Bu yazım Cumartesi günü -bugün- çıkacak. Yazımı yazdığım saatlerde Esad'a bağlı rejim güçlerinin saldırısıyla askerlerimiz şehit oldu. Sosyal medyada şehit sayımız hakkında çok sayı dolaşıyordu. Muhtemelen şehit sayımız da netleşmiş olacak.
Yazımı yazdığım saatlerde Hatay valiliğinin açıklamasında göre, şehit sayımız 33 oldu.
Bir ülke düşünün şehit sayımız bile belli olmuyor. Herkes sosyal medyada şehit sayısı dolaştırıyor. Bunun nedeni iktidarın bu tip acil olaylarda paniklemesi, bazı konuları manipüle etmesidir. İşte bundan dolayı vatandaşlarımız hükümet yetkililerin açıkladığı şehit sayılarına veya diğer toplumsal meselelerde iktidara güvenmiyor.
Teşbihte hata olmaz: Çoban hikâyesinde olduğu gibi.
Belki de şehit sayımız duyurulan gibidir bilmiyoruz. Ama yukarıda yazdığım gibi önceki meselelerde iktidarın paniklemesi ve manipüle etmesi vatandaşlarda inandırıcılığı yitirmesidir.
Bir yazımda demiştim ki: Suriye savaşı intihar olur.
Önceki yazımda yazdım ki: Suriye savaşı intihar oldu.
Şimdi de yazıyorum ki: Kaç şehidimiz var?
İleride ne mi yazacağım bilmiyorum tek işaret bu olur; ???
İnat edildi, Esad'la barışılmadı. Neyse o konular geçti. Arslanlarımız şehit oluyor. Konu bu. Allah'tan şehitlerimize rahmet, ailelerine sabır ve başsağlığı diliyorum.
İktidarın yanlış Suriye politikasının sonucunda bugün şehitlerimiz geliyor.
Bunu geçtik. Bugün ne yapılmalı? Bunları konuşmalıyız.
İktidar elbette bu savaşın bedelini seçimlerde ödeyecektir.
Mesele seçim de değil.
Şu anki meselemiz bu savaş krizini nasıl atlatabiliriz?
Meclis mutlaka olağanüstü toplanmalıdır.
Parti liderlerimizin acilen bir araya gelmelidir. Belki de bu satırların yayına girdiği gün bir araya gelmiş olacaklardır.
Ortada savaş var. İki devlet arasında savaş var. Öncelikle bunu bilmeliyiz.
PKK terör örgütü ile yaptığımız çatışma gibi değil. İsmini doğru koyalım, savaş bu. Çünkü karşınızda Suriye devleti var. Üstelik de Suriye rejiminde iktidarda kalmak için her türlü çılgınlığını yapacak bir tek adam var. Yapmadı mı? İşte şehitlerimiz var.
Allah korusun yarın Hatay'a, Gaziantep'e bomba atmaz mı bu çıldırmış Suriye yönetimi?
Çocukluğumda Adana'daydım. Saddam füze mi atacak veya kimyasal silah mı kullanacak belirsizdi. Bize yetkililer, perdeleri kapatın hiç açmayın diyorlardı. Sığınakların kapılarını kilitlemeyin denmiyordu?
Yarın bu Adana'da çocukluğumda Saddam için denilen şimdi Esad için denmez mi?
Üstelik de o zaman Türkiye-Saddam savaşı da yoktu. Sadece İncirlik Üssü'nün ABD'ye verilmesi vardı.
Şimdi ise, açıkça Suriye-Türkiye savaşı var. Durum daha vahim!..
İş işten geçti Suriye-Türkiye savaşı başladı. Acilen ne yapılması gerekiyorsa soğukkanlılıkla gereken adımlar atılmalıdır.
