Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İlayda TAŞKESER

İlayda TAŞKESER

Kendine İyi Bak

Dünya Emekçi Kadınlar Günü

1857 senesinde New York'ta bir tekstil fabrikasında kadın işçilerin haklarını aramak ve ayrımcılığa uğramadan çalışmak için başlattığı grev dünya tarafından duyularak 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü'nü yarattı.

Günümüzde çeşitli etkinlikler ve çoğunlukla benzer sözlerle hala anılıyor. İşyerlerinde kadınlar için hediyeler, sokaklarda afişler, mağazalardan gelen mesajlar.

Aradan geçen uzun zaman kutlamaların şeklini ve tarzını değiştirse de verilen mesajlar ülkedeki kadın yaşantısına dair oldukça güçlü fikirler veriyor. Peşinden de soru işaretleri geliyor.

Her kadın ve her erkek, başarı ve mutluluk çıtalarını kendisi belirlerken neden kadın daha fazla eleştiriliyor?

İş görüşmelerinde kadın için evli mi, evlenir mi, çocuk doğurur mu soruları önem teşkil ederken aynı önem erkek adaylar için de geçerli oluyor mu?

Çalışan kadın evinde yemek yapmazsa çevre onu ayıplayabiliyor ama erkekler bu konulardan doğuştan muaf mı oluyor?

Evlenmeyi tercih etmeyen kadın soru işareti oluyor da, erkek birey niye pek eleştirilmez oluyor?

Toplumun bizlere yüklediği roller tüm bu soruları kolayca yanıtlıyor. Çizilmiş sınırlar o kadar keskin ki bir adım önü de arkası da belli. Etiketlenmek an meselesi gibi..

İnsan durup düşünüyor.

Beden gücüyle çalışan kadın, zihin gücüyle çalışan kadın, üreten kadın, yöneten kadın.

Her güç elimizde ama neden bitmiyor bu soru sürüsü.

Rolün dayatmaları o kadar fazla ki, yaranmaya da çalışsan illa ki birine takılıyorsun(!)

'Evin de dağınık kalmış.'(Çok ayıp)

'Doktora yapsan ne olacak, hala düzenin yok.'(Okuyor da ne olacak sanki)

'Çocuk sahibi olmak istemiyor musun?' (Çok garip)

'Dünyayı sen mi kurtaracaksın.'(Pek hayalperest)

Bu sözler zihinden geçerken her kadının mutlaka tanıdığı ve maruz kaldığı bir ses tonuna denk geliyor.

İster okumuş olsun ister okumamış. İster yoksulluk olsun ister zenginlik. İstisnası olmayan bir yıldırma bu. Bana kalırsa ne yapan farkında ne yapılan, sözgelimi olmuş artık. Soran bu beni ilgilendirir mi diye düşünmüyor, cevaplayan bu bana sorulamaz demiyor.

En ağırı da hemcinslerden gelenler oluyor. Biz Emekçi Kadınlar Gününü kutlarken, yan masamızda oturanı, dostumuzu, ailemizdeki kadınları gerçekten kutluyor muyuz yürekten.

Kutlarken 'Seçimlerin senindir, beni mutluluğun sevindirir.' diyebiliyor muyuz gözümüzü hiçbir şeye devirmeden?

Yazdığımız güzel mesajlardaki sözlerimiz, yılın diğer günlerinde de geçerli oluyor mu?

Sorularla dolu bir yazı olsa da okurken cevaplar sırasıyla diziliyor insanın kulağına.

Öylesine kutlayıp geçilmediğinde büyük bir konu, oturup düşününce başlangıcı insanlık tarihine gidiyor.

Fiziksel ve psikolojik şiddet, cinsiyet eşitsizliği, mobbing ve yıldırma.

Çok iyi biliyoruz bazen kimin ne ile baş ettiğini, her eleştiriyi hak gören sözlerimiz buz kesiyor o zaman.

Kimi sesini çıkaramadan bastırılıyor, kimi sesini çıkarırken kırılıyor, kimi başarabiliyor.

Baştan kırmasaydık bu cinsiyet eşitliğini, dünya daha cesur olabilseydi belki hakettiği gibi kutlanırdı bu özel gün.

Hala bir yerlerde hatta her yerde erkeklerden daha az ücretle çalışan, hakları tanınmayan, fiziksel ve psikolojik güç ile yıldırılan kadınlar olduğunu bilmek bana bu günü özel hissettiremiyor.

Ayırmadan, yargılamadan, güç yarıştırmadan verebileceğimiz bir savaş bu.

Her günü kutlayarak yaşamak dileğiyle...

 

YORUMLAR
YORUM YAZ
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yazarın Diğer Yazıları