Dışarıda yürürken, spor yaparken, toplu taşımada yolculuk yaparken ya da herhangi bir iş yaparken genellikle kulaklıklarımızı kulağımıza takar ve o anki ruh halimizi yansıtan şarkılar dinleriz. Kimimiz ders çalışırken metal müzik dinleyerek konsantrasyonunu arttırdığını dile getirirken kimisi klasik müziğin kendisini sakinleştiğini ve zihnini berraklaştırdığını iddia eder. Spor yaptığınız salonda dikkat etmişsinizdir. Salonda mutlaka arka planda bir müzik çalar ancak hemen hemen herkesin kulağında ya kulak içi ya da kulak dışı bir kulaklık bulunur. Herkesin ruh hali, zevki ve tarzı farklıdır. Ruh haline uyan müzik ile spor, iş ya da herhangi bir çalışma yapmak ciddi anlamda insana pozitif katkı sağlayabiliyor. Ama son dönemde kulağında kulaklık olan insanlar artık sadece müzik dinlemiyor.
Etrafımızda olan bitenler olaylar artık o kadar hızlı ortaya çıkıyor gelişiyor ve sonlanıyor ki üzerine düşünmek ve tartışmayı kaçırabiliyoruz. Artık insanlar eskisi gibi ortak bir konuda tartışma fırsatı da bulamıyor. O kadar çok takip edilmesi gereken konu oluyor ki kafa yapınızın en uyduğu kişiler bile sizin ilgilendiğiniz konulardan habersiz olabiliyor. Aynı şekilde dizi, film, spor müsabakaları ve diğer hobi amaçlı takip edilen aktivite ve organizasyonlarda büyük artış yaşandı. Çoğu insan izlediği bir dizi, film ya da spor müsabakası sonrasında bir fikir alışverişinde bulunarak birisiyle sohbet etmek ister. İzledikleri içeriğin kritiğini yaparak insanın sosyalleşmesine ve hoş vakit geçirmesine vesile olan bu sohbetleri her zaman elde edemeyebiliyoruz. Kimi zaman o konuya ilgili arkadaş yoksunluğundan kimi zaman da yoğun hayat temposundan fırsat bulup bir araya gelememekten bu sosyal ihtiyacımızı gideremeyebiliyoruz. YouTube''da 6-7 sene önce yaygınlaşan ve çeşitlenen YouTube kanalları ile özellikle dizi, film kritiği ve incelemelerinin yer aldığı video sayıları katlanarak arttı. Bir süre sonra takip edilen bu kanalların yorumları ve videodaki kişilerle kendinizi tartışırken ya da hak verirken bulursunuz. Bir içerik tükettikten sonra sanki bir arkadaşınızla sohbet edermiş gibi ilgili içeriğin takip ettiğiniz kanal tarafından yapılan videosunu izler ve bundan keyif alır hale gelirsiniz. Anlattıklarım benim gözlemim tabii ki. Bu süreçten haberiniz olmayabilir ya da sevmeyebilirsiniz ama ben özellikle kendini ''Geek'' olarak tanımlayan insanların bu süreci yaşadığını bizzat gözlemledim.
Bu tüketim alışkanlığı sonucu insanlar kulaklıklarında sadece müzik sesleri ile gezmemeye başladı. Dev video platformu YouTube''un Premium özelliği ile videoları telefonda arka plandan izleyebilmek de bu tüketimin kolaylaşmasını sağladı. Son dönemde ülkemizde de yaygınlaşan ''Podcast'' kültürü de bu sürecin en önemli basamaklarından biri konumunda. Podcast benim tanımlamama göre radyonun günümüze kanalize olabilen hali. Artık çok az kişi düzenli olarak radyo dinleyicisi. Arabada seyahat ederken açılan radyolar hariç, çok azımız radyo tüketicisiyiz. Podcast radyo gibi canlı ve anlık değil ancak benzer bir kullanımı var. İnsanlar çeşitli platformlar üzerinden ilgilendiği konunun Podcast''ini seçebiliyor. Sadece ses dosyası olan Podcast''in tüketimi rakiplerine göre çok daha kolay. İçerisinde konuyu ortadan bölen rahatsız edici reklamlar olmaması onu radyodan ayıran öncelikli özelliklerden biri. Son dönemde ülkemizde de birçok radyocu, sunucu, yorumcu ya da bu işlere meraklı dinleyicinin ilgisini çekebilen kişiler Podcast mecrasında boy gösteriyor.
Podcast ve diğer platformlarda mizah içeren içeriklerin toplumdaki yansımaları da ufak ama enteresan anlar yaratabiliyor. Toplu taşımada yolculuk esnasında yüzünde ansızın gülümsemeler oluşan, ufak çaplı kahkahalar atan insanları görmeye başladım. Artık müzik, kulaklık kullanımındaki tekelini diğer sesli içeriklerle paylaşmak zorunda kaldı bu atılımlarla. Umarım para uğruna bu güzel içerik havuzunu ve uygulamaları baltalamazlar.
