Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mahmut Esad Kıraç

Mahmut Esad Kıraç

Konforunu bozmayanlar ya da boş oy atmak

Türkiye''nin son birkaç yılında artan maliyetler neticesinde tencere taşmaya başladı. Öğrencisinden iş verenine kadar herkes son derece kızgın ve mustarip. Bütün bunlara rağmen bir kesim var ki ''''Aman Ali Rıza Bey tadımız kaçmasın.'''' tavrıyla hareket ediyorlar. Yurt dışından oy kullanıp da ''''Kurulu düzenimiz var yoksa Türkiye''miz cennet'''' diyen amcalara benziyorlar. Peki bunlar kim? Tabii ki boş oy atanlar ya da oy kullanmayanlar.

Oy kullanmamak kime yarar

Evet, bir seçmenin oy kullanması kadar kullanmaması ve tepkili olması da hakkıdır. Fakat ''''Doğru zaman bu zaman mı?'''' diye iyi düşünmek gerekir. Yahut ''''Başkanlık sisteminden çok mu memnunsunuz?'''' diye sormak gerekir. Belki de ekonomi onları teğet geçiyordur(!)

Fakat hangisi olursa olsun oy kullanmayan vatandaşların ciddi bir kısmının eğitimli kesimden oluştuğunu düşünürsek aslında bunun AKP''ye yaradığını söyleyebiliriz. Çünkü oy kullanmamak iktidara da muhalefete de tepkili olmaktır. Peki ya halka da mı tepkilisiniz? Maliyetler bu kadar yüksekken ve asgari ücretli kesim açlık sınırının altında yaşıyorken sizin siyasilere tepkili olmanız aslında halkın yanında olmanızı gerektirmez mi?

Demek ki konfor alanlarını bozmayı da hiç düşünmüyorlar.

Evet, eğitimliler ama pek de bilinçli olduklarını düşünmüyorum. Tam aksine sorumluluk almaları gereken zamanda sorumluluktan kaçtıklarını düşünüyorum.

Oy kullanmayan vatandaşın yaşamı

Tabii burada mesele şu ki oy kullanmayanlar aslında kendine yetebilenler. ''''Seçim yapmasam oy kullanmasam da kendime yetebiliyorum'''' diyenlerdir. Arka planda rahat bir yaşamları vardır. Geçinebilirler ve kuvvetle muhtemel ya özel sektörde iyi bir konumda ya da akademide güvenli bir bölgededirler. Birazcık kendilerini fildişi kulesinde gördüklerinden ''''bize ne kardeşim?'''' diyebilirler. Halk seçimini yapsın ben böyle bir ülkede ayrık otuyum diye de düşünebilirler. Kendilerini konumlandırdıkları yerle aslında alakaları yoktur. Yine de hem iktidara hem muhalefete hem de halkın tamamına büyüklük taslamaktan vazgeçmezler.

Demek ki burada ciddi bir psikolojik problem de yatmaktadır. Bunun adına narsisizm de diyebilirsiniz.

Değişimden korkarlar

Türkiye''de memur zihniyeti iki kelimeyle ifade et deseler ''''değişimden korkar'''' derim. Çünkü bütün sistemin alt üst olacağını düşünür. Yeni hükümet bizi atacak diye korkarlar. Hakikaten toplumda bir korku iktidarı varsa bunu en yakından hisseden memurdur. Fakat en yakından etkilenense asgari ücretlilerdir. Hissetmek ve etkilenmek kuşkusuz başka şeylerdir.

İşte bizim boş oy atanlarımız da böyledir. Değişimden korkarlar. Yalnızca bu da değil sorumluluk almak istemezler.

''''İnandık oy verdik hata yapmışız'''' demek istemezler. Bunun yerine ''''Ben tepkiliyim oy vermeyeceğim'''' derler. İnsanın yüklenmesi gereken sorumluluklardan da kaçarlar. Yani net bir şekilde korkaktırlar.

Sonuç olarak...

Bu yazıyı çok fazla uzatabilirim… Muhalefet üzerinden, ekonomi üzerinden ya da konfor alanı üzerinden anlamlandırmaya çalışabiliriz. Fakat gerçek şu ki bunun sonucunda emin olun oy vermeyenin oyu çok daha değerli olmuyor.

Siz oy vermediğiniz için daha kıymetli olmuyorsunuz. Aksine daha değersiz oluyorsunuz. Üstelik sizin sayenizde ''''dağdaki çobanın'''' oyu çok daha kıymetli hale geliyor. Elbette oy vermemek en doğal hakkınız fakat oy vermek de en büyük sorumluluğunuzdur.

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları