Korona salgınının ilk başlarında iktidar;
“Sokağa çıkma yasağını şimdilik düşünmüyoruz.” diyordu.
***
10 Nisan 2020 Cuma.
Ani bir kararla İçişleri Bakanlığı, bir genelge ile gece saat 00.00’da 30 büyükşehrimizde ve Zonguldak’ta sokağa çıkma yasağı ilan edileceğini duyurdu.
Duyuruyu gece saat 22.00’de yaptı.
Yani yasağın başlangıcından 2 saat önce.
Apansız ilan edilmiş bir sokağa çıkma yasağı.
***
Muhalefet, İçişleri Bakanlığı tarafından ilan edilen sokağa çıkma yasağında Sağlık Bakanlığı ve Bilim Kurulu üyelerinin dahi haberi olmadığını öne sürdü.
Hatta Türkiye’nin yaklaşık %65’inin yaşadığı Büyükşehirlerin Belediye Başkanları’nın bile sokağa çıkma yasağının uygulamaya konması öncesinde bu karardan haberleri olmadığı ortaya çıktı.
***
Yüzbinler sokağa döküldü.
“Fiziki Mesafe” yani “Sosyal Mesafe” hak getire.
İzolasyon adına hiçbir şey yoktu.
Koronaya gün doğmuştu bir kere.
Virüsün arayıp da bulamadığı bir durum yaşanıyordu.
Virüsle mücadelede “milim milim ilerleme” yanlış bir saatte uygulanan bir kararla ele yüze bulaştırılmıştı.
***
Marketlerin, fırınların, manavların, tekel bayilerinin önlerinde izdiham.
Sıkış tepiş kuyruklar.
Kuyruklarda yaşanan kavgalar.
Yaşananlar tam bir rezalet tam bir kepazelikti.
Eğitimli ve disiplinli olmayan toplumlarda bu görüntülerin yaşanacağı kesindir.
***
Yukarıda ifade ettiğimiz yaşanacaklar hiç mi düşünülmemişti?
Hiç mi öngörülmemişti?
Madem dışarı çıkma yasağı uygulanacaktı birkaç saat önceden haber verilir mi hiç?
***
Demek ki yeterli koordine yapılmadan alınmış bir karardı.
Akıl bunu gerektirmez.
Devlet ciddiyeti bunu gerektirmez.
Devlet yönetimi disiplin ister.
Bu kararın ne kadar doğru olduğunu sizlere bırakıyorum.
Demek ki halkımızı tam olarak tanıyamamışız.
***
“Camiler kapatılamaz.” diyen bir vatandaşa polis;
“Kâbe bile kapatıldı” deyince vatandaşın polise cevabı;
“Yalan söylüyorlar yalan. Kâbe kapatılabilir mi hiç.” oldu.
***
“Bize bir şey olmaz. Olacağı varsa olur. Allah’ın takdiridir.” anlayışına sahip olan, hiçbir önlem almayan bir kesim var içimizde.
Siz ne kadar;
“Öpüşme, sarılma, tokalaşma, sosyal mesafeyi koru.” deyiniz.
Akılını bir yerlere, cemaatlere, tarikatlara, emanet etmiş kişilere ne anlatsanız boştur efendiler.
***
Demek ki iyi niyetle alınan bazı kararların uygulamaya konma zamanında yapılan yanlışlar sıkıntı yaratabiliyormuş.
Yanlış uygulamanın vicdani muhasebesi de unutulmamalıdır.
***
Yapılan yanlışlık vaka sayılarının artması gibi bir bedel ödetir.
“Kara Cuma”nın faturası yüksek olacak gibi görünüyor.
