Değerli okuyucularım bu konuyla alakalı yazı dizisine devam ediyorum.

Korona sonrası Türkiye'deki iktidar senaryolarında merkez sağ destekli sosyal demokrat başkanın ülkemizi parlamenter rejime tekrar döndüreceğini yazmıştım.

Ve sonrasında neoliberal ekonominin yerini devletçi ekonomiye bırakacağını önceki yazılarımda belirtmiştim.

Bugünkü yazımda ise, bu geçiş dönemindeki Demokrasi İttifakı senaryolarını yazacağım.

***

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener tüm siyasi parti genel başkanlarını bir masa etrafında toplayarak ülke sorunlarını konuşalım dediği 'Memleket Masası'nı gündeme getirdi.

Her zamanki gibi Bahçeli'den FETÖ iftirası geldi.

'Memleket Masası' önerisi korona sonrası parlamenter sistemin geçiş süreci mi? Bunu elbette ilerleyen günlerde anlayacağız. Lakin benim yazmak istediğim konu, Millet İttifakı'ndan ayrı ama tam da kopmamış bir Demokrasi İttifakı mı gelecek meselesidir.

Demokrasi İttifakı derken bu yeni bir ittifakın adı değildir. Özel bilgimle de yazdığım haber değildir. Aman yanlış anlaşılmasın. Bu tamamen benim kavramsal olarak söylediğim bir konudur.

Demokrasi İttifakı'nın başını bana göre İYİ Parti çekecektir. Nasıl ki CHP'nin Millet İttifakı'nın başını çektiği gibi. Ama Demokrasi İttifakı, Millet İttifakı'na alternatif bir muhalif cephe olmayacaktır. Veya ayrı bir amaca hizmet eden farklı bir yapılanma hiç değildir.

Tam tersi Millet İttifakı'yla da beraber hareket edeceklerdir. Lakin sağ cepheye tam giremeyen ama barışan CHP'den farklı olarak tam bir sağ ittifak da olmayacaktır.

İYİ Parti merkezli bu yapılanmaya DEVA, Gelecek Partisi, Saadet Partisi, Demokrat Parti hatta BBP'nin bile katılacağını söyleyebiliriz.

***

Millet İttifakı ve Demokrasi İttifakı, korona sonrasındaki Türkiye'de elbette demokrasiye tekrar geçiş sürecinin bileşeni muhalefet cephesi olacaktır.

Bu demokrasinin adı güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçiş olacaktır.

***

Elbette Türkiye demokrasiye geçmelidir. Bu sistemde korona politikaları çöktü, korona sonrasını hiç düşünemiyorum bile.

***

Demokrasiye geçiş elbette korona sonrası döneminde her şeyin sihirli değneği olmayacak.

AKP iktidarı sonrası enkaz devralacak olan parlamenter demokrasideki iktidarlara çok büyük görev düşecek.

Demokrasiye geçilecek ama öyle eski parlamenter sistemdeki gibi yarım yamalak yamalı bohça gibi demokrasi olmamalıdır.

24 saat kesintisiz demokrasi olmalıdır. Olmalıdır ki tekrar tek adamlar başkanlık diye tutturmasınlar.

24 saat kesintisiz demokrasi lafta değil siyasi partiler kanunu ile değil siyasi partiler anayasası ile olur.

Kanuna değil, anayasaya parti içi demokrasi yazılmalıdır.

Siyasi parti başkanlarının demokrasi ile yetkileri sınırlandırılmalıdır.

***

Önceki parlamenter rejimi kopyala yapıştır yaparsanız Bahçeli gibi 700 küsur delegenin bile gönderemediği parti içi tek adamları yeniden türetirsiniz.

Ölesiye genel başkan delegenin değil Gemerek'in Tosya'nın kararları geçerlidir ve Yargıtay değil bu yerel mahkemelerin kararları önemlidir gibi bir eski sistemi istemeyiz.