide eğitim kurumlarının başında gelen Anadolu Öğretmen Liselerini 2014 yılında bir anda kapatarak Türkiye''nin nitelikli öğretmen eğitimini baltalayanlar kimlerdi?

Yine bu iktidardı!

Geldiğimiz noktada öğretmenini yoksulluk sınırının altında yaşatanlar kimler?

Yine bunlar!

Öğretmenleri talimatla Diyarbakır''da mitinge zorla çağırıp orada yoklama alanlarla kimler?

Yine bunlar!

''''Atanamayan mühendisler de var ama öğretmenler gibi ağlamıyorlar.'''' diyenler kimler?

Yine bunlar! Üstelik MEB''in başındaki şahsın ta kendisi.

Mesleğin onurunu, itibarını beş paralık ettiniz.

Bu da gösteriyor ki…

Bunlar yalnızca Cumhuriyet''e değil Cumhuriyet''in nesillerini yetiştiren öğretmenlere de düşmanlar!

Güçlerinin yetmediğini anlayınca politik güç uygulayarak eğitimi ele geçirmeye başladılar.

Bunu da sendikalar vasıtasıyla yapmaya çalıştılar!

Sendika Sorunu

AKP''nin yan kuruluşu gibi çalışan Eğitim Bir Sen''in üyesi olmak öğretmenlerin yükselmesinin yegâne yolu gibi gösteriyorlar.

İl Millî Eğitim Müdürlerinin kaçı Eğitim Bir Sen üyesi inceleyin,

İlçe Millî Eğitim Müdürlerinin kaçı Eğitim Bir Sen üyesi inceleyin,

Okul müdürlerinin kaçı Eğitim Bir Sen üyesidir inceleyin,

Net bir şekilde göreceksiniz ki yarısından fazlası AKP''nin politik kadroları vasıtasıyla görevlendiriliyor.

Kirli ellerini eğitimden çekmezlerse bu böyle sürüp gidecek.

Okullarda öğretmenlerin ders programları yapılırken dahi sendika farkı gözetiliyor.

Böyle bir ortamda eğitimde objektifliği ve öğretmenin huzurunu nasıl sağlayabilirsiniz?

Büyükşehir Öğretmenleri

Özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyükşehirlerdeki kira ortalamalarına baktınız mı? Çoğu ilde en ucuz kira, asgari ücret seviyesine yaklaşmış durumda.

Peki büyükşehirdeki öğretmenlerimiz nasıl yetişecekler bu miktarlara?

Pek çok öğretmenimiz sefer tası ile okuluna gidip geliyor.

Ulaşım masrafları dahi almış başını gidiyor. Öğretmeni, yarattığınız enkazın altında bıraktınız.

Uzman Öğretmenlik

Eğitim nasıl bir seviyede diye merak ediyorsanız en güzel örneği uzman ve başöğretmenlik sınavlarının nasıl oldubittiye getirildiğidir.

Ne bir sistem var ne de saygı…

Online eğitimle saatlerce öğretmeni ekran karşısında tutup sınava soktunuz.

Eğitimin lokomotifi öğretmen öznesi ise öğrencidir.

İkisine de verdiğiniz değeri net bir şekilde görmekteyiz.

Yap-Boz Sistem

AKP''nin iktidara gelmesinin ardından ilk Millî Eğitim Bakanı Erkan Mumcu 2002''de göreve geldi. Ardından Hüseyin Çelik 2003''de, Nimet Çubukçu 2009''de, Ömer Dinçer 2011''de, Nabi Avcı 2013''de, İsmet Yılmaz 2016''da, Ziya Selçuk 2018''de ve son olarak Mahmut Özer 2021''de göreve geldiler.

Toplam 8 bakan gördük. Peki, bu bakanlar döneminde öğrencilerde neler değişti?

2003''te LGS''ye girildi.

2003 ile 2007 arasında OKS''ye girildi.

2007 ile 2013 arasında SBS''ye girildi.

2013 ile 2017 arasında TEOG''a girildi.

2017''den günümüze de tekrar LGS''ye giriliyor.

Bakınız, bu milletle resmen eğleniyorlar. Çocuklarınızın geleceğini deneme tahtasında planlıyorlar. Eğitimde en önemli husus devamlılıktır, gelenektir. Bizim eğitim sistemimiz kopukluklar üzerine kurulu. Üç nesil boyunca aynı romanı okuyabileniniz var mı? Tabii ki yok. Temel eserler dahi sürekli değişiyor.

Özel Sektör Öğretmenleri

Özel sektörde ise durum çok daha vahim.

Her yıl asgari ücretin altında kalan binlerce öğretmen var. Çalıştıkları kurumlardan maaş alamayan binlerce öğretmen var.

Özellikle 2022 Eylül ayı Türkiye''de en çok özel okul ve kişisel gelişim kurslarının iflas ettiği aydır.

Pek çok kurum iflas etti ve pek çok öğretmense açıkta kaldı.

İstihdam edebileceğinizin on katı öğretmen alıp bunları işsiz bırakırsanız doğal olarak bunun bedelini milletinize ve en acısı da öğretmenlerinize ödetirsiniz.

Hiçbir şey olamazsam öğretmen olurum

Eğitim fakülteleri barajını 300 bine çekerseniz ve Fen-Edebiyat Fakültelerinde de 500 bin sıralamadan dahi öğretmen çıkarırsanız sizce üniversite sınavına hazırlanan bir gencin son tercihlerinden biri ne olur? Tabii ki öğretmenlik olur.

Vaktiyle bazı Matematik öğretmenlikleri Tıp Fakültesiyle yarışırken şimdi maalesef birkaç üniversite dışında bu dahi kalmadı. 290 bin sıralamadan alan Fen Bilgisi Öğretmenliği bölümü var. Hali hazırda üniversite tercih sürecinde olan öğrencilerin çoğu maalesef ''''Hiçbir şey olamazsam öğretmen olurum'''' diyor. Hiçbir şey olamayanın öğretmen olduğu bir ülkede buyrun gelecek nesli siz hayal edin. Böyle yaparak gençliğinizin geleceğinden çalıyorsunuz.

Kısacası öğretmenliği tekrar cazibe merkezi haline getirmezseniz, iyi sıralamalara sahip iyi puanlar alan öğrencileri öğretmenliğe yönlendiremezseniz ileride ciddi bir nitelikli öğretmen sıkıntısı yaşayacağız.

Fen ve Edebiyat Fakülteleri

Eğitim fakülteleri için tercih sınırı 300 bin fakat bir de fen ve edebiyat fakülteleri var tabii. Burada problem çok daha büyük çünkü 450 bin sıralamayla dahi Tarih gibi Türk Dili ve Edebiyatı gibi bölümler okuyup devlette ya da özel sektörde öğretmenlik yapabiliyorsunuz. Kontenjan ve istihdam oranları maalesef içler acısı.

Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden her sene 12 bin öğrenci mezun oluyor ve 500 öğretmen atanıyor. Yani 11.500 öğretmen kariyer planını özel sektöre ya da akademiye yahut bambaşka alanlara yönlendiriyor.

Tarih bölümünden her sene 14 bin öğrenci mezun oluyor ve devlete 350 öğretmen atanıyor. Burada da 13.650 kişi adeta kaderine terk ediliyor.

Yani devlet, 3 milyon öğrencinin girdiği bir sınavda 500 bininci öğrenciyi öğretmenlik yapmak için yeterli görüyor sonra da onu işsiz bırakıyor. Buyrun size eğitim politikası.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları