Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mahmut Esad Kıraç

Mahmut Esad Kıraç

Öğrencilerin yaşam mücadelesi

Bir ülke düşünün ki aileler okulların açılmasını istemiyor. Hatta okulların açılmasından korkuyor. Çünkü eğitimin başlaması demek en basit ifadeyle defter ihtiyacı, kalem ihtiyacı, ek kitap ihtiyacı ve günlük harçlıklar derken ciddi bir mali yük demek.

Tabi eğitimin başlamasıyla bu problemler de çoktan baş gösterdi. Görüştüğüm pek çok öğretmen arkadaşım öğrencilerinin okula evden yemek getirdiğini ya da çoğunlukla yemek dahi yemediklerini belirtiyor. Okul ya da dershane kantini işleten arkadaşlarım da satışlardan yakınıyor. Son yılların en düşük satışlarını yapıyorlarmış.

Bizim meselemiz ne kantinci ne de öğretmendir. Eğitimin en büyük öznesi öğrencidir. Öğrencilerin içinde bulunduğu durumu iyi analiz etmek gerekli diye düşünüyorum.

Efendim malumunuz asgari ücret 5500 TL. En kötü okul kantininde dahi tost 10, ayran 5 lira. Tabi bunun içinde ne yol masrafı var ne kırtasiye masrafı var. Her şeyi geçtim bir sayfa fotokopi çektirmek dahi 1 TL. Yani bizim en kötü ihtimalle bir öğrenciye günlük 30 tl harçlık vermemiz lazım. Eğer çocuk okula toplu taşıma ile gidiyorsa en az 50 tl vermek lazım ki çocuk en azından yaşayabilsin.

Ayda 20 gün okula giden bir öğrencinin masrafı en az 1000 lira gibi görünüyor. Tabi bu çocuğun üniversite öğrencisi olmadığını sakın unutmayın. Lise ya da ortaokul düzeyindeki bir çocuktan bahsederek iyimser bir tablo çıkarmaya çalışıyorum. Üniversite öğrencisi olsa yalnızca devlet yurtları dahi 1000 lira. Özel yurtlara zaten değinmiyorum çünkü haddimiz değil.

Eğer karı koca asgari ücretli çalışıyor ve tek çocukları varsa eve 11 bin lira girdiğini varsayalım.

1000 lirası çocuğa gidiyor. En kötü ev kirası şu anda 2500 lira. Kaldı 7500 lira. Ev giderleri elektrik, su ve doğalgazı katarsak bu masraf 5 bin lirayı rahat buluyor. Yalnızca doğalgaza çocuktan daha fazla harcayacağı muhtemel görünüyor.

Aileye kaldı 5 bin lira. Buzdolabı masrafı ve anneyle babanın yol masraflarını da düşününce aileye hiçbir şey kalmadı. Hem her ay ucu ucuna geçinecekler hem birikim yapamayacaklar hem de sağlıklı bir şekilde çocuk büyütecekler.

Şimdi siz zannediyor musunuz o evde ekonomik yoksulluğun davranışlara ve yaşama yansımayacağını? Maddi bunalımla yaşayan bir gencin gündeminin yalnızca ders olacağını düşünebiliyor musunuz?

Tabi bu tek çocuklu bir senaryo. Daha fazla çocuk varsa sistem tamamen altüst oluyor. Annenin de babanın da çocukların da psikolojisi darmadağın oluyor. Ay sonunu nasıl getireceğini düşünen ebeveynler çocuklarıyla sağlıklı bir iletişim kurabilir mi? Yeterince ilgilenebilir mi?

Vaktiyle "üç çocuk" diye ısrar eden cumhurbaşkanı aynı şeyi şimdi söylesin de görelim.

Tekrar ediyorum bu senaryo üniversite öğrencisinin senaryosu değil. Şu anda en kötü üniversite öğrencisinin dahi aylık gideri 3000 lira. Hesapları hep en kötü üzerinden yapmama rağmen aile geçinemiyor.

100 bin öğrenci üniversite kazanmasına rağmen kayıt yapmamış. Sizler öyle bir ekonomi yarattınız ki Türk gençliği bıçak ile duvar arasında kaldı.

Evet, eğitim başladı fakat çocuklar ve aileleri için de yaşam mücadelesi başladı. Televizyonlarda boş yere doğada hayatta kalma belgeselleri izlemeyin. Buyrun Türkiye''ye gelin ve asgari ücretle bir ay geçinmeye çalışın. Doğada çadırla herkes yaşar. Ev kirası yok, doğalgaz yok buzdolabı masrafı yok. Oh daha ne olsun yok da yok.

Buyrun Türkiye''de yaşayın da göreyim sizi. Hele bir de Türkiye''de öğrenci olun işte o zaman görüşelim.

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları