Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mahmut Esad Kıraç

Mahmut Esad Kıraç

Hayalimdeki Müze

Müzecilik medeni memleketlerin yaşayan hafızalarıdır. Bir ülkede müze sayısı ne kadar fazla ise gelişmişlik düzeyi de o kadar ileridedir. Çünkü müzelere yalnızca bilinçli vatandaşlar sahip çıkar. Eğer vatandaşınız bilinçli değilse o ülkede müze binaları yıkılır ya da müzeye dönüştürülmesi gereken tarihi merkezler korunmaz.

Peki, sizce Türkiye''de müzecilik faaliyetleri yeterli midir? Bence maalesef değildir.

Yine de size bir hayalimden bahsetmek istiyorum.

Cumhuriyetimizin 99. yılını geride bırakarak 100. yıla giriş yaptık.

Benim hayalim 100. yıla yakışır bir Cumhuriyet Müzesi''nin yapılmasıdır.

Müze elbette Cumhuriyet''in kalbi olan Ankara''da olacak ve tam beş bölümden oluşacak ve beş katlı olacak. 

İlk bölümde yani giriş katta cumhuriyetten önceki 100 yılımız yer alacak.

Kaybettiğimiz topraklar, ekonomik durumumuz, halkımızın yaşam şekli, eğitim durumumuz gibi pek çok bilgi burada yer alacak. O zamana ait giysiler videolarla desteklenecek. Giriş katı gezen herkes kendisini o yıllarda o tarihlerde yaşıyor gibi hissedecek. O devrin müzikleri o devrin motifleri her tarafta olacak.

Bir de o devirde fotoğraf çekilmek isteyenler için tam o yılları anlatan fonun önünde hatıra fotoğrafı çekilebilecekler. Bu vesileyle Cumhuriyet''ten evvel yaşadığımız hayat ölümsüzleşecek.

İkinci bölümde, yani ikinci katta Cumhuriyet''in ilan süreci ve konuşulanlar olacak. Atatürk''ün cumhuriyetle ilgili söylev ve demeçleri, mecliste konuşulanlar, halkın düşünceleri ve Cumhuriyet''e giden süreçte sırasıyla yaptığımız savaşlar ve görüşmeler yer alacak.

Yani bu katta ziyaretçiler tam manasıyla Cumhuriyet''e hazırlanacak.

Gerekliliklerini düşündürecek ve öneminin kavranması sağlanacak.   

Üçüncü bölümde ise Cumhuriyet ilan edilecek. Atatürk''ün vefatına kadar olan süreçte Cumhuriyet''in neler yaptığı anlatılacak. İnkılaplar ve devrimler bu bölümde yer alacak. Ekonomik ve kültürel gelişmelerin tamamı burada verilecek. Halkımızın giyiminden düşünüşüne kadar pek çok örnek bulunacak.

Tebâ milletten özgür ve hür millete geçiş anlatılacak. Bir gecede cahil mi kaldık yoksa bir gecede aydınlandık mı teker teker tane tane anlatılacak.

Bu katta gezen herkes içinden bir ''''iyi ki'''' diyecek.

Dördüncü bölüm üçe ayrılacak. Osmanlı devletinde doğup Cumhuriyet döneminde de eser veren aydınlarımızla Cumhuriyet devrinde doğan aydınlarımız ayrı ayrı işlenecek.  Verilen eserler, yazılan yazılardan önemli bölümler. Onların ağzından Cumhuriyet''e yapılan övgüler ve eleştiriler hepsi bulunacak.

Burada karar ziyaretçilerin olacak. 

Hem kıyaslayacak hem övünecek hem de düşünecek. Özellikle gençler bu katta, her türlü şarta rağmen yetişen aydınlarımızı görecek. Örnek alacak.

Bu katın son bölümünde ise Cumhuriyet''in Cumhurbaşkanları ve Başbakanları ele alınacak.

''''Mevcut aileleri ve çevreleri söz konusu olduğunda Osmanlı Devletinde bir göreve sahip olabilirler miydi?'''' sorusu sorulacak. Hükümdar olamayacakları kan bağından ötürü zaten ortada.

Kazandıkları her konumda Cumhuriyet''e borçlu oldukları hissedilecek.

Son bölüm olan beşinci katta yani beşinci bölümde Cumhuriyet''in sahiplerine yani gençlere seslenilecek.

Bir tarafta Atatürk''ün gençlere hitabı diğer tarafta da Aziz Sancar gibi önemli isimlerin gençlere nasihatları bulunacak. Bazıları yazılı bazıları ise video kaydıyla sözlü şekilde yer alacak.

Bu kata gelene kadar Cumhuriyet''in kazanımlarını öğrenen gençler bu kattan sonra da Cumhuriyet''in sorumluluklarını öğrenip sırtlayacaklar.

Müzeden dışarı çıktıklarında daha bilinçli ve daha sorumluluk sahibi hissedecekler.

Evet, şimdi sizlere soruyorum:

Böyle bir müze yapmak çok mu zor?

Böyle bir müze yapmak çok mu maliyetli?

Kültür Bakanlığı ya da belediyeler özel gün ve bayramlarda sanatçıları, şarkıcıları bir defalık çağırmasalar bu proje gerçekleşir. Hem de bir defalık değil evladiyelik bir yatırım yapmış olurlar.

Milli Eğitim Bakanlığı da bu müzeyi gezmeyi ilk ve orta öğretimde zorunlu yapar.

Efendiler, unutmayınız ki Cumhuriyet''e öyle bir iki kişi değil topyekün sahip çıkmak gereklidir.

99. yılını kutladığımız Cumhuriyet''imizin 100. yılına bir müze hayali bırakıyorum.

Önümüzde tam bir sene var. Acaba gerçekleştirecek bir vatan evladı çıkar mı?

Hep birlikte göreceğiz.

Yoksa 100. yılı yalnızca konserler eşliğinde mi kutlayacağız?

Bunu da göreceğiz.

Son sözüm şudur: ''''Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir.'''' Kimsesizlerin kimsesi olan Cumhuriyetimize ve onu kuran büyük Atatürk''e saygı ve minnetlerimle…

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları