Basketbol severlerin ve Fenerbahçelilerin yakından tanıdığı, basketbol yorumcusu ve yazarı Kemal Erdem’e 10 soru yönelttim.

Kemal Erdem ile Fenerbahçe Beko’nun durumu, TBF, hakemler, yabancı kuralı ve Avrupa basketbolu hakkında konuştuk.

İşte o sohbet:

Dimitris Itoudis ile yeni bir yapılanmaya giden Fenerbahçe Beko'nun, bu süreçteki ilk yılını nasıl değerlendiriyorsun. EuroLeague'de Play-off'larda, Türkiye Ligi'nde yarı finalde sezonu bitiren Fenerbahçe başarılı mı başarısız mı:

“Sezon başında birçok kişi için Euroleague'de ilk 8 ve BSL'de şampiyonluk 'başarı' olarak kabul ediliyordu. Sonuna geldiğimizde hedeflerden biri tuttu. Bir diğeri ise (hakemlerin de etkisiyle) hayal kırıklığı yarattı. Ne olursa olsun, Fenerbahçe BSL'yi şampiyon bitirmeliydi. Açıkçası beklentilerin uzağında bir sezon olduğunu söylememiz lazım. Ama burada topu sadece Itoudis'e atmak değil, sürece iyi yönetemeyen ve belli konularda çok pasif kalan şube yönetimini de sorumlu tutmak gerekiyor.”

‘SEZON BAŞINDA SÖYLEDİK’

Fenerbahçe ve Anadolu Efes arasında oynanan ve Sarı lacivertlilerin 42 sayı farkla kazandığı ilk maç sonrası Ergin Ataman, takımının rotasyonunda 2 değişiklik yaptı (Zizic ve Beaubois yerine Pleiss ve M’Baye’yi dahil etti) ve Itoudis'e üstün geldi. Hakem kararlarının da etkili olduğu seride, hakemler ön plana çıkmasa Fenerbahçe bu seriyi kazanabilir miydi? Itoudis'in rotasyonu ne kadar doğruydu:

“Şunu söylemem lazım, Fenerbahçe 2. ve 4. maçları alabilirdi. Üçüncü maçta net bir hakem katliamı vardı, bunu TBF'de kabul etti. Bizler de çok eleştirdik. Ancak aynaya bakıldığında kadronun hiç bozulmaması, Calathes'in yarattığı zafiyete bir çözüm bulunamaması, uzun rotasyonundaki sorunlar, Şehmus ve Metecan'ın sakatlıkları serinin gidişatını belirledi. Sezon başında kadro planlamasının uzun vadede sıkıntı çıkartacağını hep söyledik. Uzun yıllardır bu sorunu yaşıyor Fenerbahçe ve hiçbir şekilde ders almıyor. Her sezona 1-2 defoyla başlanıyor. Kervan her zaman yolda düzülmüyor, düzemiyorsun.”

‘DORSEY KONUSU EPEY SIKINTILI’

Itoudis'in rotasyon tercihi demişken, "Yaşa Fenerbahçem" kanalında Carsen Edwards ve Tyler Dorsey ile Itoudis’in bir sorunu olduğunu dile getirmiştiniz. Bu sorunun temel kaynağı ne? Itoudis’in bu 2 önemli guarda yaklaşımı ne durumda:

“Edwards, Itoudis'in getirdiği bir oyuncu değildi. Bu nedenle ona karşı bir önyargısı olduğu biliniyor. Dorsey konusu epey sıkıntılı. Jekiri gibi bir oyuncuyu yabancı tercihi nedeniyle kenarda tutabilirsiniz, o size sorun çıkartmaz. Ancak Dorsey tarzı oyuncular sadece Euroleague'de değil, BSL'de de oynamak ister. Sonuçta BSL'nin de bir marka değeri var ve buradaki playoff'larda bir oyuncu hiç düşünülmezse sorun yaşarsın. Bence TBF'nin yabancı sınırını gözden geçirmesi ve kulüplerin de bu konuda daha ısrarcı olması lazım.”

‘SOĞUK SAVAŞ DÖNEMİ YAŞANIYOR’

Yine YouTube programında Fenerbahçe şubesinde sıkıntılar olduğunu, Itoudis ile Gherardini'nin arasının iyi olmadığını söylemiştiniz, burayı biraz daha açabilir misiniz:

“Şunu net ifade edeyim, Itoudis şubenin değil, Ali Koç'un tercihiydi. Sertaç Bey'in Pascual'i, Gherardini ve Yannier'in ise Trinchieri'yi istediği biliniyordu. Sezon içinde Itoudis ve şube arasında çok sorun yaşandı. Sezonun bitimiyle birlikte yine gerginlikler yaşandığına dair bilgiler geliyor. Itoudis'in mevcut kadroda gönderilmesini istediği bazı kilit diyebileceğimiz oyuncular var. Şube ise buna çok yanaşmıyor. Bu sorunlar aşılır mı, aşılabilir ancak bu ilişki ne kadar sağlıklı yürür bilemiyorum. Fenerbahçe şubesinde soğuk savaş dönemi yaşanıyor.”

‘BİR GUARD ALMASI ŞART’

Fenerbahçe'nin gelecek sezon transferlerine yönelik birçok haber çıktı ve çıkmaya da devam ediyor. Sizin kaynaklarınızdan bu konuda gelen başka bilgi var mı? Bu sezonun kadrosu ile çıkan transfer haberlerini kıyaslarsanız ne söylersiniz:

“İnsanların beklentisi epey yüksek. Ben açıkçası şu an için 'büyük bomba' diye tabir edeceğimiz bir transfer olacağını sanmıyorum. Tabii büyüklük göreceli kavramdır. Elde zaten belli bir çekirdek var. Bunun üzerine takviye yapılacaktır. Sertaç Şanlı gibi bir hamle, yerli olmasını da hesaba katarsak, bana göre büyük hamle olur. Onuralp Bitim'le anlaşma olduğu söyleniyor, doğru hamle olur. Ama Fenerbahçe'nin mutlaka Calathes yerine, biraz klasik olacak, şutu da olan bir guard alması şart.”

‘KENDİNİ KORUMA İÇ GÜDÜSÜYLE HAREKET EDİYOR’

Fenerbahçe yöneticisi Sertaç Komsuoğlu'nun Efes ile oynanan son maç sonrası, Ergin Ataman, Efes taraftarı ve hakem konusunda açıklama yapmıştı ve TBF’den para cezası aldı. Bunun kulübe bir faydası oldu mu:

“Sertaç Bey, Fenerbahçe'nin çıkarlarından ziyade kendini koruma iç güdüsüyle hareket ediyor. Ataman bizim muhatabımız değil dedikten sonra 10 dakika boyunca ondan konuşmazsın. Fenerbahçe'nin çıkarları maç sonunda TV karşısında korunmaz. Elbette çıkıp 1-2 açıklama yapacaksın ama buna öncesinde de bir çözüm bulacaksın. Fenerbahçe'nin lobisi zayıf, mevcut yönetimin yaptırım ve etki gücü yok. Aziz Yıldırım yönetimi olsaydı, seri boyunca yaşanan hiçbir şey böyle alenen yaşanmaz ve kimse göz göre göre Fenerbahçe'den o 3. maçı çalamazdı. Yöneticilik budur, Sertaç Bey'in yaptığı değildir.”

‘ŞAPKALARINI ÖNLERİNE ONLAR KOYMALI’

Fenerbahçe-Efes serisinde TBF hakemlerinin yetersizliği ve diğer problemleri bir kez daha gün yüzüne çıktı. Bu problem uzun süredir tartışılıyor ve devam ediyor. TBF'nin hakem konusunda nasıl bir tutum alması lazım:

“TBF'deki en önemli sorun liyakat. Kimin hangi görevde, hangi vasıfla ve yeterlilikle olduğu belli değil. Basketbolda ciddi bir eş-dost yapılanması var. Buradan sağlıklı bir şey çıkmaz. Çözüm üretemezsiniz. U18 Milli Takımı var mesela, burada Fenerbahçe'ye alenen hakaretler yağdıran antrenörler görev alıyor, oyuncular seçiliyor. Yapının bozukluğu alttan başlıyor, üst tarafı siz düşünün. Harun Erdenay ya da Erman Kunter seçilseydi, liyakati esas alan ve daha şeffaf bir federasyon olurdu. TBF'nin mevcut yönetimine devam diyen de sonuçta bu kulüpler. Şapkalarını önlerine onlar koymalı.”

‘İNSAN HAKLARINA DA AYKIRI BİR DURUM’

Türkiye Basketbol Ligi'ndeki yabancı kuralına siz dahil birçok basketbol yazarı, izleyicisi ve kulübü tepki gösteriyor. Seneye bu kuralın 5'ten 6'ya çıkacağı söylentisi var. Bu kuralın komple kaldırılmasını mümkün görüyor musunuz? Değişirse Türk basketbolu ne yönde gelişir:

“Yabancı sınırı bence insan haklarına da aykırı bir durum. Ülkenin ekonomik şartları ortada. Birçok kulübün bu yükü kaldırması zor. Yabancıyı sınırladığın zaman yerli piyasasındaki fiyatlar tavan yapıyor. Düşünün normalde 1'e alacağın oyuncuya artık 2 değil, 3 değil, 5 veriyorsun. Yabancı sınırının kalkmasını bizler istiyoruz ama bazı menajerler istemiyor. Özellikle yerli piyasasını elinde tutan bir menajerlik şirketi buna hiç yanaşmıyor. Bu noktada yine liyakat sorunu ortaya çıkıyor. Oysa işi ehline verirseniz ve hiç karışmazsanız, bu kararlar son derece gerçekçi şekilde alınır.”

‘GÜCÜ OLAN SÜRE ALIYOR’

Avrupa basketbolunda son yıllarda ciddi bir yetenek sıkıntısı var. Bu durumun sebebi ULEB yönetiminden mi menajerlik şirketlerinden kaynaklı mı bir problem? EuroLeague'nin Arap ülkelerine açılma fikriyatı bu sorunu çözer mi:

“Bu, aslında başka bir başlık altında konuşulması gereken çok uzun bir konu. Yetenek seviyesi düşüyor, bunda payı olan birçok şey var. Ben, bildiğimden örnek vereyim. Türkiye'de altyapılarda dönen torpili, hakkını yenen gençleri, hak etmeyenlerin ise belli odakların yaptığı PR çalışmasıyla nasıl yükseldiğini yazsam, ağzınız açık kalır ve zaten bu sistemden bir şey çıkmaz dersiniz. Bizim ülkemizde yetenekli olan değil, arkasında gücü olan süre alıyor, altyapılarda durumumuz bu.”

‘O YÜKÜN ALTINA GİRMESİ BÜYÜK RİSK’

Son olarak Erdem Can ile Efes birlikteliği hakkında ne söylemek istersiniz:

“Erdem Can için bu macera çok erken. Ataman sonrası o yükün altına girmesi büyük risk. Dürüst olmam gerekirse, bu birlikteliğin beklentilerin altında kalacağını ve yolların da erken ayrılabileceğini düşünüyorum. Ergin Ataman, belli bir kesime antipatik geliyor, bunu anlıyorum. Ama sonuçta burada kazandıkları ortada. Erdem Can, 2 kez EuroLeague şampiyonu olmuş bir takımı devralacak, bu kolay değil. Fenerbahçe'de Obradovic sonrası gelen koçların yaşadığı baskı ve gördüğü muamele ortada. Başarılı bir takım almak, başarısız bir takım almaktan daha risklidir bazen.”