Bu kadar sert bir giriş yapmak istemezdim ama tek kelimeyle "Yuh" diyorum.

Hangi delinin aklına geldiyse sosyal medyada birkaç gün önce "Kaşıkçı elması çalındı" diye başlık açılmıştı.

Amaç iktidarımı vurmaya çalışmak ya, nereden, ne yalan haber yapacaklarını şaşırdılar yemin ederim.

Bu haberi okuduğumda sokaktaydım.

Güldüm, muhalefetin çaresizliğine güldüm.

Anlıyorum, muhalefetin işi iktidar partisini iktidardan indirip yerine geçmek ama bu kadar da olmaz dedim.

Ben öyle iktidarımın her yaptığını, doğru yanlış demeden savunacak kadar trol zihniyetli biri değilim.

Benim tarzım her zaman nettir. İktidarım yanlış yaparsa yanlış demem, doğru yaparsa da abartırım.

Bu haberi de okur okumaz, yorumlara göz attım.

"Bunu da mı çaldılar?"dan tutun da "Çaldıklarını Kapalıçarşı''da kuyumcuda satarlarsa şaşırmam" diyen sözde muhalif mizah yazarlarına kadar çeşit çeşit tuhaf yorum gördüm.

Hele bir de "Kepçeyle alıp kaşıkla veriyorlar" diyeni görünce "Pes" dedim.

Yorumların hiçbirinde derinlik yoktu, mantık yoktu. Sadece "Çamur at, izi kalsın" çabası vardı.

Ama ben bunlara hiç aldırmadan kendimi gerçeğe adadım. İşimi gücümü bırakıp, bu işin aslı astarı nedir, gerçekten çalınmış mı, çalmışsa ne zaman çalınmış, kim çalmış diyerek kapsamlı bir araştırmaya girdim.

Sağa sola, emniyet birimlerine, tanıdığım hırsızlara sorarak zaman kaybı yaşamak istemedim ki size en kısa zamanda, en net bilgiyi vereyim.

Ulaştığım kesin ve net bilgi şu ki, "Kaşıkçı elması yerinde."

Gelelim kaynağıma…

Kaynak benim evde.

Benim güzeller güzeli bir karım var, ismi Elmas. Baktım karım evdeydi, çalınmış olsa kapıyı o açmazdı.

Hemen mutfağa gittim. Kaşıklar da yerindeydi, hatta yamulmuş çatallar bile duruyordu.

Özetle, ne Elmas''ımı çalan olmuştu ne de kaşıkları.

İnanmayın yalan haberlere.

Siz benim gibi hakkaniyetli yazarlara inanın.

Not: Bu tarafsız yazımdan sonra bana yine "Trol" diyen varsa onları bir kaşık suda boğarım.