Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mahmut Esad Kıraç

Mahmut Esad Kıraç

Eğitimimiz abukluyor

2 sene evvel bir öğrencim üniversite tercihleri yaparken bana: ''''Hocam formasyon olmadığı için fen-edebiyat tercih etmeyeceğim.'''' demişti. Ben de ona bu memlekette eğitim politikası olmadığı için formasyonun elbet geri geleceğini söylemiştim. Sağ olsunlar yine beni yanıltmadılar. Özellikle son 1 yılda eğitim üzerine yazdığım hiçbir yazıda yanılmadım. Tabii ki bu benim marifetim değil görünen köyün kılavuz istememesidir.

Formasyon verilecek, tamam. Peki bu neleri değiştirecek?

Öncelikle belirtmeliyim ki Eğitim Fakültelerinin kıymetini giderek azaltıyorlar. Eskiden hakiki manada öğretmen yetiştiren kurumlarken günümüzde maalesef 300 bin sıralamaya kadar öğrenci alıyor.

Üstelik Eğitim Fakülteleri mezun vermeye devam ederken ve atanamayan 100 binlerce öğretmen varken formasyon vermek bir müjde midir?

Bunu da doğru analiz etmek gerekiyor.

Malumunuz öğrencilerin üniversiteye hangi puan ve netlerle yerleştiği açıklandı. Biz de hemen girip inceledik. Gördük ki eksi netlerle üniversiteye giriliyor. Yani üniversite artık kazanılan bir şey değil, dileyenin gidebildiği bir kurum. Mesela -2 netle Sivas Cumhuriyet Üniversitesi''nde Çağdaş Türk Lehçeleri kazanan bir öğrenci bulunuyor. Problem ne biliyor musunuz? Hem -2 netle kazanıyor hem de dilerse formasyon alabiliyor. Yani öğretmenlik yapabiliyor.

Fen-Edebiyat fakültelerine 1 milyon sıralama ile dahi yerleşilebiliyor. Başlıkta eğitimin geleceği yazıyor değil mi? Buyrun size eğitimin geleceği…

Eğer Eğitim Fakültelerinde olduğu gibi Fen-Edebiyat fakültelerini tercihe de en azından 300.000 tercih barajı getirilmezse muhtemelen çocuklarımızı 1 milyon sıralamadaki öğretmenlere teslim edeceğiz. Bu hususta en büyük sorumluluk da kolejlere ve kurslara düşüyor.

Eğer ucuz diye kalitesiz öğretmenler istihdam edilirse kötü eğitim alan öğrencilerimiz Sıcak Kafa dizisinde olduğu gibi abuklamaya başlayacaklar(!) 

Daha önce de yazdığım bir yazımda aynen şöyle belirtmişim: 

''''Peki, 300 bin sıralamayla bir öğrenci büyükşehirlerde öğretmenlik okuyabiliyor mu? Tabii ki hayır.

O halde gittiği taşra üniversitesinde öğretmenlik eğitimi alacak. Burada asıl problem şu ki Türkiye''de taşralar maalesef kültürel olarak pek çok eksikliğe sahip. Hatta daha net belirtmek gerekirse Türkiye''de taşraların kültürel seviyesini AVM''lere bırakmışlar.

Yani pek çok öğretmenimiz yeterli kültürel aktivitede bulunamadan mezun oluyor. Bir tiyatro izlemek, bir müze gezmek ya da bir kitap fuarına katılmak gibi pek çok etkinlikten maalesef uzak kalacaklar. Bir de bu yetmiyor gibi taşralarda zaten nitelikli bir öğretmenlik eğitimi alamayacaklar.

Sonra da siz bu 300 bin sıralamaya sahip öğretmeni, öğrencinin karşısına çıkaracaksınız. İşte asıl problem burada başlıyor. Taşrada öğretmenlik eğitimi alan bir öğrenci eğer kendisine iyi bir yatırım yapamadıysa yani düzenli kitap okuyup düzenli sosyal aktivitelerde bulunmadıysa öğretmenlik hususunda maalesef yetersizdir. Öğrenciye katabileceği değerler de oldukça sınırlıdır.''''

30 Temmuz''da Günboyu gazetesinde yazdığım bu satırları 10 Aralık''ta aynen tekrar ediyorum. Türkiye artık git gide eğitimlilerin değil eğitimsizlerin cirit attığı bir ülke haline geldi. Geçmişten günümüze eğitimdeki her şeyin kıymeti azaldı maddi olan her şey daha da pahalı hale geldi. En itibarlı meslek olarak görülen öğretmenlik için öğrencilerimiz artık ''''Hiçbir şey olamazsam öğretmen olurum'''' diyor.

Hiçbir şey olamayanın öğretmen olduğu bir ülkede buyrun gelecek nesli siz hayal edin. Böyle yaparak gençliğinizin geleceğinden çalıyorsunuz.

 

 

 

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları