Çarşamba günü yani yarın Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında Saray'da toplanacak.
Kabine gündemi elbette yasakların gevşetilmesi, esnafın durumu ve aşılama çalışmaları olacak.
İkinci doz aşılama.
İlk dozu sorunsuz bir şekilde halletmemizin ardından ikinci dozu toplantı gündemine almamız elbette doğal.
Bu konu üzerinde çok durmak istesem de uzmanlık alanım olmadığı için atıp tutmaktan öteye gidemem.
Az önce bir satır da olsa atıp tuttum.
Benim asıl önemsediğim konu yasakların gevşetilmesi ve esnafın durumu.
Çevremde çok fazla esnaf arkadaşım var.
Kimisi destek nedir bilmiyor.
Kimisi dükkanını kapatmış durumda.
Ne yer ne içer soran yok!
Kademeli olarak açılacağını söylemeyin bu insanlara.
Bir önceki söylediğinizde borç edip masraf yapan ve yine de dükkanları açılmayan insanlar bunlar.
Birçoğunun bahsedeceğiniz ekstra önlemleri alabilecek durumu bile kalmadı.
Hadi, yarın şartsız tamamen açıldıklarını söyleyin bu insanlara...
Görün bakın ne kadarı açılabiliyor.
Birçoğunun dükkanlarına malzeme alacak kuruşu kalmadı cebinde.
Bunlar kafe ve restoran işleten insanlardı.
Bir de kuaförler var.
Konuştuğum birçok kuaför esnafı borca malzeme alarak döndürmeye çalıştılar dükkanlarını.
Kimisi kira desteği ve yardımlarının onaylanmasına rağmen ödemelerini beklediklerini söylüyor.
Elbette alacaklardır.
Bir an önce, tek bir gün bile geciktirmeden bu yardımların yapılması gerekiyor.
Çünkü insanlar dertlerini anlatırken dişini sıkarak anlatıyor.
Gözleri büyüyor.
Öyle bir pandemi süreci yürütüldü ki ülkemizde ruh sağlığımızı kaybetmek üzereyiz.
Konuştuğum esnafın çoğu böyleydi...
Geriye kalanı da hüzünlü gözler!
Eğitimdeki aksaklıklar nedeniyle kayıp bir nesilden söz ederken kayıp bir topluma doğru gidiyoruz.
Yıllardır süren 'Küçük esnafı bitirdiler' sözünü tarihe gömüp esnafı bitirdiniz!
***
"Çiftçilerin durumu çok kötüye gidiyor" diyerek başlamak isterdim bu bölüme...
Lakin bitmiş bir topluluk için "kötüye gidiyor" demek, onları olduğu yerden iyi durumda göstermek anlamına gelmez mi?
Kesinlikle öyle olacağı düşüncesindeyim.
Ekemiyorlar, ektiklerinde de tarlada kalıyor.
Kota koyuyorlar, koydukları kota kadarını bile almıyorlar.
Kendi ailemden biliyorum...
Tarlada kalan pancarlarına yanışlarından tanığım...
Hayvanlarına icra gelen, traktörünü kaybeden köylüden biliyorum!
Bitmeyen bir grup, zümre, adına her ne derseniz... Bitiremediğiniz kim kaldı?
Yoksulluk intiharları başladı bu ülkede!
Evine ekmek götüremeyen abiler, pazar alışverişi yapacak parası olmayan eşler, çocuğuna pantolon alamayan babalar, yiyemediği için emziremeyen anneler...
Artık yetmedi mi? Daha da mı olmadı!
Daha ne olsun?
