Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine yönelik, "Siz öğrenci misiniz yoksa siz rektörün odasını basmaya kalkışan, orayı işgale kalkışan terörist misiniz?" dedi...
"Terörist" ilan edilmeyen bir öğrenciler kalmıştı, o da oldu...
En ufak ses çıkaranı hemen itham etmeleri gösteriyor ki, teröristin ne olduğunu somut örneklerle anlamasına ihtiyacı var sayın iktidarımızın!
Terörist; ne istediyse verilen FETÖ'nün elebaşıdır!
Terörist; altına zırhlı Mercedes verilen kumpas savcısıdır!
Terörist; altlarına tank, uçak verilip 15 Temmuz'u yapanlardır!
Terörist; Oslo'da görüşülenlerdir!
Terörist; çözüm sürecinin ortağı olan, mektup sipariş edilen İmralı canisidir!
Terörist; TRT'ye çıkarılan kırmızı bültenlidir!
Hak aramak değildir teröristlik!
Boğaziçili öğrenciler; "arkadaşlarımız serbest bırakılsın, polis müdahalesi dursun, rektör istifa etsin, rektörlük seçimi olsun ve medyadaki linç son bulsun" diyor...
Bu taleplerde bulunmak mı teröristlik?
Ne yani; Boğaziçi Üniversitesi rektörü seçimle belirlensin diyen öğrenciler terörist, 2 tane oy için TRT'ye çıkarılan Osman Öcalan, ısmarlama mektup yazdırdığınız Apo, Kanarya Sevenler Derneği yöneticisi öyle mi?
Eğer iktidar, Boğaziçili öğrencileri terörize ederek, terörist göstererek, her şeyi belirleme ve tayin etme saplantısıyla, kimseyi dinlemeyen, anlamayan ve aldırmayan antidemokratik yaklaşımla var olan toplumsal itirazı sindirebileceğini, üstünü örtebileceğini düşünüyorsa çok ama çok yanılıyor...
Bir ülkeyi yönetmek; kendi mahallesinden olmayanlara ölçüsüz ve duyarsız şekilde yaklaşmak, taleplerine kulaklarını tıkamak değildir! Aksine yönetememektir...
Uzlaşmadan kaçtıkça, bireysel tercihleri yok saydıkça, demokratik hak ve beklentileri örseledikçe, toplumsal muhalefeti büyütüyorlar ve kendi gidişlerini hızlandırıyorlar ama farkında değiller...
