Koronavirüs ülkemizi kasıp kavurmaya devam ediyor. Son günlerde bir tartışma konusu ülkemizin geldiği durumu göstermesi bakımından dikkat çekti.

Nedir bu tartışma konusu? Hemen açıklayayım. Virüs ülkemizde ne zaman bitecek?  Veya hayat ne zaman normale dönecek?

***

Önceki yazılarımda kaleme aldığım virüs fırsatçıları sadece maske fiyatına kazık fiyatla zam yapanlar mı? Hayır değil.

Bir virüs fırsatçı grubu daha türedi. Sıfatının başında Prof. olan fırsatçılar ekran süsleri de türedi diyebiliriz.

Ekran süsü korona fırsatçısını Prof.'lar başkadır. İlmini Türk Milleti'ne hizmet için aktaran değerli hocalarımız başkadır.

***

Ekran süsü korona fırsatçısı Prof.'ları neden mi yazdım? Şundan yazdım:

Bu Prof.'lar yazımın başlığındaki virüs ne zaman bitecek sorusuna ekran süsü olup cevap veriyorlar.

Cevap vermeleri sansasyonel olacak ki, artist olsun. Virüs biterse temizlik şirketlerinde danışman oluruz kafası yaşıyorlar.

***

Ekran süsü korona fırsatçısı Prof.'ların birisi korona Haziran'da bitecek. Diğeri ise, korona virüsü 3 yıl bitmeyecek diyor.

Bunlarla da yetinmiyorlar. O kadar ekrana çıkınca stüdyo ışıkları beyinlerini yakmış ki, aynı Prof. bir gün ekrana çıkıyor, "Haziran'da ülkemizde korona bitecek" diyor bir başka gün ekrana çıkınca, "3 sene sonra virüs bitecek" ifadelerini kullanıyor.

Demek ki bu tip korona fırsatçısı Prof.'lar milleti de enayi yerine koyuyor. Beni bir gün sonra millet unutur, nasıl olsa balık hafızalıdır diyor.

Yukarıda yazdığım gibi o kadar televizyona çıkıyorlar ki TV'lerin stüdyo ışıkları beyinlerini yakıyor.

***

Koronavirüs ne zaman bitecek, sorusu önemli değil. Virüsle nasıl mücadele etmeliyiz, sorusunun önemine vurgu yapmalıyız.

***

Hele ki bir Prof. aynı açıklamasının içinde virüs 3 sene virüs sürecek, daha sonra ise Haziran'da bitecek diyor. Çelişkili açıklamalarda bulunan bu tip hocaları lütfen dikkate almayın.

Çünkü bunlar yukarıda da değindiğim gibi, "virüs bitecek, biz temizlik firmalarına danışman olup ballı maaşlar alacağız" düşüncesini taşıyorlar. Tabii burada böylesi düşünceleri akıllarının ucundan bile geçirmeyen, hocalarımızı bunlardan ari tutarım. O değerli hocalarımızın başımızın üstünde yerleri var.

Evet, virüs fırsatçısı Prof.'ları ve gerçek hocalarımızı da bu yazımda vurguladım.

***

Gerçek hocalarımız ekranlarda bizi elbette aydınlatıyorlar. Onlar zaten virüs şu ayda bitecek şu kadar sene sürecek gibi müneccimlik yapmıyor.

Ekran süsü olmayan ama TV'lere çıkan gerçek Profesörlerimiz virüsle şöyle mücadele etmeliyiz, bunu yapmalıyız diyorlar. Bu hocalarımıza elbette şapka çıkartmalıyız.

***

Virüsle mücadele için önce 65 yaş üstü ve kronik hastalıkları olan kişilerin sokağa çıkmalarına yasak getirildi. Şimdi de özellikle İstanbul'da sokağa çıkma yasağı getirilsin deniyor. İyi peki de insanlar evden çıkmayınca, geçimlerini kim sağlayacak, bu insanlar ne yiyip ne içecek, bunu düşünen var mı?

Evden çıkma yasağı konacaksa eğer devletin, vatandaşın maaşını bir şekilde sübvanse etmesi gerekir diye düşünüyorum. Bunun başka çaresi olmadığı kanaatini taşıyorum.