ABD Başkanı Donald Trump’ın seçimlerde Joe Biden’a kaybetmesini kabul etmeyen taraftarlarının Seçiciler Kurulun seçimini onaylamak için toplanan Kongre’yi basmasına, “darbe teşebbüsü” dedi kimileri…
Bir devletin yönetildiği en önemli bina, o anda içerisinde bir sonraki başkanın son onaylanma süreci gerçekleştirilirken, bir kitle tarafından basılıyor ve süreç akamete uğratılıyorsa, buna ‘Darbe Teşebbüsü’ tanımı koymak en doğrusu belki de…
Nihayetinde ABD tarihinin en sıra dışı başkanı Trump tarih oldu… Ve Trump’ın tarih oluşu ile sonuçlanan bir darbe teşebbüsünü izlerken, Türkiye’de ise yine takiye ve riyaya zirve yaptırdı iktidar sahipleri...
Memleket dâhilindeki iktidar sahipleri ABD’deki darbeye, itidal çağrıları, demokrasi ve hukuka bağlılık vurguları ile yaklaştı. Üstelik yirmi yıla yaklaşan devr-i iktidarlarından ABD’ye örnek gösterecekleri bir demokrasi dersi olmadığı halde…
Öyle ya, kaybettikleri seçimde billboardları 'Teşekkürler İstanbul' diye donatmak, seçimi tekrarlatmayı mı örnek vereceklerdi, yoksa Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu'nun 'Seçim olsa da iktidar size verilmeyecek' demesini mi?
Trump ya da taraftarları “Dinime söven Müslüman olsa” dese yeriydi sizin anlayacağınız…
Oysa dünyaya demokrasi ihraç eden (!) ABD’deki demokrasiye sürülen kara lekeye bakıp şöyle göğsümüz kabara kabara verebileceğimiz, siyaset akademilerinde ders olarak okutulacak bir örnek var tarihimizde…
Ancak “Eski” diyerek itham ettikleri, her fırsatta “tek parti devri” diyerek dövdükleri döneme ait olduğundan olsa gerek, hiç değinmedi beyler bu örneğe…
1950 seçimlerinin ardından iktidarın Demokrat Parti’ye devrinden bahsediyorum.
2021 yılında bir ABD başkanının seçim sonuçlarını kabul etmeyerek, taraftarları ile birlikte terör estirmesine şahit oldu dünya. 1950’de ise, Millî Şef iken, çok partili sisteme geçip seçime giden ve kaybedince iktidarı bırakan İsmet İnönü…
Düşünün; 27 yıllık tek parti iktidarı… Üstelik kurucu iktidar! Kansız, olaysız, gürültüsüz patırtısız Demokrat Parti’ye geçti iktidar. Bu açıdan dünyada benzeri olmayan bir demokrasi dersi vermişiz dünyaya. Hem de 70 yıl önce…
Üstelik “Benim en büyük yenilgim en büyük zaferimdir” diyerek bırakmıştı iktidarı İsmet Paşa. Cumhuriyetin çok partili siyasal yaşam hedefini sonunda gerçekleştirebilmenin huzuru içerisinde…
İnönü'nün ülkeyi tek parti devrinden demokrasiye geçirişinin, elindeki gücü barışçıl devredişinin ve İkinci Dünya Savaşı’ndan ülkeyi uzak tutuşunun kıymetini yeterince takdir etmedik ne yazık ki… Oysa Müslüman dünyada bunları başarabilen başka bir siyasi lider yok…
Ne kadar sorumlu ve klas bir hareket yapmış İnönü! Yirminci asırdan yirmi birinci asra ışık tutuyor resmen…
Keşke İsmet İnönü ve arkadaşlarını bu ülkeyi yönetenler, tüm ideolojik tabularını bir kenara bırakarak gururla, başta ABD olmak üzere tüm dünyaya anlatabilselerdi...
