Ne alâkası var!

Yunus Emre, "Çıktım Erik Dalına" şiirinde diyor ki, "Bir sinek bir kartalı / Salladı vurdu yere / Yalan değil gerçektir / Ben de gördüm tozunu." Teşbihte hata olmasın derler ya...

Siyasilerimiz arasında kavga-niza kalmamış. İktidar muhalefet birlikte hareket ediyor, ortak kararlar alıyor, kimse kimseden bir şey saklamıyormuş. Birbirlerine karşı çok naziklermiş, hakareti, sataşmayı ve tartışmayı bırakalı yıllar olmuş.

Siyaset yüzünden ülke içinde köy kahvelerinde kavga-dövüş sona ermiş. Birlik ve beraberlik sağlanmış. Sen-ben, sizden-bizden hikayelerinden vazgeçilmiş.

Liyakat esas olmuş. Partisine ve siyasi görüşüne bakılmaksızın, görevler ehline, layık olana ve hak edene verilir olmuş. Şehirlerdeki, siyasi partilerin mensupları, amirle, memurla uğraşmayı bırakmışlar. Dürüst ve temiz insanları eskisi gibi ne süren varmış, ne gönderen, ne süründüren, ne de görevinden almak için gece-gündüz uğraşan.

Şimdi kalkıp ne alâkası var, diyeceksiniz... Yok tabii...

***

Bir zamanlar AB kapılarında beklediğimiz o yıllar, tarih olmuş, tarih! AB'ye geçtiğimiz günden bu yana dönem Başkanlığı kalkmış, sürekli dönem Başkanı bizi seçmişler.

AB ülkeleri, ne IMF kapısına, ne de Dünya Bankası'na gidiyorlarmış. Türkiye bize ne kadar borç verir, diye Ankara'yı mesken tutmuşlar.

Bizden duymuş olmayın, Hükümetimiz, iki sene sonraya gün veriyormuş.

Ayıp olmasın diye, ellerine üç beş kuruş sıkıştırıp gönderiyormuş.

Amerikan Başkanının görüşme talebine hâlâ cevap vermemişiz.

Başkan, biz Türkiye'ye ne yaptık ki, eski dostumuz ve müttefikimiz değil mi?

Gelsinler, istedikleri eyaletimizde yatırım yapsınlar diyesiymiş...

Şimdi kalkıp ne alâkası var, diyeceksiniz... Yok tabii...

***

Batmış esnaf, iflas etmiş esnaf, darda ve zorda kalmış esnaf kalmamış. Fırsatçıların beli kırılmış, cümle fırsatçı tövbe etmişler. Üreticiyle tüketici arasında ne kadar komisyoncu, aracı, oyun kuran, takoz koyan varsa tamamı birden ortadan kalkmış. Üretici doğrudan tüketiciye ulaşır olmuş.

İşçiler grevleri terk etmişler, sendikalarını da kapatmışlar. İşverenler her yıl başında, hem iyi bir zam yapıyor, hem de yılda altı maaş tutarı ikramiye veriyorlarmış.

Emeklilerimizin, aldıkları maaşlar katlanmış, bir elleri yağda, bir elleri balda imiş! Allah devletimize, milletimize zeval vermesin diye dua ediyorlarmış...

İşsizlik tarihe karışmış, ne boşta gezen kalmış, ne de atama bekleyen...

Şimdi kalkıp ne alâkası var diyeceksiniz... Yok tabii...

***

Asgari ücret denen rakam, eskiden hiçbir şeye yetmezdi ya... Ana-baba az mı soğan patates taşıdı, köyden şehire, zarfın içinde az mı para gönderdi, aldığı ücrete destek olsun diye...

Şimdi bi dünya para, hatta bi kenara koymak bile mümkünmüş. Asgari ücretlinin evi de, arabası da varmış, kenarda çoluk çocuğunu evereceği parası da...

Öyle asgari ücret tespit komisyonları falan da toplanmıyormuş artık.

Aldıkları ücretlere üç misli, beş misli artış yapılıp geçiliyormuş.

Basında ve ekranlarda, yüzde iki buçuk, üç buçuk zam haberlerini müjde diye veren, eskinin hüzünlü, haber başlıkları için basın uzunca bir süre önce asgari ücretlilerden ve dar gelirlilerden özür dilemiş.

Şimdi kalkıp ne alâkası var diyeceksiniz... Yok tabii...

***

Çok daha önemlisi memlekette fakir-fukara, garip guraba kalmamış. Hele evsiz-barksız insan olmadığı gibi, kiracı kavramı da, ortadan kalkmış.

Başka ülkelerdeki fakirlere ve yoksullara yardım etmek üzere ayrı bir Bakanlık kurmuşuz.

Gitmediğimiz ülke kalmamış.

Türk vatandaşıyım dendiğinde, hiçbir gümrükte vize falan sorulmuyor, gümrükçüler, sadece uçak biletine bakıp buyurun diyorlarmış.

Öyle didik, didik aranmalar, bekletmeler diğer milletlere yapılır olmuş.

Şimdi kalkıp ne alâkası var diyeceksiniz... Yok tabii...

***

Denizlere yeniden hâkim olmuşuz. Akdeniz, Karadeniz, Ege birer Türk gölü olmuş. Marmara zaten bizim.

Türk bayrağı takan yabancı gemiler, her türlü vergi ve harçtan muaf olmuşlar.

Türkçe dünyanın en geçerli ticaret ve ekonomi dili olmuş.

Bilgisayarlara Türkçe yazılım mecburiyeti gelmiş.

Dünyanın birçok ülkesinde, ilkokullardan itibaren Türkçe okutulması ve öğretilmesi kararlaştırılmış. Birleşmiş Milletler, New York'tan vazgeçmiş İstanbul'a taşınmış!

Şimdi ne alâkası var diyeceksiniz... Yok tabii...

***

Siz şimdi, bu neyin rüyası, böyle bir hayal olabilir mi diyeceksiniz demesine de...

Bir hayal kurduk Selçuklu olduk, bir hayal kurduk üç kıtada Osmanlı olduk, bir hayal kurduk Türkiye Cumhuriyeti olduk!

Ne demiş rahmetli Yahya Kemal, "İnsan bu alemde hayal ettiği müddetçe yaşar!"

Çünkü, hayallerimizle çok alâkası var efendim, çok alâkası var!

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları